--spoiler--
-Tersten okuyacaksınız, sağdan sola... Yok canım, henüz kafayı yemiş değilim, ilgi çekmek amacıyla zırtapozluk da etmiyorum. Cumhuriyet Gazetesi geçen gün kara zemin üzerine yeşil yazıyla ters yönde 'Cumhuriyet tehlikede, farkında mısın?' yazmış da, ben de ona nazire yaptım.
Acaba bununla, Hasan Cemal ve arkadaşlarını tasfiye ettikten sonra gazetenin 150 binden 60 bine düşen ve öldür Allah bir daha yerinden kalkmayan satış rakamını mı kastediyorlar? Yani batıyorlar da ağlıyorlar mı?
Yok yahu, yeşil renkle ve sağdan sola yazıyla 'islamcı takımına' gönderme yapıyorlar... Sorunun muhatabı kim peki? CHP militanları, eski solcu köy öğretmenleri, birkaç çemiş yarı-aydın, ulusalcı yazılmış bir miktar yeteneksiz ve üçüncü sınıf herif, yakın tarihimiz boyunca faşizmin sopasını yiyip yiyip gene faşizm özleyen dıngıllar... Ama asıl 'zinde kuvvetler' galiba.
Peki ne yapacaklar 'farkına varanlar', el mi koyacaklar? Yoksa oylarını CHP'ye yağdırıp Deniz Baykal'ı başbakan mı yapacaklar? Bilmem, onu ilhan ağabeyinize sorunuz.
Benim aklıma takılan şu: Gerçekten tehlikede mi cumhuriyet?
Bildiğimiz kadarıyla, birkaç dengesiz 'egzantrik' dışında, dinciler arasında padişahçı yok. Hepsi cumhuriyetçi... Peygamberin 'işlerinizi meşveretle hallediniz' şeklindeki Hadis-i Şerif'ini şiar edinmişler... Suudi Arabistan tarzı bir 'kral' getirmeye çalışana da sapık derler.
Haaa, o zaman tehlikede olan cumhuriyet değil ('cumhuriyetle demokrasi aynı şeydir' yazan zavallılar vardı eskiden), Atatürk devrimleri.
Peki, Atatürk devrimleri tehlikede mi gerçekten?
Onu bilmem ama, 'farkına varması gerekenler' bazı kart tilkilerin oyununa gelirse, demokrasi tabii tehlikeye düşer.
Dinciler gerçekten silebilirler, yokedebilirler mi Atatürk devrimlerini?
Şapkayı yasakladılar diyelim, günümüzde şapkanın hiç 'modası' yok, ben de giymiyorum. Aslında giymemekle Atatürk devrimini çiğniyorum ama gel de bunu birtakım eşcinsel modacılara anlat!
'Türbanı' serbest mi bırakacaklar? Türban zaten serbest, yalnızca okulda giyilemiyor. Tıp Fakültesi'nde kadavra dersine girmeyen, 'ben erkek bedenine dokunmam, ben yalnızca kadın ve çocuk doktoru olacağım' diyen sersem kızı da dincilikten değil, devamsızlıktan çaktırırsın, defolur gider kendine hayırlı kısmet bulur, oturur.
'Müesseselere' mi dokunacaklar? Onların çoğu 1961 ve 1980 anayasalarıyla geldi, Atatürk'le ilgisi yok. Kaldı ki her rejimde bir danıştay, bir yargıtay, bir sayıştay, bir yüksek mahkeme, adı ne olursa olsun, bulunur. Tanzimat'tan beri Osmanlı'da yok muydu? iran'da yok mu?
Kadının oy hakkını elinden mi alacaklar? iran'da var... Kadını çalışma hayatından mı kovacaklar? iran'da kovmadılar.
Yazıyı mı değiştirecekler? Bizzat dinciler 'onun çok zor iş' olduğunu belirtmişlerdi Attila ilhan'a, bu yazının başlığını okumakta ne kadar zorlandığınızı hatırlayın şimdi yazının bu noktasında, bunun mümkün olamayacağını görürsünüz.
Recep Tayyip Erdoğan iktidara geldiğinde 'kimsenin yaşama biçimine karışacak değiliz' dedi ve elhak karışmadı.
Bugüne kadar da, ceza kanunu dışında önemli bir hata yapmadı. Kaldı ki, ceza kanunundaki ağır maddeler halkı değil bir avuç aydını ilgilendiriyor.
Tehlikede olan cumhuriyet mi, bürokratik oligarşi mi acaba? Bunun kavgası mı ediliyor?
Haa, bak, dinciler 'islamcı bir burjuvazi yaratmaya çalışıyorlar' desen, anlarım. 'ileri sürdükleri gibi asıl solcu onlar falan değiller, niyetleri bu kez islamcı bir oligarşi oluşturmak' de, anlarım.
Eee, bu durumda darbe mi olsun?
Atatürk devrimleri kurtulur mu bilmem ama, ilhan ağabeyiniz gene Erenköy taraflarında bir köşkte 'işkence altındayım' şeklinde gizli mesajlar içeren 'akrostişler' yazmaya mı koyulur acaba?
'Bu ona iyi bir ders olurdu' diyecektim, demeyeceğim, ders olmayacağını bilirim. Çünkü tavuk götü tövbe tutmaz, can çıkmadan da huy çıkmaz.
--spoiler--
türkiye'de sadece 60,000 kişiyi temsil eden bir gazetenin artık yorgunluk bıkkınlık ve bunama sonucu tadilat nedeni ile zararına satışlar misali yaptığı kampanyavari reklam. ***
laik türkiye cumhuriyeti vatandaşlarını birbirinden ayırmaya çalışan, ülkeyi 30 yıl öncesi kriz günlerine, gençlerin bölünmüşlüğüne ve kardeşin kardeşi vurduğu zamanlara götürmeye çalışan boşa nida.
girilen entrylerden de anlaşılabileceği gibi, aslında tehlikenin farkında olmadığımızı vurgulayan slogan. ilkokul 1 de el yazısıyla okuma-yazma öğretilmeye başlanması bile bizi nelerin beklediğinin göstergesiyken, bunu bize yeşil ve tersten yazılan yazıyla göstermeye çalışanların reklam yaptığını ima etmek ne kadar anlamlıdır, tartışılması bile saçmadır. 16 mayısta saatleri 100 yıl geriye aldıktan sonra, "saçmaymış cidden" demek için biraz(!) geç olacaktır sanki!...
'tehlikeee tehlikeee' diye bağırmaktan başka bişe yapmayan, yetmiyormuş gibi ülkücü harekete göz kırpan sosyal demokrasinin yüz karası ulusalcı-milliyetci bir gazetenin son dönemde başlattığı bir gerilim.
sizin 16 mayısta saatleri geri almanıza gerek yok zaten sizin saatleriniz 100 yıl geriden geliyor. tıpkı o "çağdaş" düşünceleriniz gibi!!! halkı bölmek için elinden geleni yapan sözde aydın ve demokrat, cumhuriyetçi cumhuriyet gazete(m)sinin yaptığı hukuka uygun da, 3 kasım 2002 tarihinde ak partiyi iktidara getiren halkın seçimi tehlike.
bırakın allah aşkına bu saçmalıkları. 16 mayısı beklemeden o çağdışı olmuş çağdaşlığınızı günümüz dünyasına uyarlayın. atatürk' ün çizdiği yoldan çıkmışlığınızı da atatürkçülük adı altında pazarlamayın da atamız rahat uyusun mezarında. utanılacak halinizle çıkmış bir de tehlikeden bahsediyorsunuz. tehlike sizsiniz be, sizi kemiren düşünceleriniz tehlike.
akşamın köründe beni çıldırtan, daha yeni çaylaklıktan çıkmışken küfür etmemek için kendimi zor tuttuğum, millete bişeyleri göstermeye çalışan uyarı.
atatürk'ün cumhuriyeti özellikle gençlere emanet ettiğini düşününce ve girilen entrylerede bakınca evet tehlikenin farkında mısınız? dedirten duyuru.
insan entryleri okurken yazıklar olsun demekten kendini alamıyor. yaşları 17 ile 30 * arası değişen gençlerin cumhurıyetinize sahip çıkın uyarısına reklam demesi içler acısı. çocuklarınız huzurlu, özgür, tehlikesiz bir ortamda yaşasın diye uğruna ölümler olan cumhuriyetin korunması için verilen mucadeleye kıçını dönen şahsiyetlerin varlığını bilmek mide bulandırıcı. evet türkiye cumhuriyetinin hiç olmadığı kadar korunmaya ihtiyacı var.
bu cumhuriyeti koruyan sizin o yobaz dediğiniz zümredir bunu bilesiniz. sizin o yobaz dediğiniz zümre sizin ve bizim dedelerimizden oluşmaktadır. yaşları 17 ile 30 * değişen gençlerin cumhuriyeti sahip çıkmak için kimsenin hele ki cumhuriyet gazetesinin reklam çağrısına ihtiyacı yoktur. bilesiniz ki türkiye cumhuriyeti o gazete veya o 60,000 kişi tarafından korunmadı bugüne kadar.
