tebessüme sebep olan çocukluk anıları

    1.
  1. hatırlanınca gülümsememize sebep olan anılar.

    bir keresinde sanırım ben 9 kardeşim de 7 yaşında falandık bir tatil köyüne gitmiştik. kocca otelde sadece 6 tane türk aileydik ve geri kalanları almandı. bundan sonrasını bir akşam restoranda oturanların gözüyle anlatıyorum. birden otelin çimenlik bölgesinin oralardan alışılmadık sesler gelmeye başlamış. tabi bizimkiler, diğerlerininkiler * * koştura koştura çimenliğe gelmişler. durum şu: yaklaşık 10 adet türk veledi ellerde sopalar, allah allah diye bağırarak alman çocuklara saldırıyor. neyse ki ayırdılar da kurtuldular elimizden. bir de en çok azarı ben yemiştim, aralarındaki tek kız olduğum için...* *
    12 ...
  2. 5.
  3. yatma vakti geldiğinde abimin yorganı üstüne çekip "esens bak ben burda hamburger yiyorum cips yiyorum ama sana vermem." diye beni ağlatması. (bkz: ne aptalmışım) (bkz: ne safmışım)
    7 ...
  4. 12.
  5. 2.ye anaokuluna gideceğim zamanlar.. ananemlerdeyiz *.. merdivenlere sinmişim babam da karşıdan geliyor.. beni okula götürecek..
    baba: kızııım balım gaymaklım hadi..
    my: ı-ııııhh..
    baba: ama geç galıcaz kızıım..
    my: ben anaokuluna gitmeeeeem!
    baba: ?
    my: babaokuluna gidicem beeeaan!
    baba: ??!
    baba-kız aşkı işte..

    (bkz: beni babam doğurdu)
    6 ...
  6. 18.
  7. göğüs kısmına yastık bağlayıp, sırtınıza dört kenarından tutturduğunuz eşarpla ranzanın ikinci katından aşşağıya paraşütle(!) atlamak gülümsemeye sebep olmakla kalmayıp o zamanki zeka seviyesini ortaya koymaktadır.
    6 ...
  8. 19.
  9. henüz altı yaşındaydım..bizim mahallede bir ümmühan abla vardı kulakları çınlasın. yakın bir komşumuzdu bu ablamız. aslen iyi biriydi ama her insan gibi o'nun da kendine has bazı zaafları vardı, bahçesindeki meyve ağaçları! o güzelim meyveler oluşur, güzelleşir ve çürüyüp yerlere dökülürdü. kendileri yerdi bu meyvelerden yemesine ama başkalarına zırnık koklatmazlardı. takmıştık bu kadının meyve ağaçlarını arkadaşımla kafamıza, o meyvelerin kurtuluşu yoktu.

    ümmühan abla'nın annesi bulunduğumuz yere yakın olan bir köyde otururdu. sık sık anneciğini ziyarete giderdi. biz de arkadaşımla yüksek kaldırım duvarlarının ardından o'nu gözetler, köye gitmesini beklerdik. o evden çıkıp da uzaklaştığı zaman bahçeye dalar, birer tırtıl misali elma ağaçlarına tırmanır, en güzel elmaları seçen minik kurtçuklar olur tırtıklamaya başlardık caanım elmaları. yine birgün o'nların evin oraya pusu kurmuş evden ayrılmasını beklemiştik arkadaşımla. beklenen an gelmişti, elinde çanta yine gidiyordu ümmühan abla, herşeylerden habersiz, annesini ziyarete. o oradan ayrılır ayrılmaz kendimize güzel bir elma ağacı bulup, kurulmuştuk dallarına. komiklik makara derken, bir yandan da ziyafet çekiyorduk midemize. birden arkadaşımın gözleri fal taşı gibi açıldı, "kaçalım ümmühan abla geliyor" dedi. arkadaşım ağaçtan atladı ve akabinde ben de. o da ne arkadaşım yerçekimi kanunlarını uygulamış, inmişti ineceği yere, ama ben hala direniyordum yerçekimi kanuna. o an acı bir gerçek şamar gibi vurdu yüzüme! ben bahçivan bir pantolon giymiştim ve pantolonun askısı dala takılmıştı. benim ayaklar boşlukta sallanıyordu, ama kurtulamıyordum, o çok sevdiğim elma ağacının dallarından. arkadaşım çoktan sıvışmış, dibime kadar gelen ümmühan abla ile başbaşa kalmıştık.
    -ne yapıyosunuz bakayım siz burada pis hırsızlar?
    +ama ümmühan abla sadece 2 tane...
    ümmühan abla bahçesini süpürdüğü çalı süpürgesiyle yanımda bitmişti tekrar. ümmühan abla acımasızca üzerime indirdiği çalı süpürgesi darbeleriyle şahsıma işkence yaparken, pantolonumun askısı dayanamamıştı daha fazla debelenmelirime. ve kendimi yerde buldum, biran dizimde bir yanma hissettim ama buna aldırış etmeden uzaklaştım, ümmühan abla ve meyvelerimin bahçesinden..

    eve gittim, pantolonum yırtılmış ve dizim kanıyordu. annem gördü bu durumu ve bi de yeni alınan pantolonumu yırttığım için bir darbe de o'ndan yemiştim, "bizim evde elma yok mu" diye.

    bizim evde de elma vardı ama, ağaçtan gizli gizli yenen elmaların zevkini vermiyordu...

    elma yerken hala aklıma gelir ve tebessüm ederim, elma ve ümmühan abla...
    4 ...
  10. 25.
  11. ilkokul beşinci sınıftayken,iki kankanın biz seni seviyoruz sana aşığız dedikleri andır.aşk ne kadar da safmış değil mi dedirtiyor bana aklıma geldikçe.
    4 ...
  12. 16.
  13. ailesiyle bize misafirliğe gelen küçük komşu kızının oturduğu koltuktan bir an kalkmasıyla ben onun yerine plastik bok koymuştum sonrada
    ben:aaaaa filiz buraya sıçmış filiz buraya sıçmış diyerek şarkı söylemeye başladım
    filiz:ya ben yapmadım yaaaaaaa ühüüüü ühühüüüüü salya sümük feryat figan bağır çağır ağlıyo kız
    ben:ben anlamam kızım sen kaltın ordan sen yaptın
    filiz:valllla ben yapmadımmm annneeeeeeeeee diye bir feryat daha
    saatlerce ağladı kız susturamadık artık babası sinirlendi çocuk ağlamaktan harap oldu
    ben de onu susturabilmek için boku aldım elime bak tamam bu plastik bak biz sana şaka yaptık falan diyom yok kız basıyo çığlıgı onu inandırabilmek için boku ağzıma bile soktum yok ağlıyo kız
    biyandan da babamla annem misafirler gitsin bak noluyo sana o zaman der gibi bakıyo
    kızın babası yürü hanım diyip kızı da aldı bir hışımla çekti gitti.
    ben aynen koşarak odama babam dövmesin diye.
    5 ...
  14. 17.
  15. ben ilkokuldayım kardeşim okula bile gitmiyo daha evde yalnızız annemle babam yok, komşuya gitmişlerdi.
    ben sobayı yakma çalışmaları sonucunda halının kocaman yerini yaktım.işte o vakit aldı beni bok sinekleri kara kara düşündüm veeeeeeeeee
    ben :burda yatacan sen bu akşam
    kardeşim:abla manyak mısın yatmam yaaaaaa
    ben:hadi yatmada göriyim
    k:ya bana neeeeeyaaaaa( baya bi kavgadan ve işkenceden sonra)
    gece olmuştur kardeş halının üstünde uyumuş anneyle baba biraz geç bi saatte eve gelmiştir
    annem:aaa bu çocuk niye burda uyumuşş yavrum kalk kızım hadi yerine yat
    annemin güç bela kardeşimi kaldırmış yanığı görünce de hem yanık için hemde kardeşimi orda yatırdığım için bi temiz dayak atacaktı ama ben çoktan odama girmiş kapıyı da kilitlemiştim.
    5 ...
  16. 23.
  17. yazın sıcaktan yeterince bunalmıştık. abimin parlak zekası(?) sağolsun, babamın jeepinin kasasının kenarlarını cam macunuyla sıvayıp içine su doldurup yapay bi havuz olsuşturmayı teklif edince tarafımdan kabul edildi.
    hemen camcıya gidilip macun alındı ve arabanın kasası sıvandı, fakat bir sorun vardı anneme çaktırmadan o kadar suyu evden nasıl alacaktık?
    yine parlak zekalı abim sağolsun camiden su alalım dedi ve tüm mahallenin çocuklarını toplayıp herkesin eline birer ikişer pet şişe verdik ve başladık su doldurmaya...
    su istediğimiz seviyeye gelince herkes içine girdi ve başladık oynamaya. ben masum masum kenarda oynayken yine abimin aklına bi şeytanlık gelmiş, beni yüzme öğretmek vaadiyle kandırarak kafanımı suyun içine sokup bi daha çıkartmadı* ki işten dönen babam arabanın sallanmasından şüphelenip ne olduğunu anlamak için yanımıza gelince haliyle son an da kurtuldum!
    canım babam ya hiç kızmadı bize hatta "ne akıl yaa kırk yıl düşünsem benim aklıma gelmezdi böyle bir şey" diyerek güldü. düşünüyorum da nasıl kızmamış bize diye, asabi adamdır babam, keyfi iyiydi galiba. *

    neyse ki ucuz atlatmışım ama abimin suikastleri bununla kalmadı tabi...
    5 ...
  18. 3.
  19. yaramazlık yapmam sonucu annemin bayonun kapısının arkasına saklanıp beni deli gibi ağlatması.

    -anne sakın beni bırakma; valla birdaha yapmayacağım söz veriyorum annecim nolur ühüüüüü
    +ahahah korktun dimi? nasılmış bir daha yapmak yok.

    annemde benimle beraber büyüdü sanırım. ahaha.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük