Geçenlerde kızılayda idim. Adil iş hanı kitapçılar çarşısına uğrayayım dedim. Orada bir kitapçıda otururken bir tekel işçisi geldi; "hafta sonuna kadar grevi bitiriyoruz" dedi. Adam 20 yıllık tekel işçisi ve 40000,00 liranın üstünde tazminatını almış işi bırakmış. Adamın maaşı zaten 2000,00 küsürdü. Adamlar Türkiye şartlarında bugüne kadar zaten iyi maaş alıyormuş. yahu öğretmenler bile 1350,00 alırken, bunlar 2000,00 üstünde alıyormuş. Adamlar 'çıkarken ne kadar para koparırsak kardır' niyeti ile grev yapıyormuş.
Tekel işçileri var olan statükolarını kaybetmemek için daha doğrusu terayağ ve bal hesabının kapanmaması için giriştikleri eylemi muhalefet genel bir direniş, hak arama gibi göstermiştir. tekel işçisi tazminatın rakamını ve 4-c ile emekli olabileceğini öğrenince hadi bana eyvallah size iyi eğlenceler demiştir. bunun karşında muhalifler bön bön bakmıştır.
sıcacık evinde, günde 3 öğün yiyenlerin bok attıkları durumdur.
o kişiler 60 gündür soğukta eylemde, 20 küsür gündür açlık grevinde.
adamların sağlık ve ruh hali bozulduğu için doktorların uyarısı üzerine bir çoğu bu açlık grevinden vazgeçti.
ama sırf akp yalaklığı yapacam diye adamların şu 2 aydır direnişini birilerinin hala görmezden gelmesi acaba hangi insanlık veya ahlak kalıplarına sığar, epeyce bir düşünmek lazım.
grev yapmak bir haktır. fakat bu grevlerin birilerinin dikkatini çekmesi ve ilgililerin taleplere çözüm getirmesi şart değildir. bunu farkeden tekel işçileri bu işin sonunun bir yere varamayacağını düşünerek sağlık açısından tehlikeli eylemlerine son vermişlerdir.