tatilinizin ne kadar kötü geçtiğini cümle aleme gösterme biçimidir. o öyle bir yalnızlıktır ki denize bile tek başınıza girer çıkarsınız.
bir tane arkadaşınız dahi yoktur ''gel hadi bir dalalım çıkalım'' diyebileceğiniz ya da boğmaya çalışabileceğiniz denizin içinde. suda top oynamak isteseniz oynayamazsınız, kıyıda voleybol oynayamazsınız, kumdan kale yapamazsınız, dilediğinizce koşup denize atlayamazsınız, dondurma yiyemezsiniz, sahilden geçen simitçiye ''simitçiiğğ'' diye bağıramazsınız çünkü adam duymazsa fena rezil olursunuz...
falan filan. çok zor yani çok. sonra ağzınıza su kaçsa, gözünüz kızarsa bunları kimseyle paylaşamazsınız. kendi kendinize 10 dakika ancak durur; sonra kurulanır 15 dakika da güneşin altında oturur, evin yolunu tutarsınız.
hele de benim gibi bunu sarımsaklı'da yapıyorsanız...
yakınlarınla geçıreceğin bır pazar günü. Bır deniz kenarına gidilmiş piknikde yapılmak istenilmiştır. fakat gel gör ki herkes deniz kenarına oturmuş dedikodu saati gelmısti. Ve senin gibi denize girmek icın can atan kimse yok. işte böyle bir durumda yapılan olaydır.
çok sıkıcıdır bee. havlunu veren, sırtını kremleyen, o kremle masaj yapan, su getiren, bira veren olmaz.
"lan oğlum telefon nerde aq" diyemezsin mesela.
yazık
kalabalık bir yerdeyseniz o yeni aldığınız terliğinizi, havlunuzu, telefonunuzu kumsalda bırakıp gidememek denizin dalgalarının vurduğu yerde diz çöküp su derinmiş havası vererek yüzmeye çalışmaktır.