bildiğim kadarıyla taşlanmış kot yapımı çok tehlikeli bir iştir. silikozis diye bir hastalık oluşur bu işi yapanda ki, ölüme kadar gidebilen bir hastalıktır.
ister anarşist olsun ister sosyalist... hiç farketmez. bu kotlara rağbet olmayınca üretimi de olmayacaktır ve evini geçindirmek pahasına bu düzene mecburen katılan insanların sağlığı bozulmayacaktır. insanını seven, hümanist insanlar giymemeli diyorum, hangi -ist olursa olsun.
anarşistlere çamur olmaktan başka bir işi olmayan yazar söylemdir. şahsen bir takım ürünleri bahane ederek sövmüş ve aklınca egosunu tatmin etmiş olan sözlük yazarıdır. fazla konuşmamak gerekir.
Yine kot taşlama işkencesini, ölümlerini en fazla protesto edenlerin sosyalist ve komünistler olduğunu düşünürsek burada asıl *rospu *ocuğunun kim olduğu mu meydana çıkıyor yani?*
şimdi bu iddianın sahibi elemana sorsak lan nerede gördün bu sosyalistleri diye ses edemeyecek.(bir arkadaşım söyledi, komşumuz var, benim de komünist arkadaşlarım var geyikleri yapmazsa tabi)
yani bir diğer ilginç olan adam kot taşlama olayına tepki gösterirken aslında bu cinayetlere sadece sosyalistlerin karşı olduğunu o kadar iyi biliyor ki başlığı onlar üzerinden açıyor. hani apolitik ya kendisi giyerse bile orospu çocuğu* olmayacak. ee sen niye giyiyorsun dediğin zaman "ama ben solcu değilim ki" demez mi gerizekalılar bir de.*
taşlanmış kot üretiminin nasıl yapıldığını ayrıntısıyla bilmeyen insan söylemidir. zira taşlanmış kotların hepsi slikozis hastalığına neden olacak iş-güvenliği eksikliğiyle üretilmemektedir. hatta adı "taşlanmış" olmasına rağmen, birçok (belki %90'ı) taşlanmış kot üretiminde "taş" değil kimyasal maddeler kullanılmaktadır ve çalışan açısından hiçbir risk oluşturmamaktadır.
sadece kotla ilgili olarak orospuçocukluğu derecesinde büyük hata yapmayan ama düşüncelerini de günlük hayatına ne kadar yansıtabildiği tartışmalı kişilerdir.
şahsen taşlama, maşlama.. -izm'lerle fazla işim olmadığı için beğendiysem alırım. ama idealistlik iddiasındaki kişinin duyarlılığını sorgulaması gerekir diye düşünüyorum.
tabi bu çerçevede düz mantığın da dozunu ayarlamak gerek. nüfusun yarıdan fazlasının tiryaki olduğu memleketimde topyekün ithalatı kesip samsun içmeye başlasak, japan tobacco'nun oturup ağlayacağını, darmadağın olacağını sanmıyorum. çünkü küresel, çünkü bin tane dolaylı yoldan geçiyor para, çünkü otomatikman büyüyen sektör, vesaire,vesaire..
ama ben x'istim, y'istim deyip, 2 yıl sonra eriyip ölecek adamın asgari ücretle, sigortasının yapılmadan, 20 liralık koruyucu malzeme bile verilmeden çalıştırıldığını bile bile o kotu giymenin de pek yakışık almayacağı kanısındayım. basitçe, atölyeden çıkıp mağazaya geliyor, oradan satılıyor. bunun boykotu, diğerleriyle kıyaslanmaz.
edit:imla
sosyalistler ve anarşistler de kimi zaman markalı ürünler giyerler, bu her zaman tartışılır ancak buradaki konu biraz farklı. biz bu işi yapan insanların bu iş nedeniyle öldüğünü biliyorsak eğer bu ürünü tüketmemeye dikkat edip talebi elimizden geldiğince azaltmalıyız. aynı zamanda halkın dikkatini bu yöne çekerek onlardan da bunu giymemesini talep etmeliyiz. bu o işçilerin işlerini kaybetmelerine neden olabilir, başka bir ihtimal ise bu işin (olabilirliğini bilmemekle birlikte) sağlıklı koşullarda yapılması sağlanabilir. ancak taşlanmış kot giymemeye dikkat eden bir insan olarak türkiye'de klasik kotların bulunmasının ne kadar zor olduğunun da farkındayım. sonuçta modayı belirleyenler biz değiliz ve moda olanın dışında bir şeyler bulabilmek de gerçekten ciddi bir araştırma yapmayı gerektiriyor.
açanın elinde kalmış başlıktır... sosyalist ve anarşist olmayanların dümbük olduğunu da söylemiş laf arasında.. toplumsal duyarlılıkları kalın o yüzden onlar zaten o.çocuğu yani... özet: anarşist ve sosyalist olmayan herkes ZATEN o. çocuğu...