türkiyede çocuklar duymasın izleyen erkek nufusun dizi boyunca kendini kasmasına sebep olmuş bir erkek tipidir. tamer karadağlının önderliğinde bir sertlik dalgası balkanlardan gelen soğuk hava gibi ülkeye dağılmış, herkes bir tribal enfeksiyonlara girmiştir.dizinin bitmesiyle bu nufus kendini zor toparlayıp normalleşmiş, hatta bu nufusun içinden büyük bir grup kurtlar vadisine yönelip taş fırını dahada farklı bir sertlik seviyesine çıkarmıştır. ondan sonrada racon değil kafa kesilmiştir. sonrası bababababa dır, mematidir, cenderedir, polattır, herkes alemdardır babadır.
sistem tarafından geliştirilen, maçoluğun haklılaştırımını sağlayan yerel kullanım alanına sahip bir nesnenin kişileştirilip erkek egemen toplumun hizmetine sunulması...
bu yolla toplumun normalde kınadığı kaba kuvvet kullanan, kadını 2. sınıf vatandaş olarak gören erkek tipinin kabulü sağlanır; bir de bakarız ki çevremizdeki herkes kendiliğinden tas firin erkegi ne dönüşmüş...
adamın hasıdır. erkek dediğin her şeye tamam demez, yeri geldiği zaman sesini çıkarır. taşfırın dediğin korumayı, sahip çıkmayı en iyi bilir. kıskandığını, sevdiğini belli etse o daha iyi ama olsun hareketlerinden fark edilir dile getirmese de olur.
dışı sert, içi entel dantel erkeklerden çok daha yumuşak ve arkadaşlarına, ailesine, sevgilisine/eşine, çoluk çocuğuna sadık, merhametli ve vicdan sahibi erkektir.
gerektiği durumda kızar bağırır çağırır azarlar, ama bir kaç dakika sonra geçer bir köşeye kendi kendine ağlar "acaba çokmu kızdım, çokmu ileri gittim acaba" diye.
sevgisini açıktan gösteremez söyleyemez ama günde 5000 defa "seni seviyorum" diyenden 5000 kat daha çok severdir sizi.