bugün

çok saygı ve sevgi değer kamuoyunun nasıl olupta destek verip,bağrına bastığını bir türlü anlayamadığım,hiç haketmediği halde onyıllardır devletin doktorunun-mühendisinin alamadığı çapta maaşlar-primler almak suretiyle milletin sırtından geçinen;üstelik benzeri devlet kurumları gibi türkiye nin her fırsatta eleştirilen dış borcuna sebep olduğunu düşündüğüm sanki halkın temsilcisiymiş görüntüsü vererekte yanılsamaya yolaçan rant kavgacıları.
bazı gerizekalıların hala "olm yatarak para kazanıyolar" , "5000tl maaş alıyorlarmış" , "devletten 100bin tl ikramiye istemişler" , "pkk lı lan bunlar" diyerek baltalamaya çalıştığı direniş.
" 4C nedir?" , "bu işçiler ne istiyor?" diye soran yok. "bir siz mi kaldınız türkiyede derdi olan" diyen düşüncesiz dingillere de bunun bir direniş olduğunu , bir prototip olduğunu , bu direniş kazanırsa eğer "hak verilmez alınır" sözünün de doğruluğunun kanıtlanacağını hatırlatırım.
anlamadan dinlemeden , neyin ne olduğunu bilmeden atıp tutan gençlere burdan selam ederim.
tekel işçilerinin grevi

öncelikle bu yazıyı neden yazıyorum? bu yazıyı yazmamın sebebi tekel işçilerinin grevi ile ilgili yazdığım yazının aşırı tepki çekmesinden anladığım kadarıyla bizim insanımız tekel konusunca cahil. bildiğin kara cahil! böyle bir yazı yazıyorum ki bilglenin,bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp! baştan söyleyim tütün teknolojisi mühendisliği okuyorum yani bu işin içindeyim götümden sallamıyorum.
işe en baştan başlıyacağım. tekel tam olarak ne iş yapar? tekel aslında ülkenin tütününü çiftçiden alıp sigara yapan bunu satan ve bir kısmınıda işleyerek yurt dışına satış yapan bir kurumdur. bu amaçlarda mükemmel bir işlevi vardır. bu konuda hem fikiriz. lakin tekel zamanla siyasete araç olmuş çiftçi yurttaşlarımızın oylarını çalma amaçlı kullanılmıştır nasıl mı? kota koymayarak insanların dengesiz üretim yapmasını sağlamıştır. oy uğruna destekleme alımı yapmıştır uzun bir süre (destekleme alımı: iyi kötü her tütüne para vermek). bu tekelin en büyük hatalarından biridir. destekleme alımı bir kaç dönem hoş görülebilir iklim şartları kötüdür çiftçi madur olmuştur eyvallah. ancak her oy isteyen kişi tekelin bu alımı yapmasını sağlamıştır. bu sebeple tekel aldığı kötü tütünlere para vererek devletin kasasını zarara uğratmıştır. bu alınan kötü tütünler ne sigarada kullanılır ne de yabancı bir firmaya satılır bu tütünleri kimse istemez belirli bir süre depo da bekler ve sonra yakılır. bu tütünlerin depoda beklemesi çok masraflıdır. bu konserve ürün değil ki koy rafta beklesin. hayır ! tütün depoda aşırı bakım ister yüzlerce işçiyi çalıştırır bunların başına depocu ve mühendis eklemek zorunda kalırsınız. bu depo işçileri depocular ve mühendisler boşuna burda çalışmaktadır çünkü depoda saklanılan sözde tütün zaten kötüdür bozuktur yakın zamanda yakılacaktır. bu yüzden devlet binlerce işçiye depo görevlisine mühendise ve bu kademede çalışan binlerce memura boşuna para verir bu memurlarda yattığı yerden milyarlar alırlar. bir depo memurunun maaşı dudak uçuklatıcak miktardadır. çünkü tütün depolarında çalışanların tütün tozu vs maddelerden sağlıklarının bozulması nedeniyle ekstra ücret alırlar hiç çalışmadıkları halde (!) velhasıl devletin memuriyet sistemini bilmeyen yoktur 1 taşı kaldırmak için 10 adam getirir taşın başına. bu tekel mevzusuda öyledir.

tütün muhabbetine gelecek olursak. tütün zamanında plansız bir şekilde üretilip satın alınarak değeri çok düşürülmüştür. şu an tütünün kilosu çiftçiden kalitesine göre 6-9tl arasında değişen gülünecek derecede ucuz bir rakama satın alınır bunun sebebide devletin zamanında yürüttüğü tekel politikasıdır. çünkü ihtiyacından çok tütün alımı yapılarak tütünün ederi düşürülmüştür. bundan çiftçi zamanında kazanç sağlamıştır ancak günümüzde tütün üreticisi maduriyetin doruklarındadır. bu plansız alınan tütünler yurt dışınada satılmadığı için şu anda türk tütünlerine olan talep fazlasıyla düşmüştür. son 2 yıldır bu sektör biraz canlansa da çiftçi zamanında tekelin bok yemesinden dolayı maduriyetini giderememektedir.

gelelim bu tekel işçisi grevci kardeşlerimize. okulumuzun tam karşısında milyon dolarlık bir tütün fabrikası ve tütün deposu var (akhisar). buyrun gelin görün atıl vaziyette ve içindeki tütünler çürümeye terkedilmiş. bu içinde çürüyeceğü belli olan tütünler zamanı geldiğinde atılacağı halde boş yere depoda tutulmakta ve siklerini kımıldatmayan tekel işçileri bu yerden milyarlarca para almakta. tekel işçileri çok güzel bir maaş almaktadır bunuda belirteyim. bu okulumuzun karşısındaki fabrikada işçiler memurlar depocular mühendisler ve bilimum türk vatandaşlarımız boş boş oturup tavla atmakta ve parasını çatır çatır almakta hemde yıpranma payları ile birlikte. buyrun gelin görün abartmıyorum tam okulumuzun karşısında.

