tekbir giyim ilkbahar yaz kreasyonu defilesi

    2.
  1. dunya basınında 'turkiye nin yeni modası' diye duyurulmus defiledir, uyumayalım.
    3 ...
  2. 3.
  3. bir tesettür giyim markası olan tekbir'in kreasyonunu tanıtmak için düzenlediği defiledir. yani bu tanım kısmı bence özellikle önemli, giyim markası olduğu için ve her ticari işletme gibi kâr amaçladığı için ürünlerini tanıtıyor bir firma.

    bu dinazor, sığ ve kendini elitist ve özel sanan kesimin başörtülülerle -özellikle şık giyinen başörtülülerle - sorununun olmasını çok da yadırgamıyorum doğrusu. çünkü onlar yıllarca kafalarında modern olmak eşittir tesettürlü olmamak şeklinde bir denklemle yaşadılar.
    şimdi dini inancı gereği başını ve vücudunun büyük bir bölümünü örten ve aynı zamanda şık ve aynı zamanda kültürlü kadınlar modern olmak eşittir tesettürlü olmamak denklemlerini yerle yeksan ediyorlar, ezberlerini bozuyorlar, tepki bundan.

    hiç unutmam, bundan çok evvel değil, bir yaz günü kız kardeşlerimle beraber nişantaşı mango'da alışveriş yapıyorduk. tam biz gömleklerin rengi konusunda konuşurken, yanımızdan geçen sarı saçlı, tırnakları ojeli, 50-60 yaşlarında bir teyze "ay burası iran'a benzedi" demişti, verdiği tepki buydu işte.

    modern kadının öteki anlayışı buydu, sadece evine temizliğe gelmesi gereken kadın, kapıcı rüstem'in karısı, tarlada çapa yapan hatice. o teyzenin yıllarca ötelediği, küçük gördüğü bir kadınla aynı mağazada hele de nişantaşı'nda alışveriş yaptığını anladığında verebildiği tepki sadece "ay burası iran oldu"'dan ibaretti.

    şimdi modern, kültürlü kadın denkleminin bir çok değişkeni olabileceğini, modern yaşamın, şık giyinmenin sadece kendilerine özgü bir şey olduğunu anlamaları için biraz zaman gerekecek ki sindirebilsinler.

    o zamana kadar bizler korku filmi müziği eşliğinde alışveriş yapan başörtülü kızları gösteren ana haber bültenlerimize bakıp gülmeye devam edeceğiz.
    4 ...
  4. 5.
  5. giyim firması tekbir giyimin tanıtım defilesidir.
    abes olup insanın gözüne batan ;
    belki de tırnakları ojeli açık bir kadının suratındaki makyajdan daha fazla makyajla defileyi izlemeye gelenlerdir.
    resmen suratlarında iki ton makyaj
    hayır ne anladık yani,
    başındaki saçtan etkilenen dudağında ki rujdan etkilenmicek mi?
    2 ...
  6. 4.
  7. tesettüre girmediği için diri diri gömülen kız çocuğunun filmini çocuklara gösteren zihniyetin, kendisinin modern bir zihniyet olduğunu iddia etmesi saçmalığının, tesettür'ün amacını saptırmaktan (yani görenden kişiyi saklayacak kıyafetin, görenlerin dikkatini çekecek ve görülen kişinin beğenilmesini sağlayacak bir forma girmesi) daha ileri gitmiş olduğu durumudur.

    not : tekbir giyim'e yeni transferleri sünnetsiz (alman) modacı hayırlı olsun. *
    2 ...
  8. 1.
  9. Son günlerde epey bir konuşulan defiledir.Tanım zorunluluğunu atlattıktan sonra başlayalım yazmaya.

    Öncelikle -adını her ne şekilde söylerseniz söyleyin- islami cenah/dindarlar köyden kente göç hareketlerinin etkisi ve Anadolu sermayesi olarak bilinen muhafazakar sermayenin büyümesiyle birlikte büyük şehirlerde -doğal olarak- günlük yaşama da ortak olmaya başladı. Ülke elitlerinin iğrenç bir böbürlenme ve sahiplenme güdüsü içinde girip çıktığı, boy gösterdiği bir çok mekanda endam göstermeye başladılar.

    Bununla birlikte sanırım ilk sorunumuz ülke elitleri bir yana, taşra cahillerinin de kafalarındaki bu/bazı/kimi imajları silebilmek meselesidir. Zira TV'lerini açtıklarında garip bir kıskançlık içinde izledikleri bütün mekanlarda artık başı farklı farklı modellerde örtülü bir çok varlıklı dindarın da bir şeyler yapabildiğini görmek kafalarındaki saçma sapan kalıplara pek uymuyor bu insanların.

    Düşüncem o ki taşradan kopamamış bu güruhun -dindarları iğrenç bir ikiyüzlülükle o düzleme yakıştıramayan bu geri kalmışların- da TV'lerde görüp, iç geçirip de ulaşamadığı o yaşantıya ulaşabilen -kendi içlerinden çıkan- dindarları; bir şeylerin artık değişmeye başladığını da görerek/anlayarak/idrak ederek yorumlayabilmesi gerekiyor.

