sonuna kadar arkasında durduğun önerme.
bu yaratıkları hapse atıp bir de devlet eliyle besle, sonra da bir af ile tekrar aramızda. yok öyle düzen.
idam edilsin de yöntemi önemli değil.
tecavüz suçu günümüz şartlarında, suç ihdasında (iftira) en çok istismar edilen tck maddelerinin başında gelir.
hâkimler arasında uygulanan ve yazılı olmayan hukuk kurallarından birisi bu konuda incelemeye değerdir. hâkimler, "iffetli bir kadın gereksiz yere iffetine halel getirecek bir iftirada bulunmaz" kuralını uygularlar. bunun sonucu olarak, sanık tüm maddi delillerle (tanık da dahil) suçsuzluğunu ispat etse dâhi mağdurun aksi yöndeki ifadesi geçerli kabul edilir, ceza verilir ve temyiz sonucunda onanarak kesinleşir.
sanığın ve müdafisinin tek çıkış yolları mağdurun iffetli olup olmadığı meselesini masaya yatırmaktır. gerek vekaletli, gerekse cmk servisinden atanmış olsun birçok avukat bu konuya girmekten çekinmektedir.
ceza yargılamasına vakıf olmayan birçok avukatın da davayı alsa bile, yukarıda bahsedilen yazılı olmayan kuralı bilmemeleri nedeniyle, tecavüz ve cinsel taciz davalarını diğer suçların tâbi olduğu kanıt sistemi üzerinden giderek, "delil yetersizliğine dayanma" veya "aksi yönde delil göstermeye çalışma" gibi hâkimin yaklaşımıyla ilgisiz ve sonuca etkisiz savunma yaparak hem davanın olumsuz sonuçlanmasına hem de sanığın boş yere umutlanmasına yol açtıkları gözlemlenmektedir.
ceza yargılamasına vakıf avukatlar ise bu dava türünden, ceza çıkma oranının yüksekliği nedeniyle kaçmaktadırlar. tüm bu nedenlerle de tecavüz ve cinsel taciz zanlıları maalesef profesyonel savunmadan mahrum kalmaktadırlar.
daha önceden birlikte olduğu erkek arkadaşından intikam almak için, yanında çalıştığı işvereni zor durumda bırakmak için veyahut duygularına karşılık bulamadığı erkeklerden intikam almak için söz konusu suç iftirasında bulunan kadın ve kızların sayısı son yıllarda artmıştır. çünkü özellikle büyük kentlerde, nüfus yoğunluğuna bağlı olarak, muhakeme aşamasını aileden dahi gizlemek mümkündür. iftirayı attıktan sonra topluma tekrar kaynamak çok kolaydır, zira toplum müfteri şahsın davasından habersizdir.
bu nedenlerle, söz konusu suçun yargılaması ile ilgili olarak delil sisteminin derhal "şüpheden sanık yararlanır" genel ilkesiyle örtüşür hale getirilmesi gerekmektedir.
suçu işlemiş olduğu belirlenenlerin cezasına gelince, amaç toplumu korumaksa, mahkumu öldürmeniz en kestirme yoldur. amacınız suçu önlemekse eğer, cezanın ağırlığının hiçbir surette suç oranına yansımadığını bilmeniz gerekir. ödül odaklı hareket eden ve amigdalası normal insanlar kadar korku üretmeyen psikopatolojik kişi cezanın caydırıcılığını muhakeme edecek değildir.
bu anlamda, hem toplumu korumak, hem de suçun işlenme oranını düşürmek gerçek amaçsa, teknik bilgiden uzak duygusal yaklaşımlar bir kenara bırakılarak, psikiyatri biliminin geldiği son noktada, amigdala hasarlarının veya doğuştan gelen yapısının psikopatolojik kişiliğe etkileri bilinmekte olduğundan ve bununla ilgili tedavi yöntemleri konusunda bir hayli yol alındığından, mahkumun cezaevi yerine klinik şartlarında tedaviye tâbi tutulup, cinsel patolojisi üzerine eğilinmesi daha teknik, sonuçları olumlu ve insani bir çaba olacaktır. bu hususta ileri seviyede olan iskandinav ülkelerinin hukuk sistemleri örnek alınabilir.
(bkz: insanlığa davet çağrısı)
tecavüzde insan hissettiği 1000 duygudan 995i kötü olabilir..
ancak ölüm durumunda ' hissetme olayı yoktur '..
tecavüz kesinlikle insanlığa yakışmaz.. hayvanlıktır..
ancak birini öldürmek.. hiç bir şeyin cezası ölüm olamaz.. kişi tedavi edilmelidir..