evet atatürk'ün cumhuriyeti emnaet ettiği gençlerden biri de benim. lakin ortada bir tehlike göremiyorum.
abd dışişleri bakanı bu gün konuşmasında kurdistan gibi bi kelime kullanmışken bu konunun sözlükte daha çok gündemde kalması biraz olsun ne kadar boş ve zararlı bi gürültü olduğunu bana göstermeye yetmiştir, istanbul gazi mahallesinde ortalığı karıştıranlarla bu sloganın ortalığı karıştırması birdir.
neymiş erdoğan cumhurbaşkanı olursa şeriat getircek, cumhuriyeti götürcekmiş, götümle gülerim ben buna, şeriat getirmek diye bi şey yok, şeriat yaşanılır ancak bütün bi halk olarak ama halkın şeriatle alakası yoksa sen neyi getirip yaşıyon? bu ülke halkının yüzde kaçı şeriat istiyo ? cemaatler bile istemezken ? hem erdoğan öyle bir şeye kalkışsa bile yapması imkansız ordu var bu ülkede, halk var, senin içi boş sayfalarına mı kalmış ülkeyi kurtarmak. yani boş bi gürültü ve yalandan ibaret bunların zırvalıkları, tehlikenin farkında mısınız diyerek adamlar resmen asıl tehlikeleri gölgeliyor. ve de bu sloganı savunanlar da provokasyonlara gelmişler. bırakın adam gül gibi yönetiyo ülkeyi, hani olur da binde bir türkiye cumhuriyetini ortadan kaldırmaya kalkarsa korkmayın ben gider vururum. hadi şimdi gözünüze uyku girsn.
giderek seriat kurallarinin dayatilmaya calisildigi akp denen 4 basida yalan olan olusumun sinsice devletin her kademesine sizdigi bir ulkede dikkatle dinlenmesi gereken bir ogut bir soru birde keske herkes farkinda olsa.
nush ile uslanmayanı etmeli tekdir,
tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir,
postali mabadine yedikce jetonun dusmez,
hala umut edersin olsun diye bir darbe,
hani sana darbe nah sana darbe,
agla git bir şimdi kuytu bir yerde.
ulan sizin yayın politikanızın stalin'ci çizgisine mi yanayım , küçük burjuva yaşantınızla örtüşmeyen söylemlerinize mi yanayım;
yoksa hala 68'li yıllarda pause olmuş o beyinciğinize mi yanayım be. tehlikenin farkında mıymışım. farkında olmasam gider gazeteni alırım be adam. haaa unutmadan ilave edeyim: seslendirme yapan o fransız özentisi adam da reklam filminize cuuuuk oturmuş. bir de dersiniz insanlar neden tepkisiz kalıyor ; söyleyim be o zaman , fransız kalmamızı sağlıyorsunuz da ondan . tabi olaya . yoksa yaşam biçimi ve şarapları konusunda elinize su dökebilecek kim kaldı be ülkede.
bölücü olmakla suçlanan gazetenin, "asıl bölücü kim? toprağını, elektrik faturasını ingilizce gönderecek kadar yabancılara satan -ki, faturalar resmi belgelerdir. resmi belgeler resmi dille yazılır! idrak edemeyenleriniz olacaktır diye belirttim!- bi hükümet mi, yoksa vatandaşlarına tehlikeyi göstermeye çalışanlar mı?" diye düşündüren tartışmalara yol açan slogandır.
yukarda ki bütün entryleri okuyun; tehlikenin farkında mıyız? asıl olarak biz
-cumhuriyetin bekçileri- varlığımızın farkında mıyız? sorusunu akla getiren slogan..
"iyi de ne yapmaya çağırıyor cumhuriyet bu sloganla?" diye düşündüren slogandır. vatandaşın mayıs ayında vuku bulacak olaya * ne gibi bir müdahalesi olabilir? yoksa cumhuriyet, vatandaşın meclisi basıp milletvekilleri yerine oy kullanmasını mı istiyor? yoksa "kızım sana diyorum, anlayacak olanlar hadi anlasın artık" diyerek biryerlere mesaj vermeye mi çalışıyor?
uçurumdan uçtuktan sonra el freni çekmek gibi bir durum. Anca mı farkına vardında reklam yaptın gibi bir sonuçta çıkarılabilir.ama diğer taraftan bakınca bu ülke ne tehlikeler atlattı buda tehlike mi gibi bir durumda söz konusu..başka açı ise durup dururken bir yerlerden tehlike yaratıp yel değirmeleriyle mi savaşıcaksınız? gibi özetlenebilir.
