arkasını devlete dayayınca işten atılma riski çok az olduğunu düşünen kişidir. üniversite bitirmiştir genellikle. bunun liseden terk olanı da sigortalı bir iş arayan insandır.
doğru yolda olan insandır. aksini iddia edenlerin ya arkası sağlamdır, ya da sömürülmekten, perişan olmaktan hoşlanıyordur. türkiye şartlarında yeni mezun bir mühendisin alacağı maksimum maaş 1500-2000 dir. türkiye de yürütülen yanlış politikalarla yalnız mühendislik değil, doktorluk hariç çoğu meslek bitmiştir. ee durum böyleyken ve canım memleketimde ne zaman ne olacağı hiç belli olmazken sırtı devlete dayamak en akıl karı iştir. ama bence en doğru yol, imkan varsa eğer kaçıp kurtulmaktır bu ülkeden, insanca yaşamak için...
dolgun maaaşı , düzeni , hafta sonu tatilini ve emekli olduğunda rahatını isteyen görünürde çalışkan ama normalde hedefsiz vizyonsuz türk insanıdır ve çoğumuz belki ben bile bu gruba dahilimdir .
Sahip oldugu meslek dalinda ozel sektorun somurusunden kurtulmak isteyen, babasinin ona saglam bir is kuracak sermayesi olmadigini bilen orta sinif turk vatandasidir. Gerci hangi meslek dalinda ozel sektor insani somurmuyor oda ayri bir tartisma konusu ya neyse.
Ornek olarak ben radyoloji teknikeri sifatiyla ozelde asgari ucretten hallice bir maas alabilirken(ortalama 1000 tl) devlette calistigim hastaneye ve is yukune gore 2000 ile 2800 tl arasi bir maas aliyorum. Ayni calisma saati ve ayni haklara sahip olarak. E simdi niye gidip ozeldeki somuruye katlanayimki?
Ha maas yeterlimi? Hayir. Benzinin 5 tl, ulasimin 1,75 (ankara) tl oldugu guzel ulkemde kesinlikle yetersiz. Ancak ozelde olsak ac karnimizi doyuramazdik.
Zengin aileden gelmedikki baba parasiyla bir is kuralim. O zaman ne yapacagiz tabiiki memur olmaya calisacagiz.
öğrenciyken çalışma hayatına girip zirvelere oynamış birçok insan var tanıdığım istemeye mücadele etmeye bakıyor herşey iyi bir kariyer senin elinde. insanda bu pes etmişlik niye anlamış değilim. fakülte mezunu adamlar gardiyan, polis oluyor. yazık yazık yemin ederim çok yazık.
ekonomide devletçi ilkeyi benimsemiş insandır.. bence yanlıştır. küçük düşünmemek gerekir.. ama bir yandanda gelenekselci bir yapı oluşmaya başladı diye düşünüyorum.. tahminime göre kentselleşmeyle bi alakası var bunun.. hizmet sektörü köyden kente göç ile şaha kalktı.. bu sektör içindeki memuriyet kavramı da sorunsuz risksiz bir yaşam için biçilmiş kaftan.. ne varki monotonluk diz boyu.. sabah 8 masa başı akşam 5 al çantanı eve git uyu.. ne aksiyon ama.. yıllık izinler,haftalık izinler....... üüüüüüü bide tayin olursunuz.. atraksyona bak.. bu tek düzelikte tek eğlenceniz dökülen saçlarınız olur heralde..
"belli bir param olsun. evlenirim." mantığı vardır.
40'lı yaslarının ortasında hayat niye bu kadar sıkıcı derler.
50 yaslarında çocuklarım üniversiteden mezun olsun diye beklerler.
düşününce sıradan bir hayata sahip olacaktırlar bu kafayla yaşarlarsa..
sürekli kpss muhabbeti yapar.doğ büyü okul çağına gel oku mezun ol kpss ye gir memur ol memurun biriyle evlen (asker polis öğretmen) çocuk yap büyüt evlendir yaşlan öl.hayatı işte bu cümleden ibaret olan insandır...
çocukluktan beri aşılanan, götü devlete yaslama felsefesinin sonucudur. bu felsefeye inanan birey hedefine ulaşınca tıpkı nirvanaya varmış gibi rahatlar ve artık onun için çalışma değil yatış devri başlar ve böylece ülke de bir gıdım öteye gidemez.
maalesef sistem sayesinde özel sektörün insanı sömürmekten başka bi bok olamadığı türkiye'mizde görülen durumdur. hepsi olmasa da genelimizin amacı düz memur olup sabah sekiz akşam beş çalışmaktır. taa küçüklükten kalan bir eksikliğimizin de getirisidir bu. ne kadar sığ ve dümdüz bir amaç ama şu şartlarda maalesef en iyisi ideali budur.