sabah 9 da işten çıktıktan sonra yapacak daha iyi bir iş yok deyip sinemaya gidersiniz. bilim kurgu macera arası bir film bulup bilet alırsınız. saat gelip film başladığında koskoca salonda sizden başkasının olmadığını gördüğünüzde çok farklı bir keyif yaşayabileceğiniz durum.
özgüvenin tam oturduğnu gösteren 9 hareketten biridir.
önde yiyişen çiftler, arkada kalabalık ergen arkadaş grubu, yanda tuhaf tuhaf bakan 3 kız/erkek. tüm bunlardan etkilenmeden seslice gülmeyi de başarabiliyor, mısırınızı rahat rahat yiyebiliyorsanız tamamsınız arkadaşım. hayatın götüne koymuşsunuz demektir.
kendin için sanat adına süper bir eylemdir. Filmi izlerken heyecanlı bir sahnede bak bak dercesine dürtükleyen olmaz. Mısırına el atan olmaz. Elini tutan, omzuna elini atan olmadığı için dikkatin dağılmaz. Çıkışta, zaten izlediğin sahnelerin tekrarını veren olmaz. Rahat edersin.
yıllardan beri mutlulukla gerçekleştirdiğim eylem. filmden sadece almanız gerekeni alıyorsunuz ve kritiğinizi kendiniz yapıyorsunuz.
not: hiçbir şey alamayacağım filme de tek başıma gitmem.*
bizde garip karşılanan bir olaydır. ters ters bakarlar insana. ''yazık ya hiç arkadaşı yok mu acaba'' bakışı atarlar resmen. sinema onlar için sosyalliğini kanıtlama yeri olsa gerek.
lakin gayet keyifli bir olaydır. hafif bir umutsuzlukla giriyorsan birde içeri, film sanki sadece sana özel çekilmiş gibi hisseder, tüm sıkıntılarını bir kaç saatliğine de olsa dışarıda bırakırsın. film bitip aynı sıkıntılarla yola koyuluncaya kadar dünyalar senindir.
insanın kendini sevmesidir. tek başına yapılacak en güzel şeylerden biridir.
yalnız birey güçlü bireydir sözünü eyleme dönüştürme halidir. (ben bu sözü bir yerlerden hatırlıyorum sanki). iğrenç bir cumartesi günüdür, hava kapalıdır, can ciger kuzu sarması arkadaşlarınızı ararsınız, ne idüğü belirsiz bir insan evladının doğum gününe gidicez biiiiz derler size (yok eski sevgilideğil). sonra pazartesi günü finaliniz olduğu aklınıza gelir, off napıcam dersiniz, içinize afakanlar basar.."boşver bea bugün çalışmayalım" dersiniz, bilet ayırtırsınız, sinemaya yarım saat kala gider sinemadan biletinizi alırsınız. işin zor bölümü burada başlar, sinemaya yarım saat kala tek başınıza olduğunuz için elinizi ayağını nereye koyacağınızı bilemezsiniz, "bari bir kahve alayım, onunla oyalanırım" dersiniz, cumartesi olduğundan oturacak yer bulamazsınız, sanki herkes size bakıyomuş gibi gelir, içinizden "evet yalnızım, yalnız geldim, ne bakıyosun? b.k mu var???" diyesiniz gelir, o dandik yarım saat bir türlü geçmek bilmez. cesur tipler varsa yanınıza gelir ateş ister, "artık yok!" dersiniz, mutlu olursunuz, sinemaya girince, karanlıkta, koltuğa gömülür ve "ohh işte huzur" dersiniz.
filmine göre farklı duygular hissedilmesine neden olan yalnızcana yapılan etkinliktir.
romantik / komediye gidildiğinde iç çekilir,
korku filmine gidildiğinde yanda biri aranır,
fanastik filme gidildiğinde eleştirirken dinlenecek biri istenir yanıbaşında..
en güzeli sanat filmine yada hiç olmadı gerilime gitmek..
yada... tek başına dvd izlemek daha mı hoş geldi gözüme ne..
filmin başladığı andan bitimine kadar orda yalnız olduğunu anlamazsın genelde.filmin heyecanı, içinde bulunduğunuz atmosfer, replikler, oyuncuların kıyafetleri,ses, ışık v.s. zaman-mekan algınızı değiştirir.ne zaman ki film araya girer, ne zamanki film biter, o zaman kafanı kaldırıpta etrafında dolanan çiftlere, arkadaş gruplarına, ailelere takılır gözün o zaman anlarsınki yalnızsındır sen o salonda.