tekel işçisinin kızı ve erkek arkadaşının intihar edişini, babasının 4C kapsamında çalışmasını istemediği için yapmış gibi göstermeye çalışan özürlü zihniyete gel de küfür etme sözlük.
Çok değişik zihniyetlerin varlığına tanıklık etmemi sağlamış " insan " grubu. Şöyle buyurmuş biri;
".... şehrinde 2 evi ve 1 arabası olmayan yok içlerinde."
vay anasını sayın seyirciler... çok büyük başarı zaten 2 ev ile 1 araba şu ülkede di mi? hakları yok, haketmeden aldılar. ama çıkıp gemicik alsaydı ( farkındayım çok popülist bi eleştiri )ya da bi elmas dükkanı açsaydı, likid yumurta işine girseydi ne biliyim ben ya işte bu tarz " işini bilir " şeyler yapsaydı daha bi el üstünde tutulurlardı sanırım.
" Yan gelip yatarak " para alıyolar deniliyo bunun ne demek olduğuna dair hiç bi fikrim yok. Nasıl yani ya? Fabrika falan yok mu orda bi yerde? Bu adamlar sabah 8de, 9da çıkıp gitmiyolar mıydı işlerine? *
Velev ki yan gelip yatarak para alıyorlarmış, alsınlar anasını satıyım. Benim vergim bazı şerefsizlerin cebine gideceğine, trilyonları çuvalla götürdüğü halde yıllardır doymayan*, annesi kamuya mal olmuş arkadaşların cebine gireceğine, parasızlıktan çocuğu ölen ve yine parasızlıktan cenazesine arkadaşlarından para toplayarak gidebilen bi babanın cebine girsin. ben razıyım. ilerde çalışır öder o adamlar eğer varsa haksız kazandıkları bi para. çünkü onlar işçi adam. haysiyetli olurlar -ki bazıları bunun anlamını bile bilmez.
ekleme; Yazıya başlarken aklımdaydı unutmuşum yazmayı. Son 1 yıldır; önce eczacılar sonra doktorlar şimdi de işçiler. Bunların hepsi haksız, bunların hepsi yalancı dolancı, kazandıkları para helal değil bla bla... ne lan bu? bunca insan haksız bi siz mi haklısınız lan?
evet hayat tekel işçileri için daha zor ama devlet hiçbir getiri sağlamayan bazı kurumlardaki insanlara daha ne kadar para aktaracak.işçiler için havadan sudan gelir sayılmaz mı bu?.bu açıdan bakarsak o halde kimse çalışmasın ama devletten sürekli maaş almak için grev yapsın.eğri oturup doğru konuşalım.bu insanlara halk tarafından verilen destek de işçilerin ancak grev işkencesini uzatmaya sebebiyet verir.
haklı davalarında yanlarına yanaşıp onların haklı davalarından nemalanmaya çalışan andavallar yüzünden halkın gözünde haksız duruma düşmüş bahtsız bedeviler.
yancılar için :
(bkz: tkp)
(bkz: halkevleri)
ve bilumum devrimci tayfa,,,
genç yobazlar yani genç siviller eylemi protesto için bölgeye yönlendirilir. eylemcilerin üzerine converse ler atılır . buna demokratik çakallıkta denir.
çamur atarak ışığını engelleyemeyecekleri onurlu direniş.
50 günü aşkındır bekliyorlar hakları için .
yalnızca varolan haklarını korumak için.
hakları olmasına rağmen zam istemiyorlar.
fazladan izin de istemiyorlar.
hükümetin onları kiralama fikrine karşı direniyorlar.
çocuklarının gelecekleri için direniyorlar.
insanca yaşayabilmek insan olabilmek insan kalabilmek için direniyorlar.
onurları için ekmekleri için direniyorlar.
ve bugün yeniden ülkeyi varedenlerle kucaklaştılar.
en militan şekliyle , üretimden gelen güçleriyle genel grev genel direniş şiarıyla birleştiler
tüm türkiye'de yeniden bağırdılar.
