--spoiler--
Birlik Vakfı heyeti, TBMM Uzlaşma Komisyonu bünyesinde oluşturulan Sivil Toplum Kuruluşları, Azınlık Cemaatleri ve Vakıflar Alt Komisyonu'na yeni anayasa önerilerini sundu.
--spoiler--
müslüman olan kuran'ın üstüne, hristiyan olan incil'in üstine, yahudi olan da tevrat'ın üzerine yemin etmelidir. inancı olmayanlar ise şeref ve namusları üzerine yemin ederler.
kul hakkı yiyen adamlar sürüsü kuran üzerine yemin etse ne olur? sorusunu akla getiren gereksiz uygulamadır, bu iktidar bunuda yapar mı? yapar, risale-i nur üzerine yemin edeni bile çıkar.
böyle bir uygulama getirilse hiçbir şey değişmez. allah korkusu olmayan yine kuran üzerine yemin eder, yine çalar çırpar.
allah korkusu olansa yine olduğu gibi devam eder, tek fark kuran üzerine yemin etmiş olmasıdır.
bütün din mensupları kendi kutsal kiatapları üzerine yemin edebilir. ateistlerde namus ve şeref üzerine yemin edebilir. deistler için şimdilik birşey bulamadım.
--spoiler--
Devletin varlığını ve bağımsızlığını, yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağıma; halkımın refah ve mutluluğu için çalışacağıma; her yurttaşın insan haklarından ve temel hak ve özgürlüklerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya bağlılıktan ayrılmayacağıma; namusum ve şerefim üzerine and içerim kuran'ı kerim üzerine yemin ederim...
--spoiler--
bakın bu saatten sonra dönüşü yok.
çalamazsınız,
yoksul ve yetimin hakkını yandaşlarınıza peşkeş çekemezsiniz,
yandaşlarınıza ihale veremezsiniz...
dinini namusları ve şereflerinin üstünde tutanların temennisidir efendim. zira halihazırda milletvekili olunurken namus ve şeref üzerine yemin edilir. namus ve şeref yetmiyor demek ki birilerine...*
haa, din nasıl namus ve şeref üstünde tutulabilir ki diyenlere, şu şeyhin pipisini öpenlerin tarikatını hatırlatırım; artık zoruna gidenler eli çenesinde düşünsün...*
tevbe 5. ve 123. ayet gereğince müşriklerin görüldüğü yerde öldürülmesini, onlara savaş açılmasını salık veren bir kitap üzerine yemin hadisesi olur ki asıl ak partinin işine gelmez, patronu ve bop eşbaşkanlığını kendilerine veren adamlara savaş açmak demektir en azından teoride. ühü ühü ama din'de zorlama yoktu değil mi?
islam'da kitaba el basmak yoktur. ama eğer illa birileri kuran'a uygun olarak doğruluğuna ve dürüstlüğüne inandırmak istiyorsa yeminini şöyle bitirebilir:
"...allah'ın laneti yalancıların, hırsızların, hain işbirlikçilerin üzerine olsun"
"Âl-i imrân 61 Sana gelen bu bilgiden sonra her kim bu konuda seninle tartışırsa, de ki: "Gelin, çocuklarımızı, çocuklarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı çağırarak bizlerle sizler bir araya gelelim ve sonra ALLAH'ın lanetinin yalancıların üzerine olması için lanetleşelim. "
ne var ki türkiye laik bir devlettir, mecliste de temsilin eşitliğine ve sağlığına zarar verecek herhangi bir dine veya dinsizliğe özgü sembole izin verilmemelidir. böyle bir sembolün kullanılması milletvekiliğine ait bir iş yapılamaz. milletvekilleri milletvekili vasfıyla böyle yeminler etmemeli.
işte, o zaman babayı tam göreceğimiz gündür. dinin açıkca referans alınmasıyla, her yapılan iş tanrı adına yapılmış ve kutsanmış gösterilir ve buna itiraz edilemez. edenler kafir ilan edilir. böylece memleket dikensiz gül bahçesine döner. beylerin amacı budur zaten; sınırsız güç , sınırsız dünya malı, kimseye hesap vermeme !
'24den bu yana korunan laikliğin elden gitmesi demektir. Şeriat da zamanında geçerliliğini sağlamıştı ama ama şimdi gerçek olanda aynı rol yapanda en azından gerçek otoriter sistem kurgusu varlığını sürdürsün.
