yeşil gözleriyle şah ismaili oğlunun anasından bile soğutup kendine aşık etse de çocukluk aşkını unutamamış ve şah ismaili yatağına almamıştır. en sonunda da şah ismail elini bile süremeden bir çok ganimetiyle birlikte yavuz sultan selime bırakmıştır bu güzeli.
asıl ismi bihruze hatun olan safevilerin bağdat valisi'nin kızıdır.
kendisi maiyeti ile birlikte şah'a gelin olmak üzre giderken osmanlı sınırında esir alınmış ve yavuz henüz trabzon sancakbeyi iken yavuz'un huzuruna çıkarılmış ve o dönem bir sancakbeyi olan yavuz sultan selim'in dest-i izdivacını reddetmiştir.
reddedişinin nedeni ise yavuz'un osmanlı tahtının varisi olmayışı ve tahta çıkma imkanının-o dönem için- bulunmayışıdır.
lakin yavuz sultan selim bu anı unutmamış, içine dert olmuş, yememiş, içmemiş babasını dahi bertaraf ederek osmanlı tahtına çıkmış, çaldıran savaşı sonrası ise bihruze'yi yani taçlu hatun'u esir alıp o'nu maiyetinde bulunan tacizade cafer çelebi'ye zevce yapmıştır.
böylece hem rakibi olan şah ismail'i küçük düşürmüş hem de geçmişte kendisini reddeden bihruze hatun'a hayatının ayarını vermiştir.
ayrıntıları için;
(bkz: caldiran savasi/#3510958)
hakkında bir sürü yalan dolan gezen türk katunu. açılın, ben tarihçiyim.
şah ismail gibi büyük bir türk hükümdarının evdeşidir. türkmen kızıdır.
musullu türkmen beyi hamza bey bektaşlı'nın oğlu mihmad bey'in kızıdır. türkmenelili yani. asıl adının bigi olduğu bilinmektedir. bazı kaynaklarda bihruze diye de geçiyor.
şah ismail'i yatağına almamıştır diyen var. şaka mısınız? şah ismail'e çılgınlar gibi aşık ve onu her konuda destekleyen bir kadından bahsediyoruz. oğlu tahmasb gökten zembille mi indi? taçlı begüm meryem ana(!) mı? onu geçtim, şah ismail onunla gerçek anlamda karı koca olmamış bir kadını bu kadar benimseyip, devlet işlerinde sırlarını dahi emanet eder mi? halvet olmadığı kadınla neden evli kalsın? tacikler ve farslarla yapılan savaşlarda kumandanlık dahi yapmış üstelik. şah tahmasb'ın da karısı değil, bizzat annesidir.
başka bir yerde gördüm, yavuz sultan selim'e aşıkmış güya. gülsem mi, iğrensem mi bilemiyorum. yavuz'u nerede görmüş? taçlı begüm'ün osmanlı'ya esir düşüp yavuz'un haremine girmesi boş ve saçma bir iddiadır. şah ismail ile birlikte bir koşu ev oturmasına gittiğinde vurulmuş olsa gerek yavuz'a. tanrı akıl fikir versin, ne diyeyim. Her şey bitti, namusuna iftira atılıyor. Milletin gözü dönmüş. Tüh sizin sıfatınıza!
işte bunlar hep neo-osmanlıcı kişilik bozukluğu. osmanlı'yı savunmak için çirkefleşmeye, basitleşmeye gerek yok. safeviler öcü değil, bir türk devletidir! şah ismail de canavar değil, bir türk hükümdarıdır. üstelik annesi de rus, romen, sırp, çerkes falan değil, öz be öz türk kızıdır. akkoyunlu uzun hasan'ın kızı alemşah halime begüm doğurmuştur o'nu. iyi ki de doğurmuş.
osmanlı padişahları mezarlarından kalksa bu bayağı torunlarının(!) yüzlerine tükürürdü, eminim.
"Güreşte erkek kardeşini yendiği, Şah ismail'den daha iyi ok attığı ve Osmanlılara esir düştüğü rivayet edilmektedir.
Tıpkı Osmanlılar gibi Türk-iran imparatorluğunun kurucuları olan Safevi Hanedanlığı, aslında Safeviye tarikatı da Türkmen boylarından oluşmaktaydı. Erdebil’de kurdukları bir tekkenin etrafında topladıkları müritleriyle birlikte, ‘Kızılbaş’ diye bildiğimiz topluluk, 16. yüzyılda devlet kurmuşlardır.
Osmanlıların aksine Safevilerin devlet nizamlarındaki Türkmen karakterini ve kültürünü daha uzun muhafaza ettiklerini görmek mümkündür. Mesela en basit örnek; Safevi şahları Türkmen kanından olmayan kadınlar ile evlenmiyorlardı. Türk töresince sadece Türk anadan doğan çocuklar tahtta hak sahibi olabilirdi. Bu basit örnek elbette yanıltıcı olabilir, unutulmamaliki Safevilerde de Osmanlıda olduğu gibi hicap adeti yaygınlaşmış, harem sistemi kurulmuştu. Fakat bunlara rağmen Safevi Türk kadınının aşırı şekilde tabulaştığından bahsetmek yerinde olmayacaktır. Nitekim Türk-iran imparatorluğuna seyahat etmiş olan Avrupalı seyyahların yazdıklarına bakacak olursak bunun yanlış bir kanaat olacağını anlamaktayız. Avrupalı gezginler Safevi kadınlarının (gerek saray kadınları olsun, gerekse halktan kadınlar) ekonomik olarak özgür olduklarını, kervansaraylar ve hatta şehir sahibi olabildiklerini yazmaktadır. Halktan kadınların ailenin parasının sahibi olduklarını, eşlerinin lazım olunca onlardan para istediklerini yazmışlardır. Başları açık olsun veya olmasın, kadınların sosyal hayattan alıkonulmadığını okumak mümkündür.
Türk-iran imparatorluğunda Safevi kadının islamlaşma sürecindeki Türk kadınlarının durumunu koruduklarını söyleyebiliriz. Mesela ordu kumanda eden soylu bir kadından bir bahis geçmektedir. Buna ilaveten kadınların oluşturduğu müfrezelerin varlığından da dem vurulmuştur. Bu iki anekdottan anlaşılıyorki Safevi Türkmenleri, Osmanlıların aksine, Türk bozkır geleneklerine daha sıkı bağlıydılar.
islam öncesi ve az sonrasındaki dönemde olduğu gibi Türkmen kadınları gerektiğinde silaha sarılabiliyor ve kullanabiliyordu. Bunun ete kemiğe bürünmüş canlı örneği çeşitli dedikodulara da konu olmuş olan Taçlı Begüm Hatun’dur. (16. yüzyıl) Asıl ismi Bihruze olan Taçlı Hatun, Dede Korkut Hikayelerinden aşina olduğumuz Türkmen kızı tipine uygundur.
Kendisi Türkmen asıllı Bağdad valisinin kızıdır. Güzelliğinin yanında yiğitliği ve cesaretiyle de nam salmış, ata binen, ok atan bir Türkmen kızıdır.
Bu Türkmen kızının namını duyan Şah ismail (1487-1524) bu kızla görüşüp aşık oluyor ve sonunda evleniyordu. Evlenmeden önce bu Türkmen kızının şartlarını kabul etmek zorundaydı; Bihruze Taçlı Begüm Hatun, Şah’ın yapacağı her sefer çıkmak istiyor, bu seferlerde aktif olarak savaşmak istiyordu. Şah bu isteği kabul etmişti. 1514 yılında Osmanlı-Safevi savaşı esnasında Tacli Begüm’ün de katıldığı bilinmektedir. Hatta bu savaşta esir alındığı dahi söylenmektedir. Eğer o dönemden kalma dedikodular doğruysa, Bihruze zamanında Trabzon’da valilik görevini ifa eden OsmanoğullarındanŞehzade Selim’i veliaht olmadığı için reddetmiş, eş olarak Şah ismail’i seçmişti. Dedikodulardan anlaşılan, Şah ismail ile Yavuz Sultan Selim arasındaki savaşın aslında bu Taçlı Begüm adlı Türkmen kızı nedeniyle çıktığıdır.
Geriye kalan sebepler aslında savaşı ‘legalize’ etmeye yarayan bir kamuflajdır. Savaşta esir edilen Taçlı Begüm, Yavuz Sultan Selim tarafından bir büroklatla evlendirilmiştir. Sultanın, Taçlı Hatun’u "ben Şah’ın çiğnediğini çiğnemem" diyerek istemediği rivayetler arasındadır."
şah ismail'in büyük aşkına rağmen tahtıyla birlikte çaldıran ovasında bırakıp gittiği eşidir. yavuz sultan selim daha sonra kendisini tacizade cafer çelebi ile evlendirmiştir.
güzelliği, cesareti ve yiğitliği ile nam salmış bir türkmen kızıdır. şah ismail ile seferlere kendisini de götürmesi koşuluyla evlenmiş, ok ve yay kullamasını ve güreşmeyi bilen biridir. tıpkı dede korkut hikayelerinde de geçen tipik bir türkmen kızıdır. güreşte erkek kardeşini yendiği, şah ismail'den daha iyi ok attığı ve osmanlılara esir düştüğü rivayet edilmektedir.