türkçeyi öğrendikten sonra da gene aynı sevimlilikte korece konuştuğu zamanlarda şaşırdığı gibi sesler çıkaracaksa ben de bu gruba dahilim. düşünsene evde bir fıstık var ve onun için bir çiçek öldürüyorsun eve getiriyorsun. olaylar gelişiyor.
+canım al. bak senin için bir buket öldürülmüş çiçek aldım.
-aaaa markasıııızzz çok duygulandıııım. sen benim canımsııın.
+hayatım sen benim canımsın.
-sen de benim canımsııın. çok seviyoruuuum.
amerika birleşik devletleri gibi asyalıların cirit attığı bir memlekette zaten sıcak kanlı olan asyalılara sokulmak zor değildir, korelilerin türk sempatisi de düşünülürse zor değildir, ingilizce şart tabi.
sultanahmet'te bir otelde işe girerek şansını birkaç kat arttırabilecek gençtir. piyer loti civarındaki bir otelde 9 garsonun evlenip japonya'ya gittiğini biliyorum.
memlekette evlenilecek kız kalmadığını anlamış ve dışarıya açılmaya karar vermiş bir genç. korede evlerin 6 dolar olduğunu duyunca da oraya yönelmiş tipik yurdumun insanı.