tek başına rakı içmek

    65.
  1. Hayatta kendimi tek özgür hissettiğim andır belki de. Çıkarım bahçeye yakarım mangalımı, soframı kurarım öyle çok detaylı bir sofra değil rakının klasik pezevenkleri işte. Açarım sevdiğim parçaları. Geçmişe giderim, geleceğe giderim. Kafamın en berrak olduğu andır o ilk kadeh. Tek başıma rakı içmek benim için bir ritüeldir. Çekemem manita dırdırı arkadaş sohbetini. Gerçek huzur budur olm. Yağmurlu bir ankara gecesinden selamlar olsun herkese
    7 ...
  2. 73.
  3. Rakı, muhabbet ister, sohbet ister, kah efkâr kah sevinç, kâh müzeyyen senar, kâh ıf you go away kah evvelim sen oldun ahirim sensin , yani dakika dakika değişen sürecin içkisidir ve bundan dolayıdır ki yalnız içmenin keyfi olmaz.
    Balkonda oturup, uzun uzun karanlığı seyrederek, usul usul içtiğin şaraba benzemez.
    Rakı, yalnız içilmez.
    5 ...
  4. 18.
  5. an itibariyle içinde bulunduğum eylem. gerçi müzeyyen teyzem de yanımda. benzemez kimse sana diyor.
    sek başladım ve leblebi var mezeden sayılırsa.
    (bkz: atam izindeyiz)

    edit: zeki ablam da geldi, daha gelen olursa yazarım:)
    4 ...
  6. 24.
  7. an itibarı ile gerçekleştirdiğim eylemdir. hem de bu saatte. aslında yalnız değilim. müzeyyen abla var. kimseye etmem şikayet diyor kulaklarımda. sonra aylardır bırakmış olduğum sigaram var. winston box ım. bir daha bırakanı siksinler. ne güzel şeymişsin sen. en yalnız olduğum anlarda gelen çıtırtılarını özlemişim. yalnızlık var. uzakta olmak hayattan. anason kokusu güzel bir kadının kokusu gibi dolduruyor odamı sigaramın dumanıyla raks ederek.

    hikayeler var aklımda. onlarca. her biri farklı bir anı. her biri farklı bir yaşanmışlık.

    tek başına rakı içmek kadehe bakıp kendi kendine şerefe demektir. en kötü günümüz böyle olsun demektir.

    titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime..
    4 ...
  8. 1.
  9. rakı kültürüne, adabına ters bir kavram gibi gözüksede çokta anormal bir durum değildir aslında, her içki gayet güzelde tek başına içilir neden içilmesin. fakat rakı burada biraz ayrılır çünkü; rakı sohbet demektir, keyif demektir özünde. dost, arkadaş meclislerinde yudumlanır sohbete dem katar. fakat kişi yalnızsa hele birde insana çok koyan birşey yaşadıysa varsın içsin dokunmayın. yoksa ateşinde sizde yanarsınız.
    5 ...
  10. 20.
  11. Kadehin dostun olur, o boşaltıkça senin kafan dağılır, sen anlattıkça o daha da dolar. yüreğinden geçenle dilinden çıkan bir olur, çünkü kadehin anlar. Konuşmazsın sonra sen onu dinlersin. Karşında hangi arkadaşın olursa olsun böyle akıl verip yüreğini rahatlatamaz. Rakının büyüklüğü buradadır işte.
    4 ...
  12. 69.
  13. bazen yaparım ben bunu. kâh dışarıda bir yerde, kâh evimin balkonunda. rakı sohbetle gider evet, ama yalnız içmesi de pek âlâ güzeldir, keyiflidir. en güzeli de ne biliyor musunuz? çok güzel hüzünlenir insan. böyle için için yanarsın. meşe gibi. kimsecikler duymaz çığlıklarını. ortaya serpiştirdiğin mezelerin bir anlamı yoktur. sofra olsun, ortam olsun diye koymuşsundur önüne. rakıdır esas olan. rakıdır için için yanmana yardımcı olan. ağlarsın da, kimse görmez işte..

