bir süre sonra insanı sıkan durumdur. güzel tarafları vardır tabii ama insan bir süre sonra kuzenlerini yatıya davet eder.
''gel lan pes atarız.'' ''gel hacı film izleriz'' tarzı yalvarmalara başlar.
artısımı fazladır eksisimi bilinmez. kendimden söylüyorum ben, küçükken hep istemişimdir bir kardeşim olmasına lakin yaş 18e varınca insan alışıyor bi evin tek elvadı olmaya.. ama sizi kapınızda bekleyen bi yanlızlık vardır mutlaka. anne baba çok düşer üzerinize, öyle bi bağlanırsınız ki onlara. yanlız kalıpda şöyle bi olmadıklarını düşünmek ölümdür ölüm!!.
ergenlikte "onu benden çok seviyorsunuz." cümlesiyle isyan edememektir.
"zaten biz seni cami avlusunda bulduk." ya da "anne, bunun hastanede karışmış olma ihtimali yok mu?" geyikleri yapamamaktır.
oyuncak veya kıyafet yüzünden tartışabileceğin, aynı odada kalmaktan şikayet edeceğin bir insanın olmaması demektir.
en büyük kavgaları yaptığın ama bunu aksine en bilinmeyen tutkularını paylaştığın insanın olmaması demek.
küçükken kumbaranın yanında bulunan yabancı kumbaradan ödünç çalamaman demek.
anneme ya da babama bir şey olduğunda en azından sırtımı dayabileceğim bir yaşam kaynağım var düşüncesine sahip olamamak demektir.
küçükken istemeyerek yapılan paylaşımların büyüyünce istese de beraber halletsek düşüncesine dönüşümünün farkını görememek demektir.
hatun kişi için o mutlu olsun diye maç yapmış olmayı, er kişi içinse zaman geçsin diye evcilik oynamayı reddetmediği bir dönemi yaşamamak demektir.
herkes kardeşleriyle ilgili bir şeyler anlatırken, anlatacak bir şey bulamamak demektir.
önce dostlarını kardeş yerine koyarsın aile içinde kalması gereken şeylerin içini dışını onlara bi güzel dökersin zaten sonra hepsini tek tek silersin belki de kalbin taşlaşmıştır. tatile gidersin anne ve babayla denize girmek, gece onlarla takılmak anlatılmaz yaşanır bir durum olur senin için, her ay yüklü telefon faturası ödetirsin anlatılacak çok derdin vardır çünkü kankalarına, cimri değil fazla cömertsindir paylaşmaya özenirsin çünkü.. evin tüm ilgisi sende olduğundan boğulursun, şu an anneme babama bişey olsa ben naparım, kime tutunarak hayatta kalırım dersin, torun beklentisini karşılamak en büyük görevlerindendir. diğer yorumları okuyunca duygulanıyor insan yahu. yalnız değilmişim demenin rahatlığı buymuş..
su durumlarda kendini kabak cicegi gibi belli eden kisilerdir;
+ borclardan kurtulmak icin ne yapabilirim acaba?
- Bilemiyorum. Böyle bir sorunum hic olmamisti. Ailen yardimci olabilir mesela?
+ temizinden evin tek cocugu oldugun belli oluyor.
- aha! nasil anladin?
nerdeki tek çocuk olmak? diye bir soru da gelebilir. bahsedilen dünyadaki tek çocuksa dünyanın en değerli yaratığıdır. (bkz: children of men) ailenin tek çocuğuysa "dondurmadan kardeşine de kalsın yavrum" emir cümlesine maruz kalmayan çocuktur. tek çocuklar okula başladıklarında bir dönem buhran yaşayabilirler çünkü paylaşım zorunluluğuyla tanışmışlardır. sivri davranışlarda bulunurlarsa dışlanırlar bulunmazlarsa kendilerine ters düşerler.
Tek çocuk olmak tek çocuk olmaktır. Belli bir yaşa kadar kardeş istensede olmaz. Zaten sonradan da vazgeçilir. Şımarık ve bencil denilen kavram kişiden kişiye göre değişir. Bencillik ve şımarıklık Ailenin çocuğu yetiştiriş tarzından kaynaklanır.
kötüdür. kardeşi olsa daha iyi olacaktır. ayrıca anne-baba tarafından çok şımartılır bu insan. her dediği yapılır,her gördüğü alınır.ama büyüdüğünde çalışmaya g.tü yemez çocuğun doğal olarak. habire anneden babadan para ister.
yalnızlığı seven, sessiz-sakin kişiler olur genelde. ayrıca 'bencil' diye hemen damga yapıştırılır yurdum insanının buram buram kokan düz mantığıyla. bugüne kadar kimseden bencilsin sıfatını duymadım. sanılanın aksine ne şımarık, ne bencil kişilerdir. onlar en zor şeyle paylaşırlar hayatlarını, yalnızlıkla.. bu yüzden diğer maddi şeyleri paylaşmak hiç de zor gelmez onlara ve yalnızlığın verdiği terbiyeyle de gayet olgunlaşırlar.
tek çocuklar yalnızlığa alışıktır ve asla yalnızlığı yadırgamaz. kalabalıklar zaman zaman rahatsızlık verir, her şey o kadar onun istediği düzendedir ki düzen karışınca o da karışır. kimseyi kimseyle paylaşmadıkları için bencildirler, bu durum özel hayatlarına sekte vurabilir çünkü ne kadar kendilerini törpüleselerde sevdikleri, hayatını sadece onun üzerine kursun isterler, sadece onu sevsin, sadece onunla ilgilensin, hep şımartsın ve asla ikinci plana atmasın. anne babanında ilgileneceği başka çocukları olmadığından eve geç gelme gibi hassas konularda arada kaynama ihtimali yoktur ve anne babanız, sizin eve geleceğiniz güzergahı bile araştırmıştır. bu tarz durumlarda akıllı olup düzgün planlar doğrultusunda dışarı çıkmak önemlidir, her detay düşünülerek hareket edilmelidir. gene anne babanın başka çocuğu olmadığından sizin bebeklikteki ilk bezinizin rengine kadar hatırlar, anı diye anlatırlar, ilk ayakkabınız kapıda asılıdır. evleneceğiniz gün konuşulur ama asıl içten geçen evlenmese ne iyi olurdur. tek çocuğun anne babası yanında yokken kolu kanadı kırıktır, uçar ama zorlanır çünkü bu zamana kadar onun adına her zorluk anne baba tarafından aşılmıştır. tek başına güçlü olmayı öğrenmelidir tek çocuk. tek çocuklar çok çocuk sahibi olmayı isterler genelde. küçüklüklerinde misafirliğe gitti her yerde "bir kardeşin olsun", "kardeş iste annenden" baskılarına maruz kalmıştır ve içinden "sizene ulan, susun bi" diye geçirmiştir. herşeye rağmen yaşasın tek çocuk olmak!
yalnız büyümek bencilliği arttırır. tek çocuklar genelde bencildir, paylaşmayı sevmezler. daima ilgi ve sevgi gördüklerinden dolayı, şımarıktırlar. ama kendilerine özgüvenleri yüksektir. genelde rahat büyürler. özellikle de erkekler.
ebeveynlerinin teki olmasına alışan bu nedenle heryerde tek olduğunu sanan, şımarık olma ihtimali çok yüksek ,genelde paylaşım bilinci gelişmemiş insan tipidir. An gelir bencilliğinden boğulası gelir o kişiyi.