onlarca kadını vahşice öldürüp cesetlerine tecavüz eden abd'li seri katildir. aşağılık herifin tekidir. tek kelimeyle iğrençtir. elektrik sandalyesiyle idam edilmiştir. tipi yüzünden bunu öven yüzde yüz maldır.
cinayet yönetemleri farklılık göstermiş olan seri katil. boğarak, döverek, yabancı cisimle künt travma geçirterek cinayetler işlemiş. uzun süre yakalanmamasında ' evden uzakta, bağının olmadığı kadınları öldür ' kuralına uymasının kendisine yardım ettiğini açıklamış. hüküm gününe kadar bir sürü farklı eyaletten bir sürü dedektifle görüşmüş ve en az 30 cinayetin sorumlusu olduğunu kabul etmiş. ancak asla net kurban sayısını söylememiş. geçenlerde bazı faili meçhul cinayet vakalarındaki tanık ifadelerinde kendisine benzeyen birinin o gün şehirde görüldüğü söylenmiş diye okumuştum. hala yeri bilinmeyen kurbanları olabilir.
öldürme yöntemi boğma, dövme ya da künt cisimle darbe indirme olan seri katil.
henüz küçük yaşlarda her konuda bilgi veren bir ansiklopedi görüp okumuştum. bir bölümü ünlü suçlulara ayrılmıştı ve hakkında şunlar yazıyordu: '' kesin kurban sayısı bilinmiyor. her inşaat temeli kazıldığında ya da nehir taştığında bulunan bedenin ted bundy' nin kurbanına ait olabileceği söyleniyor ''.
çocukluğunda mahallesinde kaybolan bir kızın bedeninin bulunduğu bölgede görülmüş kişiye benzeyen bir tanık ifadesiyle oluşturulmuş resim var. gençliğinde komşu kadınları soyunurken izleyip kendini cinsel açıdan tatmin eder, zaman zaman evlerine girip iç çamaşırı çalarmış. zaten annesinin kimliğini geç öğrenmesi ve saçı ortadan ikiye ayrık, genç nişanlısı tarafından terk edilmesi cinsel sorunlarını ve kadınlara yönelik olumsuz düşüncelerini sorunlu psikolojisiyle birleştirdi ve ne yazık ki masum genç kadınlar öldü. narsistti, bazı kurbanları bölgesel emniyet gücü mensuplarının akrabasıydı.
bir de kesin kurban sayısını bilen yok. manipüle ettiği kurbanını kalabalıktan uzaklaştırıp ya da tenha bir yerden kaçırır, günlerce fiziksel ve psikolojik açıdan işkencede bulunur, genelde boğarak öldürürdü. iş yerinin ya da üniversitesinin otoparkından kaybolmuş ve izine daha sonra rastlanmamış, ani bir saldırı sonucu yaralanmış genç kadınlar da kurbanları arasında olabilir.
arka koltuğunda cinayet kiti aletleri olduğu esnada bir yerde mola verip düşüncelere dalması ve bir devriye memurunun bu aletleri fark edip kuşkulanması sonu oldu. bazı kurbanlarında ısırık izleri bırakmıştı, en az iki cinayet işlediği diş izleri sayesinde belirlendi. davasında kendi kendisini temsil etti, tanıklık yapan polislere karşı gücünü göstermeye çalıştı ama ölüm cezası almaktan kurtulamadı.
çok zeki bir adamdı, psikoloji ve hukuk eğitimi almış, politika ile yakından ilgilenmişti. yargıç '' üzülüyorum evlat '' dedi cezayı açıklarken '' çok parlak bir genç adamsın ve yolumuz farklı şartlar altında kesişebilirdi. ama olmadı, çok çirkin işlere imza attın, sana idam cezası vermek zorunda kalmaktan başka çarem yok. ''
idamının ertelenmesi için bir sürü cinayet ve kurbanını gömdüğü yeri itiraf etse de elektrikli sandalyeden kurtulamadı. ilahi adaletin sonucu olarak yargıcı bir kadındı.
genelde eski nişanlısını andıran saçı ortadan ikiye ayrık genç kadınları, çoğunu boğarak, öldürmüş, yakalanmasına arabasında cinayet kiti olduğu halde dolaşıp mola verdiği bir sırada devriye gezen ekibin gözüne ilişmesi sebep olmuş, cinsel saplantılı seri katil.
düşünmek için kenara çektiği ve polisin bu sırada gelip arabasını inceleyerek bazı şüpheli, cinayette kullanılabilecek, aletler bulduğu, böylece kendisinin gözaltına alındığı belirtilir.
Eğitimli bir insanın ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteren seri katildir. kötü bir çocukluk geçirmiştir. yaşadığı anne ve sevdiği kadın travmasından sonra insan psikolojisini anlamak için psikoloji okumuştur. aynı zamanda hukuk fakültesi mezunudur. resmi kayıtlara göre 30'dan fazla kadını öldürmüştür.
bir konuşmasında şöyle diyor:
"fark ettim ki tüm ahlaki yargılar aslında değer yargıları, tüm değer yargıları da sübjektif. hiçbirinin doğru veya yanlış olduğu ispatlanamaz. hatta bir yerde amerikan başyargıcının amerikan anayasasının kolektif değer yargılarından başka bir şey olmadığını yazdığını okumuştum. başyargıcın fark edemediği bir şeyin farkına vardım. eğer bir değer yargısının rasyonelliği sıfırsa onu milyonlarla çarpmak daha rasyonel hale getirmiyor. o sebeple ki yasalara uymak için kimsenin bir sebebi yok. hele benim gibi zincirlerinden kurtulmuş güçlü ve cesur bir karakterin hiç yok. sonra fark ettim ki tamamen özgür olmak için tamamen sınır tanımayan biri olman lazım. özgürlüğümün karşısındaki en büyük engel işte bu başkaları tarafından üretilen ve bana dayatılan saçma değer yargıların uyma zorunluluğumdu. kendime sordum, kim bu başkaları. insan haklarına sahip başka insanlar mı? peki neden bir insan hayvanını öldürmek başka bir hayvanı öldürmekten daha yanlış olsun ki? ha insan ha domuz ha koyun... senin hayatın senin için, bir domuzun kendisi için olan hayatından daha fazlasını mı ifade ediyor? neden kendim alabileceğim daha fazla hazdan bir başkası için fedakarlık edeyim ki? niye böyle bir zorunlulukta bulunayım? bu bilim çağında tanrı ya da doğa bazı hazları ahlaklı veya iyi diye haftaladı bazılarını da ahlaksız veya kötü diye. gelelim özete güzel bayan. jambon yemekten alacağım haz ile şu an sana tecavüz edip öldürmekten alacağım haz arasında hiçbir fark yok. vicdanlı ve dürüst sorgulamam ve eğitimim beni bu sonuca vardırdı."
bugüne kadar izlediğim seri katiller belgeselinde, hayatım boyunca en çok etkilendiğim adamdır ted.
"fark ettim ki tüm ahlaki yargılar aslında değer yargıları, tüm değer yargıları da sübjektif. hiçbirinin doğru veya yanlış olduğu ispatlanamaz. hatta bir yerde amerikan başyargıcının amerikan anayasası'nın kolektif değer yargılarından başka bir şey olmadığını yazdığını okumuştum. başyargıcın fark edemediği bir şeyin farkına vardım. eğer bir değer yargısının rasyonelliği sıfırsa onu milyonlarla çarpmak daha rasyonel hale getirmiyor. o sebeple ki yasalara uymak için kimsenin bir sebebi yok. hele benim gibi zincirlerinden kurtulmuş güçlü ve cesur bir karakterin hiç yok. sonra fark ettim ki tamamen özgür olmak için tamamen sınır tanımayan biri olman lazım. özgürlüğümün karşısındaki en büyük engel işte bu başkaları tarafından üretilen ve bana dayatılan saçma değer yargıların uyma zorunluluğumdu. kendime sordum, kim bu başkaları? insan haklarına sahip başka insanlar mı? peki neden bir insan hayvanını öldürmek başka bir hayvanı öldürmekten daha yanlış olsun ki? ha insan ha domuz ha koyun... senin hayatın senin için, bir domuzun kendisi için olan hayatından daha fazlasını mı ifade ediyor? neden kendim alabileceğim daha fazla hazdan bir başkası için fedakarlık edeyim ki? niye böyle bir zorunlulukta bulunayım? bu bilim çağında tanrı ya da doğa bazı hazları ahlaklı veya iyi diye yaftaladı bazılarını da ahlaksız veya kötü diye. gelelim özete güzel bayan. jambon yemekten alacağım haz ile şu an sana tecavüz edip öldürmekten alacağım haz arasında hiçbir fark yok. vicdanlı ve dürüst sorgulamam ve eğitimim beni bu sonuca vardırdı."
Bu orosbu çocuğuna idol diyen biri vardı sözlükte bir de yamağı başlıkta da toplanmışlar zaten. Hesap adları Bundynin ... Diye olurdu genelde. Şuan aşırı cool oldunuz sikik evlatları donuz+.
