okulu kırıp sabah seansına kaçtığım bir gün, arka sırada oturan kadınlar bilet parasını denkleştirmek için eskiciye tencere tava sattıklarından söz ediyorlardı.
her zaman tek giderim ve neredeyse her seferinde yanıma yiyişen tipler gelir. öpüşme sesleriyle beraber filmi seyrederim. sonrasında tek başıma yemek yiyip eve giderim.
edit: bazen bilet alırken yanlışlıkla g-5/6 deyip iki kişilik bilet söylüyorum ve göt gibi kalıyorum.
2014 yılı içerisinde çok beklediğim filmleri gömek amaçlı, o zaman ekonomik de olan Bursa Carrefour Cinemaximum da yaptığım eylemdir.
Sinemanın kendine tahsis edilmiş kadar tenha olması önemli olduğu için, Pazar sabah ilk seansın tadı apayrıdır diye düşünüyorum. Bu anlamda herkese tavsiye edebilirim.
ama... sinemacıların risk almamak adına yenilikten kaçınarak vasat senaryo ve filmler ortaya çıkarması nedeniyle bu ritüeli gerçekleştirebileceğim filmlere gitme isteğimin ortadan kalkması ve her sineması fahiş fiyat olan istanbul'a geri taşınmamla terk ettiğim aktivitedir. izlenimlerden yola çıkarım diye planlıyorum ama tekrar bir 300 devam filmi, age of ultron ya da x-men: apocalypse yaşarsam hayata küserim, o derece de korkuyorum be sözlük. bi avengers, bi watchmen, bi dark knight olsa da gitsek!
bazen uyumak için gidilendir. üniversite son sınıftayım ve finallerin başladığı gün annem rahmetli oldu. cenaze filan derken anca bütlerde dönebildik öğrenci olduğumuz şehre. lakin bu cenaze olayı sonradan sonradan koyuyor. bir de insanlar sürekli sizi görmek istiyor. gecenizden korkuyorlar, gündüzünüzü kolluyorlar. e bir de bütler var önünde, annem mezun olmamı isterdi diyorsun. sıfır uyku ile kütüphane yaşamı başlıyor. ama her yer insan her yer insan. bir iki defa sinemaya gidip uyumuştum. sırf insanlar bana bir süre ulaşmasınlar, etrafımda beni hiç tanımayanlar olsun ve bana asla soru sorulmasın diye.