üreten biziz yöneten de biz olacağız.
birileri de bağırıyor yan gelip yatana artık para yok.
ya siz ''sayin'' milletvekilleri siz ne yapıyorsunuz
yedi sülalenizi zengin etmekten başka ne yapıyorsunuz.
mecliste tepişmek için mi alıyorsunuz 9900 lirayı. (cukkalar hariç yani sadece net maaş.)
bir de soru ''bunları biliyor muyuz'' cinsinden
dünya'da milletvekillerinin maaşının , ülke milli gelirine oranının en yüksek olduğu ülkenin türkiye olduğunu.
ha unutmadan tekel işçilerinin ''yan gelip yattıkları'' için aldıkları maaşlar bizim vergilerimizden ödeniyomuş ya
emekçi diye , sanayide 500 tl ye çalışan adama derim ben, çalışmadan 2000 tl maaş alan adam emekçi falan değildir, laftır bu , modası geçmiş komünist ağızıdır. hakları savunulacak birileri varsa, sigortasız çalıştırılan, hiçbir hakkı olmayan, istenildiği zaman işten kovulan, günde 12 saat eşek gibi çalıştırılan insanlardır, hadi çıkın sokağa bunların haklarını savununda görelim ne kadar iyi niyetlisiniz bakalım ne kadar işçi hakları savunucu susunuz, devlet malı deniz yemeyen keriz mantığını savunan şahıslarla elele verip , yaygara koparanlar oturdukları yerden ahkam kesen, komünist militanlar beni zerre kadar ilgilendirmiyor, dertleriylede hiç dertlenmiyorum, hiç kusura bakmayın.
son olarak cumhurbaşkanı abdullah gül kurufasulyesini yerken 'fazla uzatmasınlar artık' demiştir. yani tadında bırakın gibi bir anlam vermiştir. tövbe tövbe hiçbirinden çıkmayacak mı adamakıllı bir cümle.
muhalif güçlerin desteklemesiyle eylem yapan kişiledir, bazılarının figuran olduğu yönünde söylentiler vardır. amaçları hak aramak değil adalet ve kalkınma partisini yıpratmaktır. bu olayı öğrenen başbakan recep tayyip erdoğan'da destek vermeyi çekmiştir. birkaç gün daha oturup sonra paşa paşa evlerinin yolunu tutacaklardır.
haklarında "devlet bir yerden tasarruf yapsın ama bunlara istediği şartları versin," deniyor.
lan harbi kafama tüküreyim böyle bir fikri neden daha önce düşünüp, kömür yardımı karşılığında oyumu sattığım başbakanıma söylemedim. bak çözüm yanıbaşımızdaymış.
şaka mısınız oğlum siz.
devlet denen olayı anlayın bir öyle gelin.
devlet, tek tek bireyler olarak yapamadığımız işleri yapması için para ödediğimiz hededir.
devletin finansörü biziz yani. bensen o, bizsiz onlar.. hepimiz.
devlet bizden aldığı parayı memura, emekliye, hizmete, eğitime vs vs harcıyor işte. bu kadar basit.
dolayısıyla devletin tasarruf yapması, bizden ya daha fazla vergi alması ya da maaşlarımızdan kesmesidir.
tayyip erdoğan cebinden vermiyor ya bu paraları.
demek ki neymiş, iki yıldır depolarda okey tavla çevirip, asgarinin en az iki katı maaş alan işçilerin parasını sen ben karşılamışız.
yapılan emekli zammına "azmış be bu" dediğin zaman erdoğan çıkıp, "ama orada tekel işçilerine para yetiştirmemiz lazım," deseydi sikinde olacak mıydı tekel işçileri? "onlar da işçi, yeter ki onlar kazansın," diyecek miydin?
her yapılan zamda "hükümet çok rerörööö," diyorsun ya hani, erdoğan "e ama tekele de yazık di mi," deseydi ne kadar sikleyecektin bu durumu?
ya da hükümeti takiyyecilikle, oy pazarcılığıyla suçluyordun. "herşeyi oy için yapıyor bunlar yeaæ" diyordun; al işte aynı hükümet büyük bir kitleyi karşısına aldı. belki de sırf belli marjinal örgütler ve medya sayesinde günlerdir ajite edilen bu eylem yüzünden milyonlarca oy kaybedecek hükümet.
içinde bir yerde bu duruma deliler gibi de seviniyorsun evet ama bir kere bile, "lan adamlar harbi adamlarmış. kendi doğruları için riske giriyorlar." diyor musun? hayır.
çünkü ikiyüzlülük damarlardaki kana girmiş bir kere.
yarın yine kömür dağıtılır, sen yine cebelleşir durursun, "bunlar oy topluyor," diye.
yandaş basının ki çoğu kendine dindar diyen, allah ve namazı ağzından düşürmeyen basındır bu, 50 küsür gündür görmezden geldiği, iftira attığı, yalan ve kin ile saldırdığı işçilerdir.
bi ara 7-8 milyar maaş alıyor diyecek kadar şeref yoksunu izahlarda bulunmuşlardı.
yok yan gelip yatıyorlar, haketmiyorlar.
yahu bu adamlar 50 gündür kimsenin yapmadığını yaparak soğukta eylem yapıyor, sabahlıyor, ölüm orucuna gidiyor.
lan hiç mi haysiyet yok, şeref bu zihniyet.
cidden çıldırmamak elde değil.
hayır bu adamlar akp zihniyeti olsun bu dindar takılan dinciler olsun.
görsen 5 vakit namazdalar ama şu tekel olayından sonra üstlerindeki pislik ve lekeyi temizlemeleri için değil 5 vakit, 55 vakit namaz kılsalar üstlerindeki pislikten arınamazlar.!!
üzerlerinden siyasi olarak geçinilen insanlardır. bu işçilerin hiç yoktan istihtam edildiği ortada. akp karşıtlarının bir kısmı bunu bilerek, büyük bir kısmı ise bilmeden, gözlerini kapatarak, neden diye sormadan eyleme destek veriyorlar.
şimdi şunu düşünün; akp türbanlı kişilerin duygularını, kimliklerini istismar ederek oy toplamadı mı? toplamaya devam etmiyor mu? bence evet. peki, tekel işçilerinin yanında görünen, hükümete karşı onlara destek olan partiler; tekel işçilerini, solcu kimlikli kişileri, deniz gezmiş parkası giyip ortalıkta dolaşan; zaten miting alanlarına koşturmaya hazır olan gençlik heveslilerini istismar etmiş olmuyor mu? onları sömürmüyor mu? kesinlikle evet.
peki burda suç kimde? partilerde mi? hayır. onların işi bu; toplumsal ayrılıklardan yararlanarak oy toplamak, yandaş kazanmak. suç, siyasi partileri takım tutar gibi holiganca destekleyen bizlerde. desteklediğimiz siyasi partiye o kadar bağlıyız ki onların dediklerini baz alarak duruşumuzu belirliyoruz. oysa ki o siyasi parti sizin duruşunuzu temsil etmeli, size duruşunuzu öğretmemeli. işin esası halkın seçtiği kişilerin halkı temsil etmesi değil mi?
gözümüzün kolayca boyanmasına izin veriyoruz. türbandır, laikliktir, işçidir derken olan sadece ülkeye oluyor.
an itibariyle maaş bordrolarını televizyonda göstermiş işçilerdir. ikramiye dahil ortalama ellerine geçen net maaş 1450 ile 1650 arasıdır. 2400 tl yi kim neresinden uyduryor? anlaşılması güç gerçekten.