Ya siz nasıl atatürkçüsünüz anlamak mümkün değil. Buyrun o çok sevdiğiniz avrupalılara gazi mustafa kemal paşa nasıl davranmış görün;
---spoiler---
Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandığı dönemde Mustafa Kemal, Suriye'de Yıldırım Orduları Grup Komutanı olarak görevliydi. Ateşkes imzalandığında emrindeki birlikleri ve silahları Anadolu sınırına çekerek düşmanın eline geçmesini engellemiştir.
istanbul Hükümetine telgraflar çekerek Mondros Ateşkesi'ni eleştirmiş ve ingilizlerin isteklerine boyun eğilmemesini istemiştir. Bunun üzerine ingilizlerin baskısıyla istanbul'a çağrılmıştır.
istanbul'a geldiğinde aynı gün itilaf Devletleri donanması da istanbul'a gelmiştir. Donanmayı gördüğünde söylediği söz “Geldikleri gibi giderler!” olmuştur.
Bir ingiliz Lordu Atatürk’ün daveti üzerine istanbul’a gelir. Bu misafir şerefine verilen yemekte servis yapan Türk elindeki tepsiyi devirir. Herkes büyük bi şaşkınlık içinde kalır ve Atatürk’ün ne tepki vereceği beklenirken, Atatürk ingiliz lorduna dönerek: – “Milletimiz herşeyi beceriyor da bir tek uşaklığı beceremiyor.” der.
Bir tarihte italyan büyükelçisi Ata ile görüşmek ister ve huzura davet edilir. O günün muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra büyükelçi: ”Ekselans dün Roma ile yaptığım bir görüşmede hükümetimizin Hatay’ı almak istediği kararını size iletmem söylendi.” der. Odada bir an sessizlik olur. Ata büyükelçiye birşeyler daha ikram eder ve iki dakika odadakiler ile başbaşa bırakır. Döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması ve belinde tabancası vardır. Doğru masasına gider, manyetolu telefondan Mareşal Fevzi Çakmak’ın bağlanmasını ister ve Çakmak’a: ”Paşa italyan dostlarımız Hatay’a gelmek istiyorlar hazır mıyız?” der. Fevzi Çakmak durumu anlar ve ” Biz hazırız Paşam. ” diye yanıtlar. Ata büyükelçiye döner ve: ” Biz hazırmışız, hükümetinize söyleyin isterlerse Hatay’ı gelip alabilirler.” der.
istanbul’un işgal günleri sırasında; başta General Harrington olmak üzere bir kısım işgal kumandanları Pera Palas Salonu’nun bir köşesinde otururlar. Mustafa Kemal nedense dikkatlerini çeker. Kim olduğunu soruşturdular. Mustafa Kemal denir. Onlar için Mustafa Kemal Birinci Dünya Savaşı’nın en ünlü şahsiyetlerinden biridir. Yabancı dillerde Çanakkale Harpleri’nden bahseden ve daima Mustafa Kemal’in isminde düğümlenen kitaplar ve yazıların, o zaman bile bir kitaplığı doldurduğu söylenirdi.
Kendisine haber göndererek masalarına davet ederler. Ama Mustafa Kemal’in cevabı hem nazik, hem kesindir:
– Burada ev sahibi olan biziz. Kendileri misafirdirler. Onların bu masaya gelmeleri gerekir.
---spoiler---
Siz boyun eğmeye alışmışsınız. Oysa bu atatürkçülük değil. Paşa, her ne pahasına olursa olsun hayatı boyunca hiç kimseye boyun eğmedi beyler.
kimsenin avrupa seviciliği yapmadığı hadise. bi zahmet kimse de bana atatürkçülüğü öğretmeye kalkmasın. dış ilişkilerde sıçtıkça sıvayan, dalaşmadığı ülke kalmayan, komşuların hepsiyle bir şekilde kriz yaşayan, 8 ay evvel vizesiz giriş yapılacak dedikleri ülkelerden şimdi sınır dışı edilen hükumetin düştüğü duruma gülüyorum sadece. kaldı ki dalaştığı ülkelerden ilk fırsatta özür dilemeleri de ülkeyi düşürdükleri durumu anlamamız için yeterli sanırım.
o yüzden atam'dan kesitler sunarken lütfen ağzınızı çalkalayın, kendisinin 7 düvele kafa tuttuğu dönemlerle bu sikko dış siyaset döneminizi karşılaştırmayın.