(bkz: ben) çok ciddiyim. şu parmağıma ip bağlasa bile evlenirim dediğim bir dönem oldu. neyse ki o dönem geçti, adam çıktı gitti. iyi ki çıkmış, iyi ki gitmiş. ama düşüncem hiç değişmedi. çok sevse, kırmadan dökmeden incitmeden sevse... ya da kırsa be! kırıp üzdüğü yerleri öpüp özür dilese, hadi dese. parmağıma bağladığı ipe bir ömür iman ederim.
yüzük takmayı pek sevmem,ne tek taş isterim ne beş taş takmayayım da mümkünse,ama beyim bütün parmaklarına gözden falan kaçar diye takmalı ortalıkta yüzüklerin efendisi gibi dolaşmalı nokta
Birkaç gün önce evli bir arkadaşımı ziyarete gittiğimde yüzüğün ilk takıldığı dönem "ay elim çok ağır taşıyamıyorum" gibi şeylere kendince şımardığını anlattı. Elini Herkesin gözüne mözüne sokuyormuş.
Anlamsız tabi soracak olursanız ancak hayatları boyunca sürecek sorumluluk yükünün fragmanı olan bu dönemde kendini şımartma hakkının olduğunu düşündüm. Bense evlenme kararı alırsam yüzüğümü bükülmüş telden istiyorum.
istemiyorum. sektörü basit ve anlamsız buluyorum bi kere. Açın kanlı elmas izleyin veya. Bi fikir oluşur belki. Ben pırıldayan küçük ve hiç bi özgünlüğü olmayan bişeye servet yatıran adama aptal gözüyle bakarım bi kere.
Her kadın aynı değil yapmayın genelleme öyle herşeye.
Ben. Yerim zerafetini. Yüzümü çiziyordu. Aslında temas ettiği her şeyi çizebilir. Uyurken unuttun mesela sabah bir kalktın yüzün çizilmiş. Sonra manavda fasulye seçerken çıkmış parmağımdan . Kaybettim herhalde diye düşünürken iki gün sonra fasulye yemeği yapayım dedim , bir baktım torbadan çıktı. Hemen ceza olarak sattım onu. Annem de satıp alyansını değiştirdi. Bu gösteriş için kullanılan bir aksesuar sadece. Bende gösteriş sevmem zaten.