hastalıklı bir zihin ister bunu yapmak için. çünkü kurguyu, gerçekmiş adeta yaşamak gerekir, hem de bir çok kişi olarak, mantıktan sebep sonuç ilişkilendirmesinden tut, matematikten tümdengelim ve tümevarıma kadar. sağlam da bir hafıza ister, unutmayacaksın söylediğini, aynı senaryoyu, elli kere anlatman gerekirse, kelimesi kelimesine ellisinde de aynısını anlatacaksın.
sadece geçmişi kurgulamak olmaz, geleceği de kurgulayacaksın, öngörün olacak ve tepkisiz olacaksın, kartlar elinde olacak, yalan söylediğin insandan kaçmayacak, aksine çok yakın duracasın, neye ne kadar vakıf olduğunu hep bileceksin, hep bir adım önde olacaksın, her şeyden zeki olacaksın arkadaş, işte o zaman tek ayak üzerinde kırk yalan söylersin.
edit: sözlükte yeterli sayıya ulaşırsanız, kurs açıcam, hepinize öğreticem bu işi.*
insan yürürken her bir adımda ayaklarından birini atarkendiğeri yere değer. yani yaklaşık bir saniyeliğine tek ayak ütünde kalmış olur. işte bu deyimin çıkış noktasıda burada sakıdır. bu tek ayak üzerinde kaldığı yaklaşık 1 saniyelik zaman zarfında 40 yalan söyleyebilme yeteneğinin vurgulandığı deyimdir.
tek ayak üstünde kırk yalan söyleniyorsa, kırıkayaklar 1600 yalan söyleyebileceği anlamına gelir.
dikkat etmek lazım kırkayakalra, güvenmeyin sakın. arkanızı dönmeyin aman.
