Çekingen arkadaşlar olmadan pek bi eğlenceli aktivite.
Ben genelde sağlam otellerde kaldım. Yurtiçi, yurtdışı. Bi kere yurtiçi için animation team'le ilk saatten kanka olun. Çoğu zaten boş elemanlar, iki üç hikayenizi anlatın. Sonra konu sekse ve içkiye geliyor. Azıcık da piçlik varsa damarlarda her gece farklı biriyle takılabilirsiniz. Barmenlerle tanışın, sağlam kokteyller yaptırın. Kızlara verin onları.
Yurtdışında ise çekingen olmayın yeter.
lise arkadaşlarımdan ikisi evli, biri yurtdışına çıkıyor, biri tatile çıkmıyor. üniversite arkadaşım iş değiştirdiği için yıllık izni yok. iş arkadaşlarım ya evli ya diğer arkadaşlarıyla planları var. kaldım mı tek başına! tek başına tatile mi gidilir be? çok üzülüyorum çok. acil birini bulup evleneyim desem gene bu yaz kaçar. tek başına nereye gidilir ne yapılır ona bakacağım artık.
batı kültürü için doğal, türk kültürü için ise karşı çıkılan bir eylem. bence tek kalmak yaratıcılığı artırır, felsefeyi artırır. ülkenin bu kadar geri kalmasının bir sebebi de insanların tek başına kalma sürelerinin çok kısa olması. ilber ortaylı da aynı görüşü savunmuştu.
güzel ve turist sayısı bol olan bir tesiste geçirilecek 6 gece 7 gün içinde en az 3 farklı insan soyunun rahim taşıyan sürümü ile cinsel münasebet yaşanması muhtemel durumdur.
Benim için oldukça zorlayıcı geçmiş hadisedir. Genellikle takıldığım arkadaşlarım pek gezmeyi sevmezler işlerinde güçlerinde insanlardır. Bi istisna hariç,baya boş bir arkadaşım vardı ta bebekken komşu çocuklarıymışızda yıllar sonra annemler biraraya gelince yeniden tanıştık. Hayatta hiç bir amacı olmayan züğürtün tekiydi ama gezmeyi benim gibi severdi. Biz bu arkadaşla normalde görüşmezdik farklı şehirlerde yaşadığımız için internetten arada yaşıyo mu diye birbirimizi kontrol ederdik. Sadece gezmeden gezmeye buluşurduk. Beraber gittik bi çok yere antalya,kars,eskişehir.. nereye gittiysek hep bi kavga çıktı hır çıktı gürültü çıktı. Genelde haklı olup alttan alan ben oldum derken deli kafam attı yeter lan bir değil iki değil seni mi çekicem memleketin bilimum köşesinde sevgilimi bu kadar çekmedim ben diyip ortaklığımızı bitirdim bu arkadaşla.
Sonra işler güçler derken iyice bir bunaltı bastı yıllık gezme rutinimi gerçekleştirmem gerektiğini fark ettim ama tek başıma biyerlere gitmeyede çekiniyorum. Öyle arabayla felan gitsem umrumda olmazda genelde çok ilkel yöntemlerle gezip tozuyorum (saatlerce yürümek,duran olursa otostop,trenden gece yarısı inmek,çadırda konaklamak,çadırı kuracak alan bulamayınca parkta bahçede uyuklamak,park bahçe tekin değilse uyumamak sabaha kadar zombi olmak) tek başıma yaparmıyım edermiyim derken çıkı verdim yola.
Maceramım ilerleyen bölümlerinde bilmediğim bir ege ilçesinde yüzerken manzara eşlik eden çok güzel görünen pekte uzak olmadığını düşündüğüm dağa çıkmaya niyetlendim. Bu kararın akabinden 3 saat sonra kendimi dağın başında pek az haneli bi köyün yabancıları hoş karşılamadığı yerlilerinin içinde buldum. Zirve sandığımdan uzaktı,köyde kalamazdım ilçeye tekrar dönmeye çalışırken başı boş köpeklerce saldırıya uğrayıp tırmanacak bir ağaç bile bulamayınca ayaklarım bi tarafıma vura vura bayır aşşağı koşarken bunu bir daha tekrarlamayacağıma yemin ediyordum.
Dün gece yatmadan önce aklıma "cesur olmak, korkmamak" konusundaki tecrübelerim geldi.
Cesur davranarak, riskleri göze alarak çok şey öğrendim.
Sosyal fobim olduğu zamanlar tek başıma kursa katılıp orada yeni şeyler öğrenip sosyalleştiğimi hiç unutmuyorum.
Aylık 2 k ödemem ve önümde en az 2 yıllık projeler, yeni sektörlerde tecrübe fırsatları varken yurt dışında iş bulup her şeyi arkamda bırakıp gitmem bana çok şey öğretti.
Ne zaman cesur davrandıysam, kazandığım kaybettiğimden hep daha fazla oldu.
Hiç yalnız tatile çıkmadım ama ilk fırsatta tek başıma Türkiye turu yapacağım.