Bir gün kırsal kasabalardan birisinde on sekiz yaşındaki bir çocuk, eşek olayına çok fazla ısınamamış ve bir kıza yönelmeye karar vermiş. Kasabada bir sürü kız elbette ki varmış, fakat burası oldukça tutucu bir yermiş ve bir kızla değil beraber olmak yaklaşmak bile bir hayli güçmüş. Günler geçerken çocuk hormonların getirdiği etkilerin kurbanı olmaya başlamış, düşünceler tümüyle onu tüketmeye ve beynini bir virüs gibi kemirmeye devam etmiş. Sonra bir gün dışarıda iken onu görmüş, saçları ve güzelliği mükemmel neşesiyle büyüleyen bir enerjisi varmış. Belki ondan bir ya da iki yaş küçük olan bu asilzademiz, devam eden rüyaların ve yalnız gecelerin asıl ismi olmaya başlamış. Birazcık şirin bir saplantı, birazcık da biriken enerjinin akışıyla, delikanlı nereye yönelmesi ve ne yapması gerektiğini artık bilir olmuş. Sonra izlemeler başlamış, ardı arkası kesilmeyen bu izlemeler, bir açık arar gibiymiş. Bir gün olan olmuş ve prensesimiz yalnız kaldığı sırada, zoraki prens onun dudaklarını kapatıp karanlığa sürüklemiş, o güzel eteğini sıyırmış ve kaleyi dıştan fethetmiş.
Ağlamaklı kalan prenses, olan biteni babasından saklayamamış. Zorlamalar sonucunda her şeyi anlatmış hem de hiç yalan söylemeden. Tabii ki baba çok kızmış ve köpürmüş. Fakat polise şikâyet etmek yerine, olayı aile içinde çözmek istemiş. Bu arada eve koşarak, zaferle dönen zoraki prensimizin bulunmayan beyni yavaş yavaş geri gelmeye başlamış. Olan bitenden çok pişman olduğunu, kendi kız kardeşine anlatmış. Kız kardeşi dehşet ve ürperti ile söylenenleri dinlemiş. Sonra bu süper ikilimiz birkaç gün hiçbir şey olmadığını görünce çok sevinmişler. Ama birden bir şey onları yakalamış ve uyandıklarındaysa, prensesimizin babasını ve amcasını görmüşler. Çok korkmuşlar ve suratları beyaza dönmüş ama bu olacak olanları değiştirmemiş. Bodrum ve mahzen tarzı olan bu yerde, başkahramanımızı duvara bağlamışlar ve gözünün önünde kız kardeşine çok kötü şeyler yapmışlar. Bundan büyük bir haz duyan amca ve baba ikilisi, bunu uzatmaya karar vermiş. Bir yıl boyunca çocuğu sürekli dövüp, kız kardeşineyse tekrar ve tekrar çok kötü şeyler yapmışlar. işin en kötü yanıysa zoraki prensimiz kız kardeşine yapılanları sürekli olarak izlemek zorunda kalmış. Dahası artık rüyalarında yalnızca kız kardeşinin inlemelerini ve çığlıklarını duyabiliyormuş.
Hikâyedeki ana fikir nedir?
Tecavüz kötü bir şey, yan etkileri ise daha kötü.
Yazar kesin olarak bir sapık.
Çocuk bunu hakketti, çünkü aynısını oda yaptı.
Ve evet hiçbir hayvan zarar görmedi.
tekrar yaşayamamaktır yan etkisi.
düşünün bir, tecavüze uğrayan bir bayan, tekrar nasıl olur da güvenebilir bir erkeğe? nasıl olur da tekrar sevişebilir ve nasıl olur da insan içine çıkabilir?
pollyana: iyi ki bana tecavüz ettiniz ve sizin sayenizde tecavüze uğrayan insanların durumunu şimdi daha iyi anlıyorum. bunun için size teşekkür ediyorum. empati yeteneğimi geliştirdiniz. sağolun, varolun.
tecavüze uğrayan insan suçu kendisinde arar. ve kendisini cezalandırarak öldürebilir. ya da hayatı boyunca kendini hapseder. ve boş bir hayat geçirir.
tecavüz edense yakalanmadığı sürece psikopat bir hayat geçirir. ve suçu kendisinde bulmaz bile.