laikliğe daha çok önem verilip tam anlamıyla laik gençler yetiştirilmelidir çünkü laiklik kişinin kişisel özgürlüğünü en üst düzeye ulaştırıp, zihinlerimizde özgürlüklerimizi kısıtlayan 1400 yıllık arap hurafelerinden kurtulmamızı sağlar.
kişiler özgürleşirse türkiye cinsel açlığın afrikası olmaktan çıkıp, insanların istediğini yapabildiği ve cinsel açlık yüzünden bu tip suçların işlenmediği bir ülke olur.
türkiye'de, düzelmesi gereken meselelerin çoğunun ortak özelliği; eğitimsizlik ve hukuksuzluk yaşanmasıdır. buradaki eğitimsizlik, öğrenimlerden çıkarılan sonuçların gelişimindeki katkıdır. sadece bilmek değil anlamaktır, bi' şeyleri geciştirmek için(sınavlar, mülâkatlar vb.) öğrenmek değil, bilgiyi kullanmak için öğrenmekten bahsediyorum. eğitimsizliğe bir örnek olarak; ( http://www.odatv.com/mob_...n-laiklik-sart-1402151200 )
hukuksuzluk örn:
Bingöl'ün Genç ilçesi'ne bağlı Yayla Köyü'nde rahatsızlık sonucu kaldırıldığı hastanede 5 aylık hamile olduğu ortaya çıkan zihinsel engelli, 19 yaşındaki B.Ç ile ilgili başlatılan soruşturmada, genç kızın rızası ile birlikte olduğu kişilerden şikayetçi olmadığı belirlenirken, kendisini hamile bırakan ve fezlekede, 'Meçhul sanık' olarak geçen kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.
R.T., 30 Ağustos 2012de Kağıthane ilçe Emniyet Müdürlüğünde aralarında M.Ç. adlı emekli polis memurunun da olduğu üç kişinin tecavüzüne uğradığını söyleyerek şikayette bulunmuştu.
Suç duyurusunun ardından tehdit edildiğini belirten R.Ç., 27 Temmuz 2013te Maltepede yürürken zorla bindirildiği bir araçta M.Ç. ve bir arkadaşı tarafından ikinci kez tecavüze uğradığı ve hamile kaldı.
ZONGULDAK Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesinde görevli 2 hasta bakıcının, yoğun bakım ünitesinde yatan 2 kadın hastaya taciz, 1 kadın hastaya da tecavüz ettikleri iddiasıyla ilgili Cumhuriyet Savcılığının başlattığı soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
Sakarya Üniversitesi öğrencisi genç kız, profesörünün kendisine tecavüz ettiği iddiasıyla üniversite yönetimine ve savcılığa suç duyurusunda bulundu. Rektörlük, "Özel hayatı ilgilendirir" diyerek "uyarı" cezası vermekle yetindi.
Adli Sicil istatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre 2012 yılında 100 bin cinsel saldırı kayıtlara geçti. Bunlardan yaklaşık 32 bini hakkında takipsizlik kararı verildi
Adli Sicil istatistik Genel Müdürlüğünün 2012 yılına ait istatistik sonuçları açıklandı. Verilere göre, 100 bin cinsel saldırı davası kayıtlara geçti. Bu yüz bin cinsel saldırı vakasının 32 bini hakkında takipsizlik kararı verildi. Geçtiğimiz bir yıl içinde çocuklara dönük cinsel istismarla ilgili 34 bin dava açıldı. 14 bin 164 vaka kayıtlara çocuk istismarı olarak değil, reşit olmayanla ilişki olarak geçti. Aile içi şiddet kapsamındaki başvuruların yarısı ise takipsizlikle sonuçlandı.
Açıklanan sonuçlar kadına dönük şiddet, tecavüz, cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı suçlarının cezasız kaldığına işaret ederken, AKPnin aileye dönük politikaları doğrultusunda aile içi şiddet vakalarının çoğunun da takipsizlik ile sonuçlandığı görülüyor.
Aile içindeki tecavüz ve cinsel saldırı görmezden geliniyor
2012 yılında yasalaşan Ailenin Korunması ve Kadına Karşı şiddetin önlenmesi 6284 sayılı kanun kapsamında, adli mercilere toplam 4 bin 374 vaka intikal etti. Bu vakalardan 2 bin 48 dosya hakkında takipsizlik kararı verildi. 2 bin 52 olayla ilgili dava açıldı ve erkek şiddetine uğrayan kadınlar hakkında koruma kararı verildi.
Çocuk istismarının adı reşit olmayanla ilişki
Yine geçtiğimiz yıl 91 bin 979 cinsel dokunulmazlığa karşı suç olayı adli mercilere intikal ederken, bunlardan 31 bin 496′i hakkında takipsizlik kararı verildi, 50 bin 483′i hakkında dava açıldı.
Bu davaların 18 bin 351i cinsel saldırı, 25 bin 472si cinsel taciz suçlarından oluştu. istatistiklerde çocuklara dönük cinsel istismar 33 bin 992 olarak kayda geçerken, 14 bin 164 vaka çocuğa cinsel istismar değil de reşit olmayan kişiyle ilişki olarak geçti.
her ceza bir örnek teşkil eder. Fakat devletin bu konuya yaklaşım biçimi (kadın mıdır kız mıdır? vb.) kadınları yok sayması halkada tesir etmiş ve kadın cinayetleri önü alınmaz seviyelere ulaşmıştır.her fırsatta "ülkenin yarısı bize oy veriyor." diye övünürken, toplumu ayrıştırmak, bölmek, ahlâkın çarptırılması, değiştirilmesi; sadece kadına indirgenmesi bu sorunları önümüze koymaktadr.
"biz siyasiler ülkedeki cinayetlerden sorumluyuz " , "buradan sayın başkana sesleniyorum" tarzı şov amaçlı hareketler ancak akp seçmeni tarafından alkışlanır. islâmı benimsediğini söyleyen ülkelerde taciz, tecavüz olaylarının hat safhada olması da tesadüf değildir.
sonuç: kadın cinayetlerinin, tecavüzlerin, pedofil,mizojinizm bu kadar yaygınlaşması devlet halk birliği ile sonuçlandırılabilir. partiler her konuşmalarının 5 dakikasını, televizyonlar reklâmlarda bu konuya değinse ve ahlâk anlayışının gerçek anlamına kavuşması bu sorunun çözümü için yeterlidir.
herşeyden önce eğitim şart burda herkesin hemfikir olduğu gibi.. Ama eğitim ailede başlar, aileler de biliçlendirilmeli, çocuklarını eğitmeliler..
Caydırıcı olabilecek cezaların bu durumu tamamen yok etmese de azaltacağı kanaatindeyim çünkü bizim toplumumuzda örf ve adet denen yazılı olmayan kurallar, kanundan bile daha etkili bi silahtır.
Örneğin ayşe teyzenin oğlu birine tecavüzde bulunmuş ve suç işlemiş olsun. Onun oğluna verilecek olan ağır ve caydırıcı ceza dilden dile yayılmalı, ayıplanmalı ve kınanmalı ki bu durum azalabilsin. Toplumdan dışlansın o çocuk mesela, ailesi ona çanak tutuyosa onlar da dışlansın.. bu iğrençlikleri yapan oğullarını sahiplenmek yerine, onun yüzünden utanç duyabilsin onu evlatlıktan reddedebilsin..
Fatma teyze de kendi çocuğunu eğitsin, ona anlatsın bu olayı yapmaması gerektiğini. Lisede falan eğitim verilmesi yeterli gelmez Çünkü Eğitim ailede başlar..
Edit: Ayrıca not olarak belirteyim; ayşe teyze, fatma teyze tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kurum ve kişilerle bi ilgisi yoktur.
1-) herkesin onunde grup tecavuz edip gotune bayrak diregi sokarak oldureceksin
2-) tecavuzcuyu diri diri yakacaksin. yakma aninda bu isten zevk alip masturbasyon yapacaksin spermlerini de yanik ama henuz can vermemis bedene attiracaksin
5-10 tecavuzcuye yap haberlerde yay bakalim noluyo sonra kaliyolar mi cesaretleri oluyor mu.
Senin sağlık bakanın çıkıp da "tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar." Diyerek adeta teşvik ediyor, sen nereye önüne geçiyorsun dedirten başlıktır.
Bir de idam yazanlar olmuş, malum kişi bile asılamadı bu ülkede.
Kısacası adalet aranacak bir ülke değil burası dostlar, sikenin yanına kâr kalıyor her şey...
Öncelikle şeriat kanunlarına tamamen karşıt biri olduğumu belirterek cümleye başlamak isterim ama ne yazık ki bizim ülkemizdeki insanları caydıracak ya da böyle olayların önüne geçecek başka bir çözüm yolu olmadığını düşünüyorum. idam etmek değil ama acı çeksinler. Önce hadım edilip sonra türlü işkenceler yapılsın. O gencecik kızları anneleri hasta olduklarında başlarında sabahlara kadar bekleyerek babaları gözünden dahi sakınarak büyütüyor. Sonra sapığın bir tanesi geliyor ve 10-15 dakikalık bir heyecan uğruna bir canı alıyor. Bir anneye ve babaya bu dünyayı yaşanılamaz hale getirtiyor. Bir kitapta okumuştum 'Sapkın bir insan için her şey birer cinsel objedir hatta kendi kız kardeşi ve hatta güneş bile bir cinsel obje olabilir. ' yazıyordu. Topluma kazandırılmaması gereken insanlar var ki bence onlar yok edilmeli. insanlar artık sadece gelişen bir varlık değil farklı yollara sapan kendi doğasından farklı şeyler (böyle canilikler) yapmaya çalışan bir canlı oldu. Genler dış etkileşimlerle ve havayla suyla toprakla yediklerimizle her şeyle bozuluyor. Biz insanlıktan çıkmaya başladık desek yalan olmaz.
10 dakika için bir cana kıymayı göze alabilen adamı ne kadar eğitseniz na kadar anlatsanız durduramazsınız. belli ki farklı yollar denemek gerek hadım gibi ya da böyle insanlar( insan demek bile istemiyorum ) yaşamayı hak etmiyor. acılı bi ölümü hak ediyorlar.
evet başka seçenek yok
Yazık vallaha yazık.gencecik kız.ne acı çekmiştir.diri yaktılar belki de.öncelikle çocuk doğurma işi de kontrol altına alınmalı.yok çocuk bereketiyle gelirmiş.tamam Allah nasibini verir.ama sen asgari ücret alıyorsun beş çocuğun var.nasıl bakacaksın?biraz mantık.islam mantık dini.sonra o çocuklar sokaklara dökülüyor.elalemin kızına musallat oluyorlar.ruhsal sıkıntı olanların çocukları tamamiyle kısıtlanmalı.herkesin gelirine göre çocuk doğurmasına izin verilmeli.
Ha diyeceksiniz devlet ona da mı el atsın?atsın efenim atsın ona da el atsın.hatta böyle mantıklı şeylere el atsın.kürtaja, vb.şeylere el atacağına.birileri çıkıp hala 3 çocuk diyor meksika'da da.Allah Allah senin ülkende ki ekonomik durum belli.ona göre refahımızı yükselt biz de üretelim çocukları.
Tecavüzler ve tacizciler toplumdan dışlanmalı. Mahkemede nasıl daha az ceza alır diye uğraşılacağına, nasıl daha ağır cezalar verilebilir diye uğraşılmalı. Hatta avukat bile verilmemeli. Ve mutlaka böyle sapıklar Hadım edilmeli.
böyle bir başlık açtığı için yazarimiza teşekkür ederek başlamak isterim. Tecavüz olayi bilindiği gibi nerdeyse her ülkede mevcut lakin bizim ülkemizde daha farkli fark şuki tecavüzle kalmayip tecavüze uğrayan kişinin hayatinada son verilmesi. Toplum olarak din,örf,adet ve kültür açısından da her kesim mevcut. Bu konuyu derinlemesine araştirip sorunun kaynagini ögrenmek gerekir. olay aslinda basit fakat uygulamak icin nefisle beraber azim de gerekir. Gerçekten ahireti düşünerek adim atarsak bu olaylarin daha çok önüne geçilebilir tabiki bu demek degildir din herşeyin çözümu diye buna ilaveten eğitimde sarttir. Eger bu ikisini harmanlayip dogru ve bilincli bilgiler aktarilirsa şuanki yaşanilan bircok iğrenc olaylarin önune gecilebilir düsuncesindeyim.
