tekel direnişi

entry36 galeri0
    36.
  1. kılıçdaroğlu nun diyarbakırdaki konuşmasında desteğim devam edecek dediği,benimde eylemlerde basın açıklamalarında katkı sağladığım sonuna kadar haklı direniştir.
    0 ...
  2. 35.
  3. eskişehirde ahmet abinin 4 apaçiye karşı verdiği onurlu mücadele.
    http://www.facebook.com/video/video.php?v=404467013728&ref=mf
    0 ...
  4. 34.
  5. somut direnişe 15 20 gün ara verdiklerini açıklamışlardır. hükümete, kendilerine destek vermeyen diğer sendikalarada giydirmekten geri durmamıştır brifing veren kişi.
    1 ...
  6. 33.
  7. konuya vakıf olamamış kimselerin, duman avcılarının ve yeşilayın sponsorluğunda içki ve sigara karşıtı propoganda sandığı, yürü be arkanızdayız dedirten eylem.
    1 ...
  8. 32.
  9. liseli ve üniversiteli gençlerin ziyaretleriyle moral depolayan direniş.
    bir gençlik daha var,okulu asıp internet kafeye koşmayan.
    4 ...
  10. 31.
  11. yahu her hak arama talebini direniş olarak gören insanlarla kaç metre ilerleyebiliriz ki?
    0 ...
  12. 30.
  13. nedense sözlüğün demokrasi neferlerinin, hakkında tek kelime etmediği (edemediği) direniştir.

    aylardır bırak ankara' yı ülke sallanıyor, ancak bizim demokrasi ve özgürlük savaşçılarımız bu olay hakkında tek bir entry girmiyorlar. giremezler zira yaftalayamıyorlar. kemalist, yobaz, darbeci, kürt, faşist vs. vs. gibi başlıklar altında çiğneyemiyorlar. zira o tabloya bakınca, tüm türkiye' yi görüyorlar. darbe planları hakkında sinek konsa anında sözlüğe taşıyan demokrasi neferler, nedense milyonları ilgilendiren bu direniş hakkında tek bir satır dahi geçmiyor, geçemiyorlar.

    bunun adı demokrasi olmuyor, bunun adı özgürlük savaşı olmuyor, bunun adı mücadele olmuyor öyle mi? ben söyleyeyim, işinize gelmiyor. o tablonun gerçekliği hiç kimsenin işine gelmiyor. gerçekliğin, bu ülkedeki en büyük ve tek sorunun boğazdan geçemeyen iki lokma ekmek olduğu hiç kimsenin işine gelmiyor. peki bu son 10 yıldır adeta çiçek gibi açan ve son yıllarda açmaya devam eden demokrasi neye, kime hizmet ediyor? mavi ekran tabi.
    5 ...
  14. 29.
  15. --spoiler--
    Tekel işçisine tanınan 1 aylık geçiş süresine yapılan itiraz kabul edildi:
    Danıştay 12. Dairesi, 4 Şubat 2010 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı'nın, TEKEL işçilerinin de aralarında bulunduğu geçici personelin 4/c'ye geçiş için 30 günlük süre içinde ilgili kurumlara başvurmasını öngören hükmünün yürütmesini durdurdu.

    TEK GIDA-iŞ Sendikası, Bakanlar Kurulu'nun, ''Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki Geçici Mahiyetteki işleri Yürütmek Üzere Geçici Personel istihdamı ve Bu Personele Ödenecek Ücretler Hakkında Karar''ın 2. maddesi (1/a) bendinde yer alan ''30 günlük süre içinde'' ibaresi, bunun dayanağı Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''30 gün içerisinde'' ibaresinin iptali ile davacı sendika üyeleri açısından, 31 Ocak 2010 itibariyle iş akitleri kamu tarafından feshedilmiş ve 30 günlük sürenin 2 Mart 2010'da doluyor olması da gözetilerek, öncelikle idarenin savunması alınıncaya kadar yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.

    Davayla ilgili ilk incelemesini yapan Danıştay 12. Dairesi, geçici personelin 4/c'ye geçiş için 30 günlük süre içinde ilgili kurumlara başvurmasını öngören hükmünün yürütmesini durdurdu.

    31 Ocak 2010 itibariyle iş akitleri kamu tarafından feshedilen TEKEL işçilerine 4/c'ye geçiş için tanınan 30 günlük süre yarın doluyordu.

