şimdi şöyle bir şey var, (bkz: karşılaştırma) bu siyaset biliminin önemli unusurlarından biridir. senkronize karşılaştırma ve diakronik karşılaştırma diye 2'ye ayrılır. bize burada yardımcı olacak olan senkronize karşılaştırmadır yani eş zamanlı karşılaştırma.
elimizde türkiye cumhuriyeti var, henüz 100 yaşını bile doldurmamış çok genç bir cumhuriyet, devlet. bu devlet nasıl kuruldu?
osmanlı devleti son ve hain padişahı vahdettin'in ellerinde korkudan parsel parsel ingiltere, fransa, italya, yunanistan, ermenistan gibi ülkelere verilmekteydi sadece istanbul şehrinin elde tutulabilmesi adına. bu çoğu osmanlı fanlarının bilmemezlikten geldiği bir gerçektir. herneyse, türkiye cumhuriyeti dedik, kuruluşundan hemen önce güçlü dünya ülkeleri tarafından bölüşülmeye başlanmış bir toprağın yegane sahibi.
hangi ülkelerden kurtarmış mustafa kemal bu ülkeyi, ingiltere, fransa, italya. diğerlerini saymaya gerek bile duymadan bu 3 ülke üzerinden bu saçmalık olarak değerlendirilen unsurların önemini kavrayacaksınız diye umuyorum.
eş zamanlı karşılaştırma demiştik. kurtuluş savaşı öncesi türkiye ile ingiltereyi karşılaştırıyoruz, bunu yapabilmek için ortaya bilimsel ve tarihsel argümanlar sürmeye gerek bile yoktur zira aradaki fark siz değerli ve zeki vatandaşlarımız tarafından $ıp diye kavranmıştır. işte bu "$ıp" bu saçmalığın verdiği rahatsızlıktan 3 aydır tuvalete çıkamayan bünyelerin lavman'ıdır. diğer bir ülke ile devam ediyoruz, türkiye-italya açıkalam bile yapmadan diğer ülke, türkiye-fransa. karşılaştırmamız bitti mi? o dönemde türkiye ile ingiltere-italya-fransa ülkelerinin karşılaştırmasından ne çıkarttık? bu 3 ülke türkiye'den hayli hayli gelişmiş birer güç olduklarını.
şimdi günümüzde bu ülkeleri inceliyoruz, avrupa'nın en güçlü ülkelerinin başını çekiyorlar. sözleri alınmadan dünya kamuoyunda bir plastik mermi bile atılamıyor sınır ötesine değil?
bu ülkelerin topraklarına, vatandaşlarına bakıyoruz, fransa;
afrika sömürgelerinden gelen zenci kardeşler fransız vatandaşı olarak huzur içerisinde orjin fransızlarla beraber yaşıyorlar. hiçbirisi çıkıp, "paris bizimdir, burası senegal olacak" demiyor. bunun sebebi nedir? fransa'nın gücü, siyasi kültürü. bu köklü ve gücünü yüzyıllar boyunca katlamış ülkeler bu tür sorunların peşinden fikir teatisinde bile bulunmaz. herkes bayrağa saygılıdır, marşa, dile.
ingiltere; mevcut bir "ira" sorunu dahilindedir ingiltere. bu sorun da kendi sınırları dahilinde değil meclisinde de bulunduğu irlanda için geçerlidir ki bu sebepten bu kıstas olarak alınamaz.
dünyanın hemen her ülkesinden, farklı ırklardan milyonlarca vatandaşı var. fransa'dan farklı değil yaşayışları keza italya'da aynı şekilde.
el atmışken amerika'ya bakalım, l.a.'da nüfusun çoğu ispanyolca konuşuyor. milyonlarca güney amerikalı ve çeşitli dünya ülkelerinden göçmeni var. huzur içerisindeler başkanlık sistemi dahilinde. dünyayı yönetiyorlar. halkı, insanları, ırkları tek çatı altında toplayarak dünya ülkesi oldular.
türkiye cumhuriyeti'nin temelleri osmanlı gibi bir enkazın üzerine atılmış temellerdir. sevr antlaşmasının etkilerini günümüzde hala yaşıyor. gencecik bir ülke ve bu uğurda tek dayanağı, bayrağı, toprak bütünlüğü ve dili. bu unsurlar türkiye cumhuriyeti için önemli olmak zorundadır keza verdiğim örnek ülkeler gibi güçlü ve köklü ülkeler değiliz. bu sebepten bu ülkenin diline, bayrağına, marşına, toprak bütünlüğüne saçmalık diyerek bok atanlar günümüzde hala o bela sevr antlaşmasını yalamaya çalışan, şerefsizlerdir, karaktersizlerdir. bunun aksini bu noktadan sonra iddia edecek şerefsiz ve karaktersizlere, türkiye cumhuriyeti tarihini araştırmalarını, ermeni sorununu, kıbrıs sorununu, sevr öncesi ve sonrası kürt halkının tutumunu vee 82 darbesinin hazırlanmasına yardımcı olan laleleri iyice öğrenip sentezlemelerini salık veriyorum.
öyle işkembe-i kazandan oturulan yerden türkiye cumhuriyeti'ne atılmaya çalışılan boklar çıktığı göte -500 C derecede dondurulmuş olarak geri dönecektir belirtmekte fayda var zira bu şekilde bok atanların hayatlarındaki tek önemli ve koruma ihtiyacı duydukları kavram götleri. 1923'te o götler şamarlandı yine şamarlanmayacak zannetmeyin.
..."Zorla ve aldatıcı düzenlerle sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün gemilikleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine düşman girmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve korkunç olmak üzere, yurdunda, iş başında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık içinde olabilirler. Üstelik, hainlik de yapabilirler. Daha kötüsü, iş başında bulunan kişiler, kendi çıkarlarını, yurduna girmiş olan düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler."...
mustafa kemal atatürk - gençliğe hitabe
bu satırlar ne kadar da iyi özetliyor, emellerinizi, hainliğinizi, iş birliklerinizi, iş birlikçilerinizi...
o saçmalık dediğiniz 3 unsur geberip gitmenizi önledi, onlar sağladı insan gibi hayat yaşamanızı. onlar yüzünden saygı gördünüz bu topraklarda. kafanıza sokmanız gereken şeyi aslında çok iyi biliyorsunuz hepiniz. bu vatan bir bütündür, bölünemez. bölemezsiniz. istediğiniz kadar yırtın bir tarafınızı.