bir hayat hikayesini izlemek gibidir çocuklari tek başına oynarken seyretmek. gerçek sandığı hayaller vardır oyuncak arabalarını "vınnn... " diye yarıştıran çocukta, masallar üretmiştir kafasını yana eğerek bebeğinin saçını tarayan kız çocuğu, hayatı gerçeğiyle yaşamıştır ağlarken oyununa hıçkıra hıçkıra devam eden çocuk. en büyük umut dalıdır çocukları oynarken seyretmek.
gerçekten insana huzur veren bir eylemdir hatta abartılıp hobi haline getirilebilir güzel olan yönlerinden biri ise çocuk sizin olduğunuz yerde sizin olabileceğinizden şüphelenip dönüp bakması ve sizin o anda olağanüstü bir çaba ile saklanma çabanızdır tarif edilemez.
Eğer ebeveynden gerekli olan ilgi ve sevgi ihtiyacını karşıladıysa tanık olabileceğiniz durumdur. çocuk büydüçe de tek başına vakit geçirebilme süresi de uzayacaktır.
suratınıza kocaman bir gülümsemenin yayılacağı eylemdir. ilginç diyaloglara tanık olursunuz, bazen şok olursunuz ama hep mutlu olursunuz.
z:benim kocam bu ayı olsunnn
e:hayırr sen kocandan boşanmıssınn
z:hayır yaa ben bu ayıyı istiyorumm hem ben niye boşanıyorum. kocam bu ayı olcak şimdi işte ama..
Çocuk aklı; Temiz ve Saftır. Hiç bir şeyi bilmez, hayatının acılarını tatmamış bir aklı vardır. Ve kendi hayal dünyasın da arabaları konuşturmak, ''cuuuuuv'' sesleriyle araba sürmek, onun için çok eğlencelidir. Bizim bunu izlememiz ise mutluluk hissi yaşatabilir.
süreç dahilinde çocuğu gizli gizli izleyen kişiyi de gizli gizli izlemek çok keyifli olabilir. suratı şekilden şekile girecek, ağzı kulaklarına varacak, gözlerinde sevgiye dair pırıltılar oluşacaktır vs vs. üstelik tıpkı kendisini kimsenin izlemediğini varsayan çocuk gibi, o da izlenmediğini varsayarak bu tepkilerini saklamayacaktır. bir insanı, insan halerini saklamadan izlemek hoştur, hoş.
küçüklüğümü hatırlatan başlık.
küçükken hep tek başıma oynardım. sürüyle bebeğim vardı ama ben başka eşyalar bulup kalemlerle filan oynardım. bana gelip ne yapıyorsun diye sorduklarında kendim kendime oynuyorum derdim.
yazar bugün çocuklara takmış olup onlar hakkındaki birkaç gözlenimi aktaracaktır:
- kendi kendine oynayan çocuk ikiye ayrılır:
1- kendi kendine oynayan kız çocuğu :
kendi kendine oynayan kız çocuğu, ülkemizde tercih edilen 'barbibebek', 'evcilik' gibi kral oyunlara ev sahipliği yapan, yaptıran velet çeşididir. pazardan, süpermarketlerden edinilen bebekler özenle giydirilir, saçları yapılır, isimleri genellikle çocuğun bilinçaltında yer etmiş saçma isimlerden oluşan uzun bir isim listesinden seçilir.
daha sonra arkadaş olacak bebekler belirlenir, hayal gücü geniş olan veletler bebeklerin arasında olay örgüsünü istediği gibi karıştırır, bozar, yeniden düzenler.
2- kendi kendine oynayan erkek çocuğu :
kendi kendine oynayan erkek çocuğunun en belirgin özelliği çıkardığı seslerdir. zira; 'vuuuuu', 'dıkşın dıkşın', 'çiiuf çiuuf' çıkarılan favori seslerde ilk üçtedir. bu veletlerin de genellikle kamyonları, arabaları, savaşçı karakterlere bürünmüş garip giyinimli kaslı bebekleri olur. erkek çocuğunun da hayal gücü kız çocuğununkini aratmayacak kadar ileri düzeydedir. erkek velet, savaş stratejileri geliştirerek düşmanı en hassas yerinden vurmak ne demektir iyi bilir. anne bu anlara tanık olmayı genellikle tercih etmez.
ister istemez gözünüzü alamazsınız ondan. izlerken yüzünüzün ifadesinin değiştigini farkedersiniz. Bir süre sonra sizi cocugu izlerken yakalamışlar ve o yuz ifadenizle dalga geçeceklermiş hissine kapılıp kendini toparlarsın. böyle bir his. Çocuklugunu özleyen insanın dramı.