    Bundan hareketle taşra filozoflarını anlayıp yorumlayabilmek ne kadar güçse, artık o alıştıkları hayatlarını farklı sınıflarla paylaşmak zorunda kalan taşra kökenli sözde elitlerin de kaygılarını çözümleyebilmek o kadar kolaydır. Zira Reform Hareketleri, Sanayi Devrimi, Fransız ihtilali ve en önemlisi Sınıf Mücadelelerini yaşamamış ülkemde Avrupa'ya yüzyıllar boyunca kan kusturmuş bu önemli tarihsel dönemlerin karın ağrılarının yaşanmaması da pek mümkün değildi.

    Ülkemizde bilinen ya da bilinmeyenden hareketle söylenebilir ki; Cumhuriyeti kuran Askeri/Bürokratik elitlerin borusu öttü uzun yıllardan beri. Yıllar boyu derin ve illegal müdahelerle ülkeyi yönettikleri/yönetemedikleri yetmiyormuş gibi yüzyıllar önce kendi Burjuva sınıfını oluşturamamış güzel ülkemde; devletten beslenen, taşra kökenli, ideolojik anlamda kayıp, birikimsiz, sosyal anlamda görgüden yoksun garip bir topluluk da -mutasyona uğramış- getirdiler vücuda.

    Bu elitlerin, kentleşmenin ve sermayenin farklı sınıflara da akmasının etkisiyle zenginleşip metropollerde yaşayan, lüks arabalara binen insanları kıskanmaları, bu insanlarla bir sınıf mücadelesi içine girmeleri kaçınılmazdı. Zira bundan dolayıdır evine temizliğe gelen, tarlalarda çalışan, köyünden ya da kasabasından dışarı çıkamamış, ilkokuldan sonra tahsili kesilmiş cahil kadınların başında görmeye alıştığı başörtüsünü kendileriyle aynı mekanlarda zaman öldüren dindarların başında görüp rahatsızlık duymaları.

    Dün bir TV kanalında görüp gülüp geçtiğim haber de böyle bir hezeyanın ürünüydü. Lüks arabasına binen bir başörtülüye zoom yapıp dehşete düşüren bir korku filmi müziğiyle başörtülülerin de artık (!) lüks arabalara bindiklerini, örtülerini modaya uygun renkler de ve desenlerde seçtiklerini, lüks caddelerde yine lüks mağazalardan alışveriş yaptıklarını yayınlayıp durdular dakikalar boyu. Hezeyan diyorum çünkü bu verilenlerin, böyle korku filmi fonlarıyla, olabilmesi mümkün olmayan bir şey gibi görülüp böyle servis edilmesinin anlamı hezeyandan başka bir şey olamazdı.

    Haberin servis ediliş tarzına güldüm. Yoldan çevirdikleri başörtülülere sanki "neden kafanızda kara bir çaput yok" dermiş gibi sorular sormalarına, o iğrenç ve aşağılık şaşırma efektleriyle modaya da mı uyduklarını sormalarına güldüm. Alışveriş yapan başörtülü/türbanlı/kapalı kadınları bir Elyın gösteriyorlarmış gibi kamera hareketleriyle afişe etmelerine güldüm. O beş para etmez haberlerini, insanların algılarını hala onların bir "öteki" olduğu alt metniyle süslemelerine güldüm.

    Güldüm, güldüm, güldüm... Yalan söylüyorum, gülmedim tabi ki. Onlar aynı. Belki de yapmaları gerekenleri yapıyorlar. Ama bu oyunu, bu iki paralık tezgahı anlayamayan taşlaşmış beyinler için acıma hissi duydum sadece.

    Özetle olayımız bir sınıf mücadelesinden başka bir şey değildir. Tamam ülkemin sığ burjuvalarının bu konumlanma sıkıntılarını, sınıfsal savaşlarını/mücadelelerini anlayabiliyorum. Ancak ezilmişlikten içindeki son damla gururunu da kaybetmek üzere olan taşra cahillerinin dindarları tarladan başka bir düzlemlere yakıştıramıyor oluşlarına bir türlü anlamlı manalar yükleyemiyorum.

    Şurda/burda yapılan tartışmalara gelince. Fasa fiso, deli saçması. Kafası Show TV haber bülteni saçmalıklarıyla, Kanal D haber bülteniyle, Pornocu Ali Kırca palavralarıyla yıkanmış bir nesilden daha derin analizleri zaten beklemiyordum. Onların da söylediği gibi Bidon Kafa, Göbeğini Kaşıyan Adam hesabı. Ama insan arada bir de birazcık uyanıp ne oluyor ne bitiyor bakar be kardeşim!?!?
    1 ...
  10. 6.
  11. Tekbir giyimin müşterilerini ciddi anlamda bağımlı yapacak içinde birbirinden güzel ve kaliteli ürünlerin bulunduğu defiledir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük