''peygamber(s.a.v.)efendimiz buyurdu ki:gizli zikir daha efdaldir ancak tebliğ amaçlı olursa cehri zikir daha faziletlidir.'''i yaşatan ve yaşatmak için düzenlenecek ve zikri; teknolojinin her bir zerresinin çarpanlarına ayırabileceğim ''zikr de yaparım kariyerde'' dedirten oturumlar.. (bkz: ironiden anlamayan nesle aşina değilim)
bunlar bir de ak partiye yönelik saldırı zamanlarında şöyle der:
akepe değil miydi mecliste zikir oturumları yapan?
-ne zikir oturumu? ne diyorsun, ne zaman yapmış?
ya siz uyuyorsunuz forumlarda-sözlüklerde bile çıktı, cümle alem yazdı.
-doğruluk payı olmayan bir şey bu, yalan.
linki var bunun **, hurriyet.com.tr'de bile çıktı..
üçüncü kişi: var abi öyle birşey, şimdi ben de hatırlamaya başladım.
tabi yıllar geçmeli ki demlensin, iyice haberleşsin, gerçek gibi sunulsun.
ilham kaynağı olan haber hürriyet denen aydın doğan uzvunda çıktı diye eleştirilebilen oturumlarmış ayrıca.
bu tesbih beyinli muhteremlerde bir tandans var. hoşlarına gitmeyen bir haber ortaya çıktığı zaman viyaklamaya başlıyorlar. "kartel medyasııı, aydın doğan medyasııı, boyalı basınnn" deyu. elbette biz de biliyoruz kartel medyasının, aydın doğan yayın organlarının ne olduğunu. sabıkalarını sıralamaya kalksak bayağı bir mesaiden fedakarlık etmek lazım. ancak bu muhteremler apayrı bir cins. hiç araştırmadan, doğruluğunu yanlışlığını irdelemeden kuyruğu kısıkmış bir evrim ara formu gibi viyaklamaya başlıyorlar. ya bir durun tamam bu medyaya güven olmaz da bir bakın belki dedikleri doğru. haber doğrudur ya da yanlıştır. aydın doğan medyasının yazması başlıbaşına yalan yapmaz. ama işte yaptıkları sığ, geri, yoz bir gözbağcılık. tiynetlerinde var. dürüst de değiller kendi parti yayın organları yeni şafak, hedef göstericileri vakit, atlantik ötesi süflörünün sesi zaman yazınca kayıtsız şartsız doğru oluyor. sanki onların hiç yalan haberi, çarpıtması olmamış gibi. e alın bakın aynı haberi kendi portalları haber 7 de vermiş. nolacak şimdi? http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=258940
şimdi gelelim diğer bir boyuta. muhterem milletvekili avukat hanfendiye. e meclis başkanları zamanında "dindar cumhurbaşkanı seçeceğiz" demişti değil mi? demek ki bir makama adam/kadın alınırken alınan zat nitelik ve liyakata göre değil, dindarlık ölçütüne göre alınacak. işte hanfendi de elindeki zikirmatikle katılmış dindarlık yarışına. artık bir bakanlık, olmazsa komisyon başkanlığı kaparsa cillop gibi olur. mecliste elinde zikirmatik rte'yi tavaf eder "ya hayyy, ya allahhh, huuu huuu, zikir de yaparımm kariyer de *" deyu. ama bu gösteriş zikri uymuyor islam ahlakına ve tasavvuf adabına. maun suresinden ilgili ayetleri kopyalayayım da anlaşılsın ne demek istediğim. "işte (şu) namaz kılanların vay haline, Ki onlar, namazlarında yanılgıdadırlar, Onlar gösteriş yapmaktadırlar." (Ma'un Suresi, 4-6)
maalesef bu ülke böyle. sosyolojik realitedir. hem hz. muhammed' hem de montesquieu tarafından ifade edildiği gibi "nasılsanız öyle yönetilirsiniz." niteliksiz yığınlar tutarlar kendilerine en yakın gördükleri adamlara oyları yağdırırlar, kasabadaki ufak çaplı bir tarım kooperatifini yönetecek vasıftaki taşra avukatları koskoca meclisi idare eder/idare ettiğini sanır, başka bir taşra avukatı da o yığınların temsilcisi olur, dindarlık yarışına girip elinde zikirmatik şov yapar, işmar eder, mesaj verir, bunlar eleştirilince de o niteliksiz yığınların bir kısmı kuyruklarına basılmış gibi hoplarlar. bu da bizim gerçekliğimiz.