şu an tta olan tekel ise tamamiyle örgü ören memur ablalarımızın mekanı olmuş durumda. dalın bir tta binasına gözlerinizle görün.

sen şimdi bu işletmeyi kapatıp adamlara para vermezsen bu adamlar tabi grev yapar niye? çünkü adamlar yattığı yerden para almaya alışmış. sen olsan grev yapmazmısın? valla ben yaparım. niye yapmayım? taşaklarımı gere gere para kazanıyorum. niye çalışıp kendimi yorayım he?

velhasıl kelam bu tekel muhabbeti budur. bilmeyen angutlarda "işçi kardeşlerimizi destekliyoruz hurreyyy" diye sazanlamasın. tekel grevinin ne komunizmle ne sosyalizmle ne de kapitalizmle alakası vardır. tamamiyle beleşe para kazanmak isteyen bir takım insanların grevidir.

varsa aksini idda eden çıksın karşıma anlatsın. tabi bu durumdan rant sağlamak isteyen denyolarda mevcut! kanmayın propagandaya gelmeyin sağ duyulu olun.

bu arada ampul partisinin yaptığı en iyi iş tekeli özelleştirmektir. her ne kadar sevmesem de kendilerini bu yönde yaptıkları politika doğrudur. tekel bu ülkeye zarardan başka birşey getirmemiştir. bu grevci kardeşlerimizde paşalar gibi çalışıp hakkettiği maaşı alsınlar adam olsunlar fazla paraya göz dikmesinler.
türk-iş'in önünde basın açıklaması yapmak istedikleri için biber gazını köküne kadar yiyen, haklarını arayan işçilerdir.

"türk polisi habur'da neredeydin?" sorusunu sormadan edemiyorum.
üzerinden herkesin siyaset yapmaya çalıştığı amma velakin kimsenin elle tutulur bir yardımda bulunmadığı işçiler.

proletarya, mazlumun hakkı, emekçilerimiz, kardeşlerimiz... vs vs..

bunlar güzel şeyler tabii...
(bkz: mağdur)
Bir iş yeri kapanırsa, işçiler işten çıkarılır, kıdem ve ihbar tazminatları ödenir. iş hukukumuz bunu söylüyor. Daha neyin eylemidir bu? Alıyor musun kıdem ve ihbar tazminatını? Alıyorsan susup oturacaksın.
işin garip olan tarafı ise ödediği vergiyi, hiç bir şekilde hak etmeyen insanlara verilmesini destekleyen insanlar. Namuslu insanlarmış da, yiğit insanlarmış da...vs
(bkz: Hayallerde yaşıyor bazı ibneler)
istanbul il binasını işgal edip açlık grevine başlamışlar.
Sahi bir tekel işçileri vardı ne oldu onlara? Tam olarak çözümlenemeden sorunu gündemden düşüp giden bir diğer grubu oluşturur bu işçiler.
yatarak para kazanmayı hayat tarzı edinmiş, elinden iş gelmeyen,hayatta 2 koyun gütmemiş, maaş bodrosunu alınca 2 saat inceleyen, zamanında siyasi torpille işbaşı yapmış,devletin sırtına kene gibi yapışmış insanlarında bulunduğu koloni. (bkz: sözüm meclisten dışarı)*hakkını verene lafım yok
bunlardan bir tanesi;
-40 yaşıma geldim, bu yaştan sonra ne yapayım.
diyerek feryat etmiştir.
bazı hükümetler, biraz daha oy kazanmak için 38 yaşındaki bir insanı emekli ederse, 40 yaşına gelen adam havlu atar.
taleplerine yönelik bir basın açıklaması yayınlayan emekçi kardeşlerimiz: http://jiyan.us/2010/09/19/tekel-iscisi-ne-istiyor/
Emekçi degil kene direnişinin baş kahramanları.devletin sırtından inin artık gerçek emekçilerin hakkını bu yolla gasp ediyorsunuz.
en az maaş alan 2000 tl alır. mesai neyinde oldu mu 3000 bin cepte. akşama kadar gırgır şamata. alt komşumdan ve akrabamdan biliyorum. 3 tane de evleri var. bu ülkede 600 lira ile geçinenler var. ve bu tekel işçileri 4/c'ye geçip 1200 lira almayı tabiki kabul etmezler. bin lira maaş verilecek diye bir ilan verilse kuyruk kilometrelerce uzun olur. adamlar 1200 lirayı beğenmiyor. sonra haktan hukuktan bahsediyorlar. onlar 3000 tl maaş ile göbek büyütüp evlerine ev katarken, öğrenciler, asgari ücretle çalışanlar, sabahlara kadar çalıştırılıp mesai alamayanlar açlıktan kırılıyor. millet sabah yedide işe gidip gece on ikide geliyor evine günlük 20 lira alıyor. işe gitmezse o da yok, yani işe giderse karnı doyuyor. hasta olma, düğüne gitme, bayram kutlama ona haram. adam şubat 28 gün diye ev kirasında açık veriyor. kimse bunu siyasete alet etmesin. kimseleri de kandırmaya çalışmasınlar.
babamın bi arkadaşı vardı burda,işe hiç gitmeyerek aydan aya maaşını çekiyodu.