islami terörün en önemli destekçisi ve yuvalandığı yerler buralar zaten. gidip şeyhine teslim ediyorlar onlar da allah yolunda cihat yapıyoruz diye gençleri canlı bomba bile yapıyor. islami terör örgütlerinin legalleşmesi adından en büyük atılım da bunlardır. örgütlerin sürekli farklı biçimde düşünce oluşturması ve gençleri bunlarla örgütleyip kendi menfaatinde kullanması, bunu yaparken islamın vahşi yönünü referans alıp bir nevi rehber ve motivasyon kazanması da cabası.
atatürk ün yaptığı en güzel hareketlerden biridir. ne kadar islamcı terörist oluşum varsa arkasında ya tarikat ya da cemaat olduğunu görürsünüz. cemmatler ve tarikatlar terör doğurmak dışında bir işe yaramıyor.
vaka-i şerriyye dir. bu gün ahlakın bu kadar çökmesinin temel müsebbibidir. bu gün çoluğumuz çocuğumuz batının kollarına itiliyor, ahlaktan zerre nasib alamıyor ise bundan kellidir.
- din istismarını önlemek
- toplumun laikleşmesini sağlamak
- halk arasında eşitliği sağlamak
- bu mekanların rejim karşıtı eylemlerin odağı olmaktan çıkarmak
refik koraltan ve bazı vekillerin önergesi ile sunulan kanun 30 kasım 1925 tarihinde kabul edilmiştir.
kanunnun maddeleri;
- şeyh said isyanı'nda en önemli rolü üstlenen bu merkezler çıkarılan kanun ile kapatılmıştır.
- dervişlik, mollalık, şeyhlik, çelebilik, türbedarlık, babalık, falcılık, üfürükçülük gibi unvanlar ve faaliyetler yasaklanmıştır.
ayrıca; eyüp sultan, mevlana, yavuz sultan selim ve fatih sultan mehmet vb. kişilerin milli tarih ve kültüre mal olmuş kişiler olmasından dolayı türbelerine dokunulmamıştır.
atatürk'ün kapattığı o tekke ve zaviyeler, tarikat adı altında ülkeye darbe yapmaya kalkıştılar. şimdi
bu aktroller niye kapatıldı bu tekke ve zaviyeler diye ağlarken 15 temmuzda bunlarla savaştıklarını bilsinler isterim. ve o kahramanlıklarıyla övünüp duruyorlar.
tarikat ve cemaatlerin özellikle 50 sonrası bir çoğu siyasal ve politik faaliyetlere bulanmış ve bu oluşumların finans desteği ile dolaylı olarak büyümesi sağlanmıştır.cumhuriyet sonrası tekke ve zaviyelerin kapatılması dönemin şartları göz önüne alındığında devrim adı altında ülkede atılan en önemli adımlardan birisidir.fakat şunuda belirtmek gerekir ki dünün tekke ve zaviyeleri bugün kabuk değiştirirken dünden bugüne boş durmayan dernek şirket ve yabancı misyonerlerin,okul,yardım kuruluşları kisvesi altında büyüyen oluşumlar ülke için daha büyük bir tehlike arz etmekte.eminim atatürk yaşasa alayına kök söktürürdü fakat adamda bu milletin hatırına 500 sene yaşayacak hali yoktu hani hep diyoruz ya atam izindeyiz diye sanırım onu hep yıllık izin olarak algılamışız ve tehlikeye karşı bir değil,hep taraf olmuşuz.
tekke ve zaviyeleri kapatmak çözüm değildir. evet bu konuda bir yasa var, zamanında kapatılmış ama gördük tekke ve zaviyeler kapanınca buradakilerin nerelere gittiğini, girdiğini. kapatınca kapatmış olmuyorsun, sadece içindekileri merdiven altına atmış oluyorsun. onlar da o merdiven altlarında yaptıkları üretimle gün geliyor sizi zehirliyor.
epic fail diyebileceğimiz türden bir değişiklik. bununla din eğitimi merdiven altına itildi ve denetlenemeyen yapılar oluştu. neye hizmet ettiği belli olmayan, nasıl finanse edildiği açıklanamayan bu yapılar kullanılarak ülkenin gidişatına etki edecek müdahalelerde bulunuldu. din eğitimi gibi istismara açık hassas bir mevzu üzerinde kontrolü azaltacak her değişiklik sakıncalıdır.
Osmanlı imparatorluğu döneminde bayağı aktifdiler. Çeşitli devlet adamlarınıda bünyesine katmayı planlıyorlardı. Atatürk var olsun ki hepsini birden kapatıverdi.