kafa dinlemek için biçilmiş kaftan bir memleket, memleketim.
önceleri bundan 5-6 sene önce tekirdağ daha sessiz, daha sakin bir yerdi. ancak bir anda anadolu' nun birçok yerinden aldığı göçlerle birlikte dolmaya başladı. tekira* ile beraber çarşı trafiği oluştu. ama hala sessiz, hala sevgili.
tarla.tarla.sonra yine tarla.
tüm verimli arazileri değerlendirilerek adam gibi tarım yapılsa, tarımsal ürünlerde Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltacak potansiyele sahip kent.
Bir de bütün kent düzlük iken şehir merkezini yokuşa kurmayı nasıl becermişler arkadaş.
memleketim olmasına rağmen insanlarının birbirleri arasında ticari ilişki gözettiği yer.köfteciye gidiyorsun, 4-5 köfteci yanyana olduğu için üzerine çullanırlar;
"gel abi 1 porsiyon 9 lira abi gel gel"
otogara gidersiniz;
neresi abi gel abi burgaz, babaeski gel abi çorlu çerkezköy gel abi gel."
sahildeki kayalıklar çiftler için cennet.
tekirdağ/merkez adına konuşuyorum. sakin, sessiz bir yer. ancak gezilecek ve eğlenilecek çok fazla mekanı yok. çok fazla gelişmiş bir yer değil. sanırım burayı doğal yapan da bu. insanların samimi olduğu bir yer. bir lokantaya gidince ''ne alalım ne önerirsin?'' diye sorunca garsonların sizin adınıza karar verdiği çok samimi ve sade yerler vardır. çok fazla polisiye olay yaşanmaz. metal müzik seven bir insanım. metal potansiyelinin pek bulunmadığı bir yer. yani hard rock cafe tarzı pek bir şey yok. kısacası sadece kafa dinlemek için ve yaşamak için gelenlere uygun bir yer bence. eğlenmek isteyenlere çok uygun olduğunu söyleyemem.
memleketim. her daim aklımda. ayrıyız, dönermiyim tekrar bilinmez. en çok üzüldüğüm nokta ise başka şehirlerde insanların içki muhabbeti yapması. bir tekirdağlı olarak gülüyorum ama işte. insanlar içkiyi çok seviyormuş. 22 den sonra içki alamıyorlarmış falan filan. geç geç.
tekirdağ deyince akla gelen şeyler insanların iş bilmez olduğu. esnaflık nedir bilmezler esnaflık oynarlar. delikanlılık nedir bilmezler delikanlılık oynarlar. ben ankara'nın bağlarında büyümüş bir ankaralı olarak, tekirdağdaki kadar fıs insanlar görmedim. buranın serserileri kuru sıkı.
ayrıca köpeklerden nefes alamazsınız bu şehirde. başınıza bir iş gelmesi an meselesidir.
köpeklerden sonra en çok gördüğünüz canlılar trafik polisleridir. azami hızın 70 km olması gereken yer 50 km, 90 olması gereken yer 70 km. her yer trafik polisi, her yer pusu. ansızın olur olmaz bir nedenden ceza yiyebilirsiniz. bu şehirde ceza yemeye mecbur bırakılıyorsunuz, çünkü trafikte tam bir anarşi hakim.
avrupa'da yer alan bir şehir olmasına rağmen doğudaki bir çok şehirden geri kalmış büyük bir köydür tekirdağ. buranın insanları ne talep etmeyi bilir, ne de iş yapmayı. tekirdağ nedir derseniz, ankara'nın ulus semtinin deniz görmüş halidir.
rakısı ve denizi ünlüdür. denizi çok güzeldir ama sahilleri bok götürür. bu şehir türkiye'de değil de isviçre'de yer alsaydı dünyanın en çok turist çeken şehirlerinden biri olabilirdi. ama bakımsız külüstür bir şehir olarak kalmaya devam edecek bu gidişle. tekirdağ sahil uzunluğu en fazla olan şehirler sıralamasında dünya sekizincisidir.
doğalgazın bile yeni yeni geldiğini göz önünde bulundurursak daha alınacak çok yol var demektir. eğer zenginseniz veya emekliyseniz kafanızı dinleyip doğayla iç içe yaşayabileceğiniz güzel villalar ve müstakil evler bol sayıda mevcuttur.
köftesi güzel değildir. izmir köftesini seven bir damak, tekirdağ köftesini yiyince köfteden soğuyabilir.
rakısı markadır. kalitelidir.
başka da bir şey yok bu şehir için anlatılacak. ha bir de kumbağ var. (bkz: kumbağ) hafta içi gidin tenha oluyor. hafta sonları dünyanın tüm apaçileri burada toplanır. deniz suyu çamurla bok karışımı olur. hafta içi çok sakin oluyor deniz. apaçi de pek olmuyor.
O kadar uzun bir sahil şeridi olmasına rağmen sosyal amaçlı işletmeler anlamında bir çok şehrin gerisindedir. Üniversite öğrencisi sayısının artmasıyla düzelir diye umulmaktadır.