    geçen yaz
    temmuz ayı
    günlerden cumartesi
    saat 19:30

    sıkıntı girdi içime. ne yapsam, ne etsem derken, markette buldum kendimi. sert olsun, ağzıma sıçsın diye kulüp rakı aldım. yanına da süzme yoğurt. mis! daha ne olsun..

    rakıyı dolaba attım biraz soğusun diye. yoğurdu koydum kaseye. "ulan" dedim, "bi de yeşil zeytin koyayım sofraya".. ayvalık'tan hediye gelmişti zeytin. mis!

    laptop'u da aldım yanıma. açtım youtube'u, aklıma gelen ilk şarkıyı yazdım; "yine mi çiçek".. çalıyor namussuz. çalıyor çalmasına da, anamı da ağlatıyor..

    duble rakımdan çektim şöyle kallavi bir yudum. "ohhh" dedim, "ohh bee!".. yoğurttan bir kaşık, peşine de ayavalık'tan gelen mis gibi zeytin. yuvarlıyorum zeytini ağzımda. yağını emiyorum. "ohh" diyorum, "ohh bee!"
    tabii bu sırada sigarayı içmiyorum, yiyorum. peşi sıra yakıyorum lanet şeyi. arada öksürüyorum, arada dalıyorum uzaklara. sonra aklıma bir parça daha geliyor. hemen yazıyorum; "bakmıyor çeşmi siyah"..
    "yok yok!" diyorum, "yok yok! bayati peşrev çalsın arkadan. söz olmasın. o kısmı ben doldurayım"..

    vakit ilerliyor tabii. iki, üç, dört.. kafa kırılmış da, haberim yok.. çişe kalkınca duyuyorum kafamın bana "hoş geldin hacı abiii" dediğini. bir kadeh daha içeyim diyorum. içiyorum da. içerken, düşünüyorum da. hem de çok. baya baya lan! öyle böyle değil yani..

    kendimi avutmaya çalışmıyorum. aksine, boşalmak istiyorum ama gelmiyor işte. akmıyor gözümden yaş. müziği kapatıyorum.

    saat 00:20

    bir tane daha zeytin atıyorum ağzıma. hemen yemiyorum. yuvarlıyorum ağzımda. yuvarlıyorum ki, yağını emeyim diye.

    bir ara rüzgar esinti yapıyor. tam da daldığım esnada yapıyor bunu. böyle "şappp" diye vuruyor suratıma. iki elimle yüzümü ovuşturuyorum, "uyku yok oğlum" diyorum, "uyku yok anasını satayım".. dolduruyorum bir kadeh daha ama bu sefer domuz sıkısı. zaten leyla olmuşum, "koy .mına" diyorum. ortalık sessiz. herkes anlaşmış gibi aynı anda tatile gitmiş. tek tük ışık yanıyor evlerde. kendimi yalnız hissediyorum o esnada. hani bu şeyin yalnızlığı, sevgisizliğin.. yoksa millet tatile de gitse, cehennemin dibine de gitse umurumda olmaz. tam da o esnada gözümden akıyor beklediğim yaş. "hoş geldin" diyorum, "hoş geldin hacı abi.." bi de onun şerefine çakıyorum okkalı bir yudum. sonra.. sonra, bekliyorum bir süre. ayağa kalkıyorum. bağırıyorum karanlığa;

    "sevenle oyun olmaz ulan!!"

    bir iki tane ışık beliriyor pencerelerden. bakıyorum öylece. görmüyorlar da beni. oturuyorum yerime. "sen" diyorum, "sen adam olmazsın be noro lim asfaloth"..

    saat 01:10
    açım.
    3 ...
  14. 67.
  15. 2.
  16. "hayattan çalmak nedir, ahan da budur" denilesi aksiyon.
    3 ...
  17. 19.
  18. karsina kendini almaktir. belki de kendin calip kendin soylemektir; hatta erken sarhos olmaktir. adabina ters gelsede raki'nin, keyfi yeri ayridir.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük