çoğu insan muhalefet edecektir ancak sorun bir işçi eyleminden öte bir siyasi kavga malzemesi oldu. beni kimse "4/c kaldırılsın işçiler işsiz kalsın" diyen bir sendika başkanının, sendika yöneticilerinin siyasi karar vermediklerine inandıramaz.
chp ve mhp iktidar ortağıyken geçmişte işçilere, çalışanlara hiç iyi davranmadı, görmezden geldi. şimdi ise bir hak savunuculuğu görevi üstlendi. bu eylem muhalefet için, iktidarı yıpratmak için aranıp da bulunamayan yol göründü. onların geçmişi bize bunun böyle olduğunun ispatıdır. deniz baykal bile bunu itiraf etmekte sakınca görmedi ve açıkça iktidara "seni bu tekel işçileri götürecek" diyerek asıl niyetini ortaya koydu.
neyse geçmişi boş verelim ve iktidarı yıpratmak amacıyla da olsa işçilerin iyiliğine çalıştıklarını düşünelim. fakat 4/c kaldırılması için sendikalar karar almış ve danıştay'a dava açacaklar. bunun işçilere ne yönden faydalı olduğunu birileri makul gerekçelerle açıklasın lütfen... istiyorlar ki işçiler 4/c den mahrum kalırsa tamamen işsiz kalacak, hatta önceki girenlerin bile hakları geri alınarak 4/c kapsamında çalışanlar ve bundan sonra özelleştirilen işletmede çalışanlar işsiz kalacak. sonuç olarak bu işsiz kalan işçiler, 4/c ile şuan çalışanlarla birlikte 24 bin kişinin üzerine çıkacak. şimdi 4/c var diye haline şükrederek eyleme katılmayan insanlar hemde 2 kat sayıya çıkarak daha büyük bir eylem planlayıp daha çok hükümeti çözüm bulma konusunda zorlayabilir ve iktidarı zorlar gibi salakça bir siyasi görüş içindeler. benim görüşüm ise danıştay böyle bir karar alırsa, yani 4/c iptal edilirse onlar yüzünden işsiz kalacak insanlar iktidarı suçlamaz ve bu davayı açtıran nerde chp'li, sendikacı, eylemci görseler kavgaya tutuşacaktır. devletin kanuni bir vazifesi olmadığı halde 4/c ile verdiği bir imkanı iptal ettirerek ne elde edilecek? işçilerin güya haklarını korumak için verilen hakları beğenmeyip hiçbir hak sahibi olmamayı savunmak hangi mantığa, akıla sığar? devlet bir oteli yıkıyor ve içinde kalanları yataklarını vererek yolluyor. isterseniz bana ait daha kötü şartlarda oteller var. gir yat diyor. birileri de çıkıyor, "biz eski otelimizi isteriz, yoksa o kötü oteli de yıktırırız diyor. yıktırın bakalım, bu insanlar kötü şartları olsa da başını sokacak yer göstereni mi, yoksa başını iyi kötü sokacağı yeri yıktıranı mı suçlayacak... neymiş de dava açıp oteli yıktırırlarsa devlet yeni otel bulurmuş... yavrum öyle bir kanun yok. iş akti, iş yeri kapatılırsa fesh edilir.
muhalefet geçmişte yaptığı gibi, işi yargıya götürerek, "kanunlar çerçevesinde mümkün olan veya zorlama kararnamelerle çözümler üretmeye çalışan iktidarı" zora düşürülecek ve yargı gücüyle yıpratılacağı zannediliyor. fakat bu yol hep ters tepti. birçok meseleyi mahkemeye taşıdılar ve alınan kararlar kendilerini memnun etse de sonrasında ortaya çıkan tablo kimseyi memnun etmedi. kimsenin memnun olmayacağı konuları yargıya götürüp kendince hükümeti zorlayan bu ahmakça yöntem halk tarafından iktidarın değil bu kararı yargıya taşıyanların suçu olarak görülür. bunlardan bazılarını yazayım. katsayı kararının iptalinde, belediyelerin öğrencilere verdiği kredilerin iptalinde, gdo'lu ürünlerle ilgili düzenlemenin iptalinde gördük. en basitinden gdo'lu ürünleri örnek vereyim. şu an gdo'lu ürünler hiçbir yönetmelik bulunmadığı için özgürce ülkemize giriyor. gdo'lu ürün satanlar türkiye'nin bu kararnamesine karşı çıkmışlardı. ne garip hükümeti amerikan uşağı diye suçlayanlar amerikan gdo'lu ürün satıcılarınıun ekmeğine yağ sürdü. ama sorun değil. artık insanlar gdo'lu olduğunu bilmeden yiyip içiyor. muhalefet için önemli olan çözümsüz bırakmak. 4/c kalkarsa tekel işçilerine yeni iş verecek hiçbir kanun veya kararname kalmayacak. sonuç ise tamamen işsiz kalmaları. ülke karışsın, tekel işçileri de işsiz kalsın banane diyen vardır. fakat bu halk bunun hesabını hep sordu ve soracaktır. bu işler akp'yi zayıflatmaz, aksine güçlendirir. bunu neden anlayamıyorlar anlayamıyorum.. bu ülkede yargının muhalefetle yarattığı kaoslar olmasa bazı şeyler çok daha düzgün işler.
danıştay vatandaş zararına yaptığı işlerle adını duyurmuş ve meşhur olmuş güzide bir kurumumuz. muhalefete destek vererek halk yararına olan kararnameleri iptal etmekte üstüne yok. danıştay bir şeyi yargılarken iki şeye bakmak zorunda. verdiği kararla devletin karşısında halkın yanında mı ve ikinci olarak kanunlara uygun mu? kanunlara uygun demezler, halkın yararına demezler sırf akp yaptı, muhalefet karşı diye iptal ederler. bu yüzden bu 4/c kaldırılması gerçekleşirse hiç şaşırmam. akıl ve mantık diyor ki; sendikalar çalışanların zararına dava açabilir mi? mantıken açamaz, çünkü bir kararname iyilik yapıyorsa mahkemeye götürülmez, zararlı ise götürülür. normal şartlarda sendikaların çıkan kararnameden bir zararı olmadığı için dava açabilme hakları yok fakat biz bu yargının şapkadan ne tavşanlar çıkardığını çok gördük.
