2010 yılının son günlerini yaşadığımız şu günlerde türkiye cumhuriyeti devleti sosyal hizmetler müdürlüğü bünyesinde bulunan bilim insanları tarafından yapılan öneridir.
önerinin tam şekli; "tecavüze uğrayan zihinsel engellikızların kısırlaştırılması teklifi"dir.
şimdi bu öneriyi yapan ablamız sosyal hizmetlerin kocaeli kurulunda görevli olan sevil çağlar isimli tabip hanımefendi.
ve teklife kurulda üyeliği bulunan iki bayan daha destek vermiş... http://haber.gazetevatan....ici-teklif/346133/7/Yasam
tecavüze uğrayanlar kadınlar, tecavüze uğrayanları kısırlaştırmak isteyen yine kadınlar...
ne büyük utanç...
ne büyük cahillik...
ne büyük vicdansızlık...
üstelik aynı toplantı kocaeli ili valisi başkanlığında tertiplenmiş.
sayın valimiz, devlet büyüğümüz de öneriye şu şekilde destek vermiş;
"koruyamıyoruz"
koruyamıyorsan defol git lan it...
defol git lan adi insan...
engellileri koruyamayan devlet aynı kocaeli'de protestoya giden öğrencileri durdurup döven, hamile öğrencinin çocuğunu tekmeleyerek öldüren devlet...
"katil devlet" vatandaşını koruyabilir mi?
geçiniz...
bunlar devlet baba olmayı akbaba olmak zannediyor.
hani bir laf vardır ya. "zaten allah vurmuş" deriz engelli insanlar için, vücudunda herhangi bir kusur bulunan insanlar için...
aslında kusur bizim beyinlerimizde.
yaradan'ın ibret almamız için yarattığı kulları koruyamayan bizler bir de onların tecavüz gibi insanlık dışı bir muamele görmelerine engel olamayarak, onları şerefsizlerden koruyamayarak zaten insanlık suçu işliyoruz.
ve bu doktor ablalar da bu insanlık suçuna "kısırlaştırma" önerisi getirerek bizlerin el birliği ile işlediği insanlık suçunu taçlandırıyorlar.
ne acı...
ne kadar adi, utanmaz ve şerefsiz bir toplum olduk...
köpekleşmişiz resmen. insanlıktan çıkmışız...
bakın, bu olaylara sebep olan tecavüzcü puştlara değinmedim bile.
onların hakettiği ceza zaten idamdır bu allahın belası toplumda ve bu allahın belası hukuk sisteminde...
apo'dan bile daha şerefsiz insanlardır tecavüzcüler.
peki ya tecavüzcülere ceza vermek yerine tecavüze uğrayanları kısırlaştırmak isteyen devlet nedir?
hitler büyüğümüzün teorilerindendir. nietzshe, hitler, sosyal darwinistler ve kapitalistler, dinlerin "merhamet" ve "komşu sevgisi" ilkelerine muhalefeti biraz abartmışlar ve bu tip fikirler ortaya atmışlardır..
kocaeli il sosyal hizmetler kurulu'nun 9.12.2010 tarihli toplantısında, bir hekim tarafından ortaya atılan utanç verici öneri.
diş hekimi sevil çağlar; engelli kadınlara tecavüz vakaları durdurulamadığı için, engelli kadınların tecavüzlerden hamile kalıp yine engelli çocuklar doğurduğunu belirterek engelli kadınların kısırlaştırılması önerisini sundu.
il sosyal hizmetler kurulu; bakmakla, korumak ve gözetmekle yükümlü olduğu engellileri tecavüzden koruyamıyor, bunun bedelini de kısırlaştırma ameliyatı ile engelli kadına yüklüyor yani...
hekim olarak adlandırılan bu kadının önerisi, erkek engellilerin kısırlaştırılmasını da kapsıyor, onlar da tecavüz eder diye sanırım...
psikiyatrist ya da psikolog olmayan, jinekolog ya da ürolog da olmayan, konuyla uzuktan yakından ilgisiz bir biçimde diş hekimi olan bu kadın; engelli sorunlarının tartışıldığı il sosyal hizmetler kürsüsüne çıkıp utanmadan "engelli kadınlara yönelik olarak tecavüz vakaları yaşanmaktadır. bunların önüne geçilemiyor. bunun için engelli kadın veya erkeklerin kısırlaştırılması uygun olacaktır. engelli kadın hamile kaldığında dünyaya yine engelli bir çocuk getirmektedir. bunun önüne geçilmesi gerekiyor." dedi.
işin daha da vahim yanı; kocaeli üniversitesi rektör yardımcısı prof. dr. sevim gökalp "etik kurulu bu durumu tartışmaktadır. bazı ülkelerde bu uygulama yapılmaktadır." diyerek; kocaeli valisiercan topaca da "gereken araştırma yapılması sonrasında genel merkeze düşüncemiz bildirilmelidir. hukuken cezasının ağırlaşması gerekiyor. bu yönde de araştırma yapılmalıdır." diyerek bu utanç verici faşizan tavrı desteklediler.
aslında mantıklı, değil mi?
bir engelli olarak söylüyorum;
evet! tecavüzü seviyorum, bayılıyorum.
istiyorum ki;
ben elimi kolumu kımıldatamazken allah vergisi misali, dermanım yokken, gözümün feri rüzgarda dalgalanan mum alevi misali,
gelsin bir kara atlı prens, alsın içimdeki zar zor hayatta tutabildiğim hayat alevini...
bir engelli olarak söylüyorum;
yok ağlayacak duvarım, yok! ulaşamıyorum. engellerimi aşamıyorum, bir duvara ağlayamıyorum...
tek duvarım içimde, ancak içime ağlayabiliyorum ıslak gecelerin, nemli gündüzlere inat ıpıslak ve bir o kadar soğuk dokunuşunda engel koyulmuş bedenime, içime;
içime ağlayabiliyorum...
buna yetiyor gücüm,
sadece buna...
evet istiyorum!
içimde üşüyen titrek bir ruhun son nefesini alacak azraili istiyorum,
istiyorum o tecavüzcüyü...
sadece korkum;
çocuğum olursa!
ya çocuğum olursa diye korkuyorum...
ancak buna da çözüm buldu ya engelsiz engelliler.
teşekkür ederim...
bir engelli olarak söylüyorum bunları; sevil çağlar ve bu uygulamaya destek veren herkese sesleniyorum içimden avaz avaz bağırırcasına, sessizliğimin sağır edercesine bir ses tonunda;
sizi de aramızda görmekten onur duyarız...
istemediğiniz bir tenin teninize izinsiz dokunuşunda teninizin çığlığını duymak isteriz...
evet engelleri kaldırıyorsunuz.
ancak biz engellilerin engellerini değil,
biz engellilere tecavüzün önündeki engelleri...
oysa ne kadar çelişkili değil mi?
engelliler adına, bir engelsizin engelli fikirleri ile biz engellilerin içindeki hayatın sönmesi...
bir engelli olarak söylüyorum bunları;
sadece bir engelli...
Senin gibi düşünen insanımsıları kısırlaştırmak lazım. O insanlara eziyet edilenlere hiç ceza vermeye gerek yok. Zaten engelliler diye hiç bir şeye hakları yok. Kendilerine saldıranları da devlet korusun. Ama onlar kısırlaştırılsın. Yazıktır ya. insanlık dışı beyinsizce söylem.
kısırlaştırılmış bir engelli beynin ürünüdür. belli, düşünme engelli bir kafa yapısı var.
engelli insanlarımızı nasıl koruruz acaba? hayır esas mesele buyken, düpedüz davetiye çıkartılmış bu manyak zihinli sapıklara. olayın nesnesini kısırlaştır, e iyi de olayın öznesi hala aynı, hala sapık. nesneyi üç beş fiziksel müdahele ile değiştirmek özneyi yokedecek mi? beynimin %1' ini bağışlamaya hazırım, en azından bu kadar saçmalayamazsınız. para mara da istemiyorum, amme hizmeti amına koyim.
insanı bu memleketten, bu memleketin insanlarından soğutuyorsunuz şerefsizim. lanet olsun hastalıklı ve engelli düşüncelerinize. zihniyetinizi sikeyim lan. yazıklar olsun.
tecavüzü meşrulaştırmak.
kusursuz cinayet planı yaptığını düşünen kanlı katilin, delillerini yok etme çabası ile eşdeğer olan çözüm. deliller ortada olmazsa suçlu ve suç da olmaz. zaten olayları çözümlerken, adaletli işler yapmaktan aciz olan birimler daha da rahat yan gelip yatarlar. neden şeyinin derdine düşmüşlerin başı ağrısın madureler gebe kalınca... minareyi yapan kılıfını da tabiki hazırlayacak.
bu yeni duyulan veya ortaya atılan öneri değildir. ikinci dünya savaşından bazı devletlerin sakat engelli insanların çocuk sahibi olmalarına izin vermediği zaten bilinen birşeydir.
ters mantıkla ilerleyen insanların gelebileceği son noktalardan biridir.
bu nasıl bir sadistliktir?
tecavüze uğrayan her bir insanımıza bunu yapan insanların en ağır cezalara vs. lere mağruz kalmasını deskteklemek varken bunu düşünebilen insanları bırakın bu ülkede,bu atmosferde barındırmak bile ayrı bir olaydır.
tecavüz edenlerin penislerinin kesilmesi gibi bir ceza verilebilirse buna da itiraz edilmez heralde. sonuçta bu engelli kadınlara zararlı değil faydalı olacak bir düşünce.
zihinsel engelli bir kadının, defalarca tecavüze uğradığını, bunlardan 3 4 tane çocuk doğurduğunu düşünün.ne kendisi bakabilir o çocuğa ne de kadının ailesi bakar... büyük ihtimalle hamilelikte düşük yapar, kendisine bakamaz sürekli hastalanır; çocuk doğdu diyelim kadının ailesi ya öldürür ve yetimhaneye verir. bunlar daha mı güzel şeyler? özellikle zihinsel engelli bir kişiye bakan bir aileye sorun, şartlar değişir ama çoğu buna sıcak bakar.
bunu önerenlerin kısırlaştırılması gereken hadisedir. madem çok meraklısınız sizi önce bi kısırlaştırsınlar memnun kalırsanız devam ederiz ne dersiniz?
beynine oksijen gitmeyen özürlü birkaç kişinin lafı işte. insan mal olmayagörsün.
türkiye'nin zihinsel gelişmişlik düzeyini belli eden bir söylemdir. bunu söyleyen ablamızı kısırlaştırmak vatana millete hayırlara vesile olacak bir gelişmedir.
Tecavüzcüleri hadım etmek varken niye mağduru bir kere daha mağdur edip hakkını elinden almaya çalışıyorsunuz, bu hakkı size kim veriyor, Sokak köpeği mi bunlar, bu ne şerefsizlik.
sevil çağlar hanımefendinin sanıyorum ki menopozla başı belada ki böyle absürd önerilerle insanların karşısına çıkabiliyor.acilen sevil hanımı bir ruh sağlığı hastanesine yatırmalıyız.bu toplum görevi olmuştur.