Tecavüzcülere bebek katillerine yapmak istediğim cok harika işkenceler var mesela paslı Demir çivileri sopa ile yüzüne vurmak gibi yada taşşaklarını peyzpool sopası ile ezmek yani kısaca tecavüzcün cezası hayır olacak.
beyinler değişmeli, tabiki zor, hatta imkansız belki de. kadının metalaştırılmasından başka birşey de değil bu olanlar. düşünsenize ya kızınız önce tecavüze uğrayıp sonra da yakılıyor. kendinizi o ailenin yerine koyun. laf aramızda bu mahluklar utanmadan cuma namazına da gitmişlerdir ha bugün.
idam, türkiye'de işlenen bir çok suç için caydırıcı bir ceza olabilir.
bu konuyu bir çok kez tartıştım, konuştum. dünyanın her yerinde idam cezası olmalı mı olmamalı mı sorusu sorulur, tartışılır. ingilizce tartışma sınıflarının tahtaya en üstte yazılan konularından biridir.
bu konuyla bağlantısı ise tanımda da belirttiğim gibi tecavüz gibi, planlı ve kasıtlı bir şekilde işlenen cinayet gibi bazı suçların idam ile cazalandırılması bu suçları azaltır diye düşünmekteyim. amerika dünyanın en demokratik ülkelerinden biri ve bazı eyaletinde idam cezası mevcut. bu uzun vadede aradığımız çözüm olacaktır. bu suçları işleyen insanların müebbet yiyip içerde devletin ekmeğini yemesine dahi katlanılamaz.
hiç öyle idam edebiyatlarına falan girmeyeceğim.
çünkü biliyor olmalısınız ki az bir düşünmeyle, ne idam ne hadım ne linç etmek bunu yapanları, caydırıcı olmayacak.
olmayacak arkadaş, çünkü sen mantığınla düşünüp böyle ceza verirsek bu adam bunu yapmaktan vazgeçer diyorsun, ama o adam o anda mantığıyla falan düşünmüyor ki, o adam o anda organıyla düşünüyor, sadece onu düşünüyor ve ondan başka her türlü sorumluluktan, düşünceden, doğru-yanlış ayrımından, ahlak kavramından, insan haklarından, aklına gelebilecek her şeyden tamamen soyutlamış durumda kendini.
çünkü maalesef ki siktiğimin, koduğumun dünyasında koduğumun insanlığı, var olduğu ilk günden beri aciz, güçsüz.
güçsüz la, bildiğin güçsüz.
iradesi, düşünme kabiliyeti, ne bileyim hissiyatı var onu var bunu var, ama güçsüz. var oluşsal olarak her şeyi elde etme potansiyeline sahip olduğunu düşündüğü için güçsüz.
her şeyin onun hizmetinde olduğuna bu kadar körü körüne inandırıldığı, inandığı için güçsüz.
uzun uzun yazmayacağım, zaten sabahtan beri ellerim titriyor sinirden, ama işte bu güçsüzlük, bu ''her şey benim'', bu koduğumun kendini beğenmişliği insanoğlunda olmaya devam ettikçe, istediğiniz kadar istediğiniz önlemi alın, ne tecavüzü engelleyebilir, ne de sikinden soluyanların gencecik suçsuz insanları katletmelerine duvar olabilirsiniz.
kısacası insanlık var oldukça insanlıkdışı tabir ettiğimiz vahşet de var olacak, siktiğimin bir ironisi bu da işte.