buruk bir durumdur. içinizden yorum yaparsınız veya kendi kendinize konuşursunuz. film arasında mısır almaya gitmek istemezsiniz. sağınıza solunuza bakarsınız olen acaba benden başka yanlız gelen varmı diye ancak bakarsınızki herkes hiç olmadığı şekilde çifttir. Yani bir sap sizsinizdir. siz sağa sola bakarken çiftlerde size bakar. size bakarak fısır fısır konuşup gülerler. bu sizi dahada sinir harbine iter. filmin ikinci yarısı başlamıştır. filmi izlemeyip kendi saplığınızı düşünürsünüz. film bitmeden filmden çıkar, eski sevgilinize gidip yalvarırsınız. (bkz: şuursuzluk)
hayatımda bin kere sinemaya gittiysem sadece bir kere ilk gün izleyeceğim diye tek önden ve kenardan olmasına rağmen gladyatör de yaşamış olduğum durum. bunun dışında tek giden insanlara istemsiz olarak uzaktan uzaktan üzülmüşümdür.
eğer başka alternatifi yoksa adama çok feci koyan durum. filmden tam anlamıyla tat alınır evet, lakin arada ve filmin sonrasındaki muhabbetin yerinde hüzünlü bir boşluk vardır. çıkar bir turlarsınız, mısır alırsınız, ne bileyim, sigara içersiniz. yanlızsınızdır.
yanlızken yapılabilecek en güzel aktivitelerdendir. arkadaş grubunun kararsız film seçimlerinden, sahte diyologlarından vs. kaçıp yanlız başınıza kırmızı koltukla bütünleşip tamamen filme odaklanmanızı sağlar.
gittiği filmin türüne göre aldığı zevk değişir. örneğin komedi filmi ise tek olmamak her zaman daha avantajlıdır. normalde gülmeyeceğin esprilere arkadaşların gülüyor diye gülebilirsin.
(bkz: kendini ezik hissetmek)
yalnız bir insanın yapabileceği son derece normal bir durumdur. bir kişilik bilet alırsın, bir paket mısır, izler çıkarsın. sende sinema çıkışı dağılan kalabalığın içerisinde kaybolur gidersin sonra.
sanılanın aksine sıkıcı falan değildir. sinemaya niçin gidilirki zaten. gerizekalı arkadaşlarla vakit geçirmek için mi? hayır filmi izlemek için. tek başınaysa insan filme daha rahat konsantre olur. o bakımdan sorun yok.
insanlarda bu kadar fobi yaratmasının sebebini hiçbir zaman anlayamadığım aktivite. film seyretmek sosyal bir olay değildir ki, zaten film başladığı anda hikayenin içinde tek başına siz oluyorsunuz. haa evet bunun arası var, patlamış mısırı var, tuvalete gidince çantanı bırakacak adam olması var, ama bütün bunlar sinemaya gitmenin yan sanayileri, asıl olay 1.5-2 saatlik beyaz perdede oynayan film. bir sevgililer günü tek başıma only you adlı romantik filme bile gitmiştim*
herkesin sevgilisi vardır,teker teker arkadaşlarına yönelirsin sorarsın gelmek isteyip istemediğini gelemeyeceğini söyler sonra sinemada pişti olursunuz,sevgilisiyle gelmiştir.gerçi siz de tek değilsinizdir belki ama arkadaşına sevgilinizi tercih etmiş değilsinizdir ya da bir arkadaşınızı.
insanlar sinemayı genellikle çiftlerin gidebileceği bir mekan bir eğlence türü olarak algılıyor ki şimdiye kadar hiç bir erkek arkadasımla sinemaya gittiğimde arkadaslarımla oldugu kadar eğlenmedim.sinemaya gelmişsinizdir koltugun rahatlığına kendinizi koyvermek istiyorsunuzdur,filmin tadına varayım dünya umrumda olmasın diyorsunuzdur yanınızdaki adam elinizi tutar neymiş film seyrederken el tutulurmuş çok romantikmiş.yemişim romantizmi,sonra kolunuz ağrır iki büklüm el tutuşma sevdası yüzünden.ulan elimi çeksem alınır mı acaba dersiniz vee elinizi çekersiniz kolunuzun ağrıdığını bahane ederek ama sevgili o kadar ısrarcıdır ki hala elinizi tutmak istiyordur...kısacası demem o ki ya tek ya da arkadaşla gitmek en eğlencelisidir.
bu ne lan! param var, film var, o filmi anlayacak adamlar o sıra yanımda değil, atarım eli skime, üç bira çakızlar, girerim filme aga.. ne yalnızlığı mına koyim.. her şeyi de hüzne gark eylettirmiyorsunuz değil..
yapmaya imrendiğim ama bi o kadar da çekindiğim eylemlerden biri
öyle ya 'bu kızın yok mu kimsesi?' ifadesiyle bakan gözlere katlanmayı göze almak zor...
kimi çevrelerce çok garipsenen ama ciddi sinema tutkunlarının sık sık tercih ettiği tek başınalık durumudur. ulan toplanıp 28 kişi sinemaya gitmek nedir ? sonuçta herkes dilini yutup filmi izlemeyecek mi ? yanında arkadaşının oturması ya da tanımadığın bir insanın oturması, filmden alınacak hazı ne ölçüde değiştirebilir ? hatta arkadaşının arada bir dürtüklemesi filmden alacağın keyfi dahi azaltabilir. hadi bari bkz'cılar eleştiri yapmadan ben yazayım.
en yakın arkadaşlarınız bile olsa, film boyunca yaptıkları bir türlü bitmek bilmeyen alakalı alakasız yorumlardan, gürültülerden ya da garipliklerden kaçıp bir filmi keyfine vararak, ne olup bittiğini anlayarak, konuyu sindirerek izlemektir, gönül rahatlığıyla: "ben bugün film izledim" diyebilmektir. diğer türlü sinemadan çıkınca film izlemeye değil de sohbet etmeye gitmişsiniz gibi bir düşünce kalır aklınızda ve pişman olursunuz böyle bir işe kalkıştığınıza. *