aramaya inandım ve sadece taş kalpli sevgilierol tas kalpli olmakkotu kalpli ceyar gibi sonuçlar çıkınca dedim ki, hıı bunlar var demek, bunlar benim anlatmak istediğim şey değil dedim. neydi peki beynimin kıvrımları arasında gezerken yakaladığım ve gel bakim sen şöyle kimsin sen nesin diye sorguya çektiğim imaj; taş kalpli olma durumu. taş kalpli insanlar, güzel türkçemizin bu kalp çeşidini neden samana değil de taşa benzettiği ile ilgili kavramlar.
taş kalpli doğulmaz, taş kalpli olunur. bence olay budur. insanın doğal reflekslerinden birisi de acıdan uzaklaşma eğilimidir. bunu sobaya elimiz değince saniyeler içinde gerçekleştirirken, içimizi acıtan şeylerden uzaklaşmak daha uzun zaman alabiliyor. ama neticede sezen aksu nun "yürüyorum acının hasretin üstüne" şarkısındaki gibi psikopatça eğilimleriniz yoksa acıdan uzaklara kaçacaktır insan.
peki nereye gidilecek? ya acı biz nereye gidersek bizimle birlikte geliyorsa? işte o zaman acı çeken yere yani kalbe biraz taş gibi davranmak tavsiye edilecek, bir de öyle denenecek. hmm, acı hafifledi mi? ben sana demedim mi hafifler diye. biraz taş kalpli olmak iyiymiş bak. sonra biraz daha biraz daha derken bir gün aniden; (bkz: yüreği taş kesmek)
yürek bir kere taş kesildi mi, geçmiş olsun. o insanı sevgi bahçesinde göremezsiniz. uğramaz oralara, kendine ait bir doğası vardır. taşlar nasıl yaşarsa, o da öyle yaşar. sert rüzgarlar, yağmurlar, buzlar..şarkısı bile var (bkz: buz kalpli)
"taşlara mı döndü yüreğin" diyordu türküde. daha güzel nasıl ifade edilir ki. taş kalpli birisiyle sevgi çıkmazında karşılaşırsanız ve başka seçeneğiniz yoksa, size taş kalpli olmak ne demek çok iyi öğretir aslında. böyle benim anlatmamla, kitaplardan okumakla kolay kolay anlaşılmaz.
ne yaparsanız yapın, ne kadar severseniz sevin, kalbi yumuşamayacaktır.
peki ne yapmak lazım?
taşları kırmak tabi ki. kişi bunu kendisi yapabilir, alır eline kalbini duvarlara vura vura o taşları kırar. bunu yaparken de acı çekebilir, ağlayabilir, bu kadar bu kalbe muhtaç olmasına içerleyebilir, taş kalpli olmayı beceremediği için kendisine küfür de edebilir. ama sonunda kalbi yumuşar ve yeniden sevgi için çarpmaya başlayabilir.
bir insana sevmeyi öğretmek. bu da var tabi. bir taşa bilgisayar kullanmayı öğretmek kadar zor da olabilir bu iş. emek ister, sabır ister, sevgi ister herşeyden önce. bir insana sevmeyi onu severek öğretebilirsiniz. bak, böyle oluyor, bak bu böyle diyerek, bir bebeğe öğretir gibi.
değer mi peki bu insan için? zaten etrafta sevmeye hazır kalpler varken, ne uğraşacam yok taşları kır, yok sevmeyi öğret, yok bilmem ne.
değebilir.
öyle bir insan kazanırsınız ki, binlerce kilometre karelik alanda o insandan bir tane daha bulamazsınızdır hatta. yeniden sevmeye başlayan bir kalp öyle güçlüdür ki, öyle bilgilidir ki, kıymetini öyle bir bilir ki!!
Bi olay vardır herkes üzülür,ağlar,bağırır,çağırır bi şekilde tepkisini gösterir..
ama bu taş kalpli diye tarif edilen kişi hiç tepki vermez..Etrafındakiler onu olayı umursamıyor sanır..Duygusuz,ruhsuz derler..
Kimse bilmez ki o olayı o insan kitlesinin arasında en çok umursayan bu şahıstır..içine atar derdini..Umursamıyormuş gibi gözükür..Halbuki içi içini yer..Ordaki herkesten daha çok üzülür,daha çok ağlar..Ama kimseye gösterme gereği duymaz duygularını..
Neden göstersin ki?!..
Ağlıyorsam,üzülüyorsam bundan kime ne?!..
Birilerine bi'şey ispatlamak zorundamıyım diye düşünür..
Has insandır olgundur..
Kendini kontrol etmesini bilendir..
Duygularını,insanlara yaptığı yardımları da ve bi çok şeyide gizli gizli yapmasını sever..
Gizemlidir..Dürüsttür..
Rol yapmaz..Neyse O'dur..Herşeye ağlamaz gerektiği yerde yalnızken ağlar..
Alnından öpülesidir bu taş kalpli olan insan..
Genelde bana derler ama benden kötüsüne de şahit oldum.
Beyaz yakalı kadının teki, çocuğuna iyi eğitim verebilmek adına çocuğu eğlenceye dair her şeyden kısıtlıyor.
Ulan el kadar çocuk, devamlı ders çalışmaktan, aptal saptal aktivitelere gitmekten harap olmuş. 10 yaşında demez kimse, yaşama sevinci kaybolmuş resmen.
Çocuğun psikolojisi bozuk diye bana getirdiler, annesine; "sizin ruh sağlığınız yerinde değil." dedim.
Seni şikayet edeceğim diye bağırdı etrafta ahaha.
Manyak kadın, böylelerini sevmiyorum, çat diye de lafımı söylüyorum.