insan maymundan gelmez. Maymunlarla ortak atayı paylaşır. Tıpkı kertenkeleler ve yılanların aynı atayı paylaşması gibi.
Elma ile armut gibi.
Evrim canlılığın nasıl oluştuğu ile ilgilenmez. Onunla abiyogenez teorisi ilgilenir ve yaratılışçılıktan kat kat mantıklıdır.
Örneğin virüsler ne canlı ne cansız sayılırlar. Cansızdan canlıya geçişte kalmış gibiler ki dna değil rna taşırlar. Abiyogenez de buna benzer şeyler söyler doğrusunu bilen düzeltsin gocunmam.
insanda ruhun görevinin olduğu hiçbir yer yoktur.
Görmeyi göz, duymayı kulak sağlar. Düşünmeyi de beyin hücrelerinin arasındaki elektriksel akımla gerçekleştiririz.
Beyinsel ve bedensel özelliklerimizi de genetik miras alırız. Bu esasında her insanın dünyayı genetiğinden gelen zekası ile algıladığını da gösterir. insanın zihninde hayal gücünü, inancı ve hatta tanrıyı düşünmeyi sağlayanlar dahi hormonlardır.
Ölen insanın bedeninden -yanlış hatırlamıyorsam - 21 gram ağırlık eksildiği söyleniyor.
Bu deney oldukça eski ve uygun olmayan koşullarda yapılmıştır ve deneydeki insanların hepsinde de gözlenmemiştir.
Kaldı ki ağırlığı olması ruhu maddi bir şey yapar. Fakat ruh maddi bir şey değildir. ilk zamanlardaki kullanımı da zaten "nefes " anlamındadır. insanın ölünce verdiği son nefesten dolayı böyle denmiş.
insan yalnızca içgüdüleri ile hareket etmez. Kendini topluma kabul ettirme mekanizması vardır. Binlerce yıldır getirdiği birlikte yaşama kültürü vardır.
Ve bu birikim, kültür tecavüzün kötü bir şey olduğunu insan zihnine işlemiştir zira insanoğlu tıpkı hırsızlık gibi bundan zarar görmüştür.
Bunun öncesinde ensest veya tecavüz var mıydı bilemeyiz. Bugün bile olan şeyler o gün de vardır muhtemelen. Fakat insanın ilk çocukluğunu birlikte geçirdiği insanlara karşı cinsel çekim duymadığı -sapkınlığı yoksa - biliniyor.
Şimdi tecavüze gelirsek. Cinsel açlık da tıpkı normal açlık gibidir. Karşılanmazsa mutlaka insanın dengesini bozar.
Sürekli kapalı ve sert bir toplumda tecavüz ve hemcinse yönelme artar. O yüzden eşcinsellik türkiyenin en kapalı bölgesinde daha yoğundur.
Din tecavüzü engellemez. Din sadece tecavüzü başka yolla sağlar. Ve bu dolaylı yol olunca da adına tecavüz denmez.
Küçük yaşta evlenmeye rıza gösteren, kadını hayattan koparıp evine hapseden bir dinin dışarıdaki tecavüzcüden ne kadar farkı vardır tartışılır. Kaldı ki bu baskısı ile erkeğin de libidosunu azdırır.
insanın da bir hayvan türü olduğunu, insanın diğer hayvanlardan farklı olduğunu diğer hayvanların da her birinin birbirinden farklı olduğunu bilen ve türcülük eleştirisi yapabilen her ateist yaşamın acımasızlığını görse de tecavüze yine de karşı olur.
Çünkü insanlığın birikimi ve ne olursa olsun iyi ve güzel yaşama gayreti bunu gerektirir.