    Daire kararının gerekçesinde, temel hak ve çalışma hayatına ilişkin bir konuda Bakanlar Kurulu'nun başka bir kararına atıfla süre zorunluluğunun getirilmesinin hukuka aykırı olduğu kaydedildi.
    --spoiler--
    1 ...
  16. 28.
  17. bugün, vefat eden tekel işçisi Hamdullah Uysal ın cenazesi kalkacaktı, yoldaşlarının onu son yolculuğuna uğurlamasına da izin vermedi aynasızlar; yaşadığım ülkeden utanmam için bir satır daha geçtiler defterime..
    0 ...
  18. 27.
  19. haklarında ileri geri atıp tutanların kaba etlerini yumuşak koltuklarından kaldırıp, gidip gözleriyle bile görmediği direniştir.

    oturdukları yerden konuşmak, suçlamak ve çamur atmak 'hak'tır onlar için çünkü...

    ama nedense en dürüst, en hak yemez, en vicdanlı, en iyisini ve doğrusunu bilenler onlardır yine!
    2 ...
  20. 26.
  21. hükümetle görüşmeden yine bir şey çıkmamıştır.

    hükümetçe görmezden gelinen direniştir.
    0 ...
  22. 25.
  23. helal olsun direnişidir. uzun süredir sesi kısılmış olan halkın o sesi korkusuzca ve gürleye gürleye çıkardığı hak arayışıdır.
    2 ...
  24. 24.
  25. 23.
  26. tek bir kişi bile dünyayı değiştirebilir sözünün eyleme dönmüş hali.
    3 ...
  27. 22.
  28. bir işçinin 15 yaşındaki kızının intiharıyla
    daha da üşüten direniştir.

    ihtiyaç duyulan umut olmuştur bunca hüzne rağmen.
    1 ...
  29. 21.
  30. hala 16 işçinin açlık grevine devam ettiği direniştir.

    kararlılık ne garip kelime değil mi?
    1 ...
  31. 20.
  32. ilk defa tüm solcu örgüt parti ve türevlerini birarada gördüğüm direniş.*
    0 ...
  33. 19.
  34. bundan sonra iktidarın yapacağı haksızlıkları iki kere düşündürecek eylemdir.
    1 ...
  35. 18.
  36. 8 şubat 2010 pazartesi günü bandista' nın marş ve şarkılarla destek verdiği direniş. bizzat direnişin kalbinde bağıra çağıra şarkılar söylemişlerdir, kalbi titremeyenler duysun diye.
    1 ...
  37. 17.
  38. eylem olarak başladı. direnişe dönüşmüş. yakında harbe de dönüşür bu. dönüştürürler daha doğrusu.
    0 ...
  39. 16.
  40. tekel direnişi için
    "tek el olunmalı"
    0 ...
  41. 15.
  42. 14.
  43. akın olgun 'un 07.02.2010 tarihli "safları sıklaştırın" başlıklı yazısıyla destek çağrısı yaptığı direniş.

    http://www.birgun.net/wri...0&month=02&day=07

    "safları sıklaştırın"


