Geçen yıl eylül ayıydı, kız erkek karısık yurtta kalmaya baslamıstım. Kayıt esnasında sekreterin odasında bi cocukla tanıstım. Besyo ögrencisi ve milli yüzücüydü. Velhasıl takıldıgım en iyi tipti kendisi, gerci ben biraz cirkin severim ama bu konu dısı elbette. Bir gün yurdun civarındaki bi mekanda şarap açtırdık ve bana şey diye sordu: asele şimdi bu şişenin arkasında %13,5 yazıyor ya ama sarap bir litre degil ki 0,75 litre nasıl oluyor? Tek bi kadehte de %13,5 mu alkol var simdi?
Hiç kırıcı olmadan adama ayaküstü oran orantı anlatıp bir daha da yurt harici görüsmemistim. Çocuklarımın aptal olma olasılıgını göze alamam isterse dünya güzeli olsun tırt.
-Aptal olması.
-çapkın olması.
-senin bir bağ bulamaman.
-senin istememen.
-sevdiğin birinin olması.
-o sıralar yalnız takılmak istemen.
-uyuz biri olması.
-seninle dalga geçtigini düşünmen.
-ailene yakalanma korkusu.
-dinine bağlı olaman.
ve dahası...
bir türlü şunu anlayamadınız be, tip her şey değildir.
Dış görünüşten daha çok ahlaka önem veriyordur. Taş gibi çocuktur fakat ahlaksızdır. Ya da ahlaklıdır ama çocuğu sevmemiştir. Bir çok neden bulunulabilir. Dış görünüş elbet bir gün bitecektir. O zaman ne yapacaksın?
Bedeni taş gibi olup, beyni cıvımış erkekse, reddetmek farz olandır.
Zamanla bedeni gevşeyip, pelteye dönüştüğünde de, aşık olmaya devam edeceğimiz bir beyin gerek bize.
Yemişim taşı!