Başbakan bizim için Kürdistan demektir.Bölgeden gelen dehşet verici haberlere göre:
Kış üstlenmesi için genellikle her yıl Irak-Suriyeye geçen üst düzey PKK yetkilileri, bu yıl seçimler sebebiyle Türkiyede kaldı.
PKK teröristleri tüm şehir ve ilçelere yerleşimini tamamladı. KCK sistematiğinin kurulmadığı, PKK silahlı teröristlerinin yerleşmediği bir tek ilçe bile kalmadı.
Her akşam bölgedeki istisnasız her il ve ilçede, şehirlerdeki terörist kadrolarla (aralarında halka saldıkları vergileri toplamak için görevlendirdikleri gençlerle birlikte) toplantı yapıyorlar.
Tüm il ve ilçelerdeki asker ve polisçe bilinen PKK/KCK akşam toplantılarında PKK üst düzey yetkililerinin birbiriyle eşleşen açıklamaları şöyle:
Doğu ve Güneydoğuda Türklerin sayısı asker ve polisten ibaret. Öğretmenlerin önemi yok. Çözüm süreci sayesinde hiç giremediğimiz yerlere ulaşıp yerleştik... Ayaklandığımız zaman Kürdistan artık tamamdır...
Devletin bizim için en vurucu gücü hava sistemleridir. Bu sebeple artık taktik değiştiriyoruz. Bundan sonra halkın arasında savaşacağız. Artık dağda savaş bitti... Devletin sınırların bazı noktalarına yapacağı yüksek gözetleme kuleleri için güdümlü füzeler kullanacağız...
Aşiret reisleri ve yetkililerini, kanaat önderlerini ne pahasına olursa olsun yanımıza alalım. Gerekirse milletvekilliği ve belediye başkan adