sahip olduğu entrylerin büyük bir çoğunluğunun tek satırdan oluştuğu bir sözlüktür uludağ sözlük. her konuda açılan başlıklarda yazarların paylaşımlarının bir satırı geçmediği bir sözlük. bir başlığa tıklandığı vakit her bir entry numarasının tek satıra sığdığı görülür..üzer insanı..şimdi çıkacaktır bir iki kişi, tek satırın ne zararı var, ben anlatmak istediğimi tek satır ile anlatabiliyorum diyen. veya çıkacaktır sanki sen farklı mı yazıyorsun diyen. tabii ki az ve öz anlatılan bir çok güzel entry de mevcuttur ama sözlüğün tamamının bu şekilde olması takdir edilir ki herşeyin az ve öz bir şekilde anlatıldığını göstermemektedir. en azından cümle kurmaya, aklımızda konu ile ilgili ne var ne yoksa emek vererek, özen göstererek paylaşmak, sözlüğü zenginleştirmek, okunur hale getirmek hepimizin ilk hedefi olmalıdır.
edit: burada irdelenmek istenen herkes uzun uzun yazsın değildir, sözlüğün özen gösterilerek doldurulmasıdır.
başlığa göre değişir aslında entrynin kalitesi. örnek sol framedeki başlıklara tıklanarak görülebilir. insanın yazar olmadan önce kendine bir sorması gerekir veya üye girişi yapmadan önce okur olarak takılması. hani yazacak birşeyin varsa yaz. yok abi benim entryim olsun torba dolsun sonra kobra olsun entry sayım. ben kendime sorduğumda tamamen stres atmakkardeşim. ona buna karışıp bok atıp ayar vermekle mi uğraşmadım, bkz yazarlığı da yaptım. bütün bunları yaptım ama hele bir sor niye yaptım? tek satırlık fare doğuran uludağ sözlük olsun diye mi yaptım? bende bilmiyorum. eh ben boks şampiyonu olamam ki dostum hayatı nakavt edeyim.* hah oturup bu paragrafı yazıp uzatıp şişerebilecek lügatım da var! tadında bırakmak gerekir diye düşünülebilir. ama ben tad alamıyorum. bir avuç yazar var bu sözlükte. onlar yazdıklarıyla anılmaya devam ededursun, din, spor, siyaset başlıklarında gidip geledursun, sözlüğün özeti karın doyurmaması.
tek satır yazayım ondan sonra: "ahahah bak nasıl da anket ayarı verdim" , "aldı ağzının payını" gibi abukluklar yapmanın sizi büyütmediği bir ortam burası. yazdım oldu mantığı daha çok yerinde saydırır. kimi der; bilgi içerikli başlık entry cart-curt. madem öyle dur ukte butonuna bas doldur önce şu 11 sayfalık bilgi içeren başlıkları. kimse kimseyi, kimseye şikayet etmesin.
başıboş bir arsa burası, hangi mahallenin maçı varsa top sahibi gelir maçını yapar aşağı mahalleyle..ateşe ateşle karşılık verilir kısır bir başlık kalır ortada. kimise kalkıp benim yazdığım ikibin küsür entry içinden seçip önüme sürmesin. kendimi örnek olarak sunuyorsam hatta bu yazıyı buraya kadar okuduysanız bile şu sol çerçeve sizi haksız çıkaracaktır. başlığın altında 1 2 3 ... diye sıralan entrylerden "benimki görünsün", "ohoo ikinci sayfaya geçmiş yazmayım en iyisi", "uzun yazarsam okunmaz" vs. uzar. fazla uzatmayalım öyleyse nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak!
sol frame'deki her başlığa adımı yazacağım, sonra da sol frame'e adımı yazacağım, ihtirasına sahip yazarların, klişe olmuş bir ifadeyle ota boka entry girmesi. bu tip durumlarda sol frame sizi kasar, tanıdık ya da kıvamında entry giren yazarları arar gözünüz.
bunların yanında tek satırlık entryler abestir demek yanlışların büyüğüdür.
bazı entryler de vardır ki, boyu kısa ama etkisi uzun olur.
aradan geçen beş ay içerisinde olumlu yönde hiç bir ilerleme göremediğim ve sözlük için hala geçerli olan önermedir. hala bütün açılan başlıkların altı tek satırlık bkz ve tek satırlık başlığa cevap niteliğinde, anket niteliğinde, fikir üretmekten yoksun ve uzak entryler ile dolmaktadır.
demiyorum ki her entry uzun uzuuuun olsun. bazen öyle güzel denk gelir ki tek cümle ile anlatmak istenen bir sayfalık yazıdan daha etkili olur. ama bunun bir sınırı vardır ve bu sınırı geçersen eğer, durum etkili tekil cümlelerden ziyade, özensiz tekil cümlelere dönüşür.
ve üzülüyorum ki hala bu özensizlik devam ediyor.
aslında güzel olurdu, herkesin burayı boş bir resim kağıdı olarak görmeleri ve ortaya güzel bir resim çıkarmak için herkesin bir tek çizik atmaktansa birer şekil çizmeleri...