    işçilerin yüzleri hep emeğe dönüktür. hayatın içerisinde ne varsa o ellerden çıkar ve o elleri sermayenin kölesi haline getirmek isteyenler acımasızca saldırırlar. bu yüzden sömürü kavramı sadece bir kavram değildir. göçük altında kalan maden işçileri, gemilerin gövdesini birbirine monte etmek için ölüm ile yaşam arasında çalışan tersane işçileri, ‘’kumlama’’ hastalığının pençesine düşüp sessiz sedasız ölümün kıyısına itilen kot taşlama işçileri, çoluk çocuk, genç, yaşlı pamuk tarlalarına sürüklenen ve hiçbir hakkı bulunmayan mevsimlik işçiler ve emeğini üç kuruşa satmak zorunda bırakılan tüm emekçiler bu kavramı çok ama çok iyi bilirler.
    bilindik ama doğruluğunu hiç kaybetmeyen bir, iki noktayı hatırlamak gerekiyor.
    birincisi;
    yaşamı emekleriyle örenler, ‘’tıkır tıkır, tıkır tıkır sistem işlemeli’’ diyen bir avuç zengin için sadece çalışması gereken etten makineler olarak görülürler. bütün sistem, emeğin dibine kadar sömürülüp, daha fazla kar üzerine inşa edilen modern bir köleliğin yaratılması adına şekillendirilmiştir. burjuvazi için bu noktada demokrasi, sadece arada bir geviş getirdikleri bir şeydir. midelerinde tuttukları demokrasiyi daha rahat bir sömürü için kullananlar, bu durum işlevsiz hale geldiğinde en zorba yönetimleri olan faşizmi besler, büyütürler. devlet ise bu sistemin kurumsal yapılanmasından ibarettir.
    ikincisi;
    tekel işçilerinin direnişinin zor ile bastırılacağının en üst makamlarca bu kadar rahat ifade edilebilmesi bu gerçeği yansıtmaktadır. sistem için ‘’kötü’’ bir örnek olan direnişin şekli, onları olabildiğince huzursuz etmektedir. işte bu noktada devreye demogojiler giriyor. direnişin ideolojik olduğu, birilerince kullanıldığı, kandırılmış kitleler olduğu, milyonlarca işsiz varken, işi olanların bu yaptıklarının şımarıklık olduğu vb şeklinde bir propaganda dili, iktidar sahiplerince kullanılmaya başlıyor (bir zamanlar kendiler için kullanılıyordu). amaç zor için gerekli olan desteği sağlamak. iyi niyetli olanın devlet, kötü niyetli olanların ise hak mücadelesi veren işçiler ve onların destekçileri olduğuna dair söylemlerin kaynağı da budur. amaç direnişin meşruluğunu kitleler nezdinde yıpratmaktır. işçine şeytan girmiş işçileri, şeytandan kurtarmak gerektiği savı böyle şekillendirilmektedir. tıpkı cezaevlerine yapılan ve onlarca tutsağın yakılıp, öldürülüp, işkencelerden geçirildiği o kanlı operasyona ‘’hayata dönüş’’ adı verilmesi gibi. şubat sonuna kalmadan direnenleri, direnişlerinden kurtarma operasyonu için düğmeye basılacaktır.
    emek mücadelesinin bölünüp parçalanması için bizzat yandaş sendika kuran ve var olanları ise sistem içinde evcilleştirerek kendisine yedekleyen devlet, bu sayede elini daha da güçlendirerek çıkmıştır işçilerin karşısına. tekel direnişi, aynı zamanda bu konumda bulunan sendikal örgütlenmeleri de deşifre etmekte ve onları zoraki bir eylemselliğin içine sürüklemektedir. onlardan sadece devlet nefret etmemektedir, sarı sendikalar da aynı nefreti besliyorlar. emekten gelen güç sadece devleti değil, sarı sendikaları da ürkütmektedir. işte bu yüzden tekel direnişi, sonucu ne olursa olsun, bir örnek olarak tarihteki yerini alacaktır.
    bir direnişin yüz binleri, hatta milyonları, tek talep olan ‘’hak’’ etrafında topladığını gören iktidar için elbette ki durum kaygı vericidir. çünkü akp ve sitemin ‘’tıkır tıkır’’cıları dikensiz bir gül bahçesi yaratamayacaklarını görmüş oldular. sömürünün olduğu her yerde direnişin de kaçınılmaz olarak var olmaya ve yaşamaya devam edeceğini tekel işçileri kanıtladılar.
    acı olan, bir zamanlar kendilerine yönelik baskılar için sokağa dökülerek destek isteyenlerin (başörtüsü eylemleri), bugün ortalıkta gözükmeyişleridir. üç maymunu oynayarak yaşıyor olmalarıdır. ezenle benzeşerek vicdanlarını, düşüncelerini iktidara teslim etmiş olmalarıdır. ne güzel yazmış hasan hüseyin korkmazgil “sende iş yok be kardeşim…’’ diye.
    açlık, soğuk ve inanç birlikte yaşıyor ankara da ve ankara da mecliste ‘’peygamber’’ savaşı çıkarıp, ana avrat birbirine giren seçilmiş “seçkin’’ler, açlık, soğuk ve inançtan bihaberler ve işçiler şubat sonuna ertelenen fiziki şiddete artık gün sayıyorlar. size demokrasi veriyoruz, getiriyoruz diyenlerin, gerçekte emeğin değil, imf ve dünya bankası politikalarının sadık uygulayıcıları olduklarını, bir kez daha bu direnişle tanıklık edeceğiz. şimdi safları sıklaştırma zamanı.
    1 ...
  44. 13.
  45. 12.
© 2025 uludağ sözlük