150 milyon km öteden 20 milyon yıl önce güneş'in 15,6 milyon °C sıcaklığındaki merkezinde var olup yüzeye ulaştıktan sonra 8 dakikada içinde, saniyede 300 km ile yol alıp karanlıkta asılı dünya gezegenine ulaşan ışığa muhtaç olduğunu bilmeyen, 7-8 trilyonluk galaksisiye sahip olduğu bilinen evrende milyarlarca güneş ve gezegeniyle evreni küçümseyen her türlü dini dogma ve bu dini dogmalar uğruna yeryüzünü kana, savaşa bulayan herkes. başka yıldızlara insanoğlunu taşımak için çabalamak yerine.
gerçeğin kendisine inandıklarını sanmaları. aslında hayal, ürünü yalanlarla ömür boyu yaşayıp ölmeleri. hristiyanlar, müslümanlar, yahudiler, hinduistler v.s.
her biri ayrı ayrı kendi çoğunluğuna ve toplumuna dayanarak kendi dininin mutlak gerçek olduğunu iddia eder. hepsi de insan ürünü, insanlardan yola çıkarak üretilen fantezilere inanmaktadır.
genelde kin kusan cevaplar verirler. kahkahalarla gülüyoruz cevaplarına. hem mantık dışı; hem de yalan ve manipülasyonlarla dolu cevaplar verirler. her din, mezhep, görüş sahibi kendi inancına göre bir yalan üretir ve mutlak hakikat diye buna sarılır. bu noktada ciddiye alınacak hiçbir şey yoktur. önceden şartlanmışlık ve her şeye bu sabit mantık ile bakış...
müslümansa eğer bu teistler. genelde hiçbir şekilde dinle alakası olmayanların islam'ın dayattığı çöl kültürüyle türkiye'deki ahlaksızlığın ve akıl dışı işlerin sebebi olduğunu bilmemeleri ve akıl dışı işlerde bulunan müslümanları görünce muhammed ya da kur'an'da bu olamaz deyip şaşkınlık geçirmeleri. reformist müslümanlar da zaten böyle düşünen postmodernist insanlar arasından çıkmıştır, ama kendileri de gelecek nesillerin lanet edeceği bir inançları kümesini savunuyor yine; çünkü islam'ın temelleri deli saçması yaratık, olay ve masallar üzerine kurulu.
deli saçması yaratık, olay ve masallara olan inançlarını kabul ettirmek için "genellemeler" ile bizi suçlamaları. sanki biz bir dinde trilyon tane mezhep, ayrılık, yerleşik görüş, yenilikçi görüş veya kişisel görüş olabilir bilmiyoruzdur.
her ne kadar kendilerini yırtarlarsa yırtsınlar yine de akıl dışı, şizofrenik(ama gerçekten şizofrenik ), paranoyak yaratık, olay ve masallara inanıyor olmaları. müslümanlar da, hristiyanlar da, hinduistler de. laiki, dincisi de o dinde aynı temel inançlara sahiptir. mesela dinci ya da laik, her iki müslüman da kur'an'ın allah'ın sözü olduğuna ve içindeki birçok yaratığa, olaya, masala, deli saçması anlatılara inanır. buna farklı paranoyak yorumlarla inanmak hiçbir şeyi değiştirmez.
arkadaşlar soyut bi kavram olan tanrı hakkında her türlü çıkarım da bulunabilir ama bunun kesinliği yoktur. Teistde ateistde müslüman da olsanız kesinligini kanitlayamazsiniz. Yani tanrıyı aslında biz de kendi aklımızda yaratmış olabiliriz.
tanrı, tanımsız bir ifadenin ifade edilemez bir halidir. tanrının yerleşik bir tanımı yoktur, tanrı bir kavram değildir. tanrı, hayali istek ve arzulara göre tanım değiştiren bir şeydir. allah, yehova, şiva, vişnu v.s. tüm tanrılar aslında birer tanrı tanımıdır. her tanrı tanımı ortaya çıktığı zaman, coğrafya, kültür; erkek-kadın, insan-hayvan, insan-nesne vb. ne bakış açısına göre içeriği farklılık gösterir. allah tanrı değildir. allah bir tanrı tanımıdır, kendi inancındaki tanrı tanımından yola çıkarak 21.yy insanlarına bakan teist müslümanlar aslında 7.yy'ın tanrı tanımından dünyaya bakmış olur.
tanrı, sonsuz tanrı tanımlarını içeren bilinemez ifadedir. siz ben kötü tanrı istemem derseniz aslında bir tanrıya inanmış olursunuz. * misal çoğu ateist, agnostik v.s. gibi.
ateistin reddettiği bu tanrı tanımlarıdır. bunları insanlar tanımlar. kısaca hayali bir ilizyondur tanrı, diğer sonsuz hayal ürünü şey gibi.
tanrı deyince akıllarına kendi inançlarındaki tanrı tanımının gelmesi. bir çölün ortasında hiçbir insan olmadan büyümüş olsalardı ve zihinlerinde eğer bir tanrı tanımı yaratsalardı, muhtemelen bu öğrendikleri kavram ve tanımlara, çevrelerindeki olaylara ve dünyaya göre bildiklerine dair bir tanım olacaktı. tanrı, zihinde yaratılan subjektif hayallerdir.
yani asla tanımlayamayacakları, her an, her kişiye göre farklı tanımlanabilecek bir tanımlar kümesinin içindeki tanımı mutlak kabul ettiklerini bilmiyorlar. misal bundan 10 bin yıl önce çok farklı tanrı tanımları vardı, 10 bin yıl sonrada çok farklı tanrı tanımları olacak. çünkü kültür ve ahlak her an değişiyor.
tanrı yoktur deyince insanların tanımladığı bir tanımlar kümesini reddetmiş olursunuz ya da insanlara ait bir yığın hayali.
tanrı, insanın hayali tanımlarıdır. hayali bir şeydir tanrı.
insan beyninin, sosyal ilişkilerin, ahlakın, kültürün, toplumun v.s. nin evrime tabii olduğunu ve değiştiğini bilmemeleri. her çağda, her toplumda bunları değişmez kabul ederek 80+ senelik ömürlerinde sabit inanç sahibi olmaları. aslında hepsinin dini, inancı ve tanrısı da zamanla yok olacak. ama insanoğlunun daha çok zamanı var.