üç çocuğun peşine 9 yıl aradan sonra gelen, papucumu damın en pis yerine atan, büyüdükçe her şeyi kendinin bildiğini sanan, dünyayı omuzlarında taşıdığını idda eden, uzak bir yere gezmeğe gittiğinde ablasına * kolye alan, doğduğu günden beri bakarken içimin yağlarını eriten, 1,90 boyuyla ara sıra beni korkutan, ablasının devesi erkek kardeş kişisi. iyi ki doğdun iyi ki varsın.
Babam iki tek atınca
Hadi seni karpuzlara götüreyim, derdi
(Karpuzlar Gebze'de oturan kızlardı)
Annem kızarır, kızar
Bey çocuk daha küçük, der
Mutfağa gider ağlardı
Babam karpuzdan anlardı ! ...
efendim eskiden hamur tahtadan yapılma tabuta benzer teknelerin içinde yoğurulur sonra da fırında pişirilip ekmek yapılırdı. Hamurun geneli alındıktan sonra, tasarruf maksadı ile teknenin sonu kazınır, oradan da bir iki ekmek çıkarılırdı, tabi biraz kıymıklı. işte o kısma tekne kazıntısı denilirdi ve çocuklar için kullanılan deyim de buradan türedi. Yaaa, dinazorlar bile vardı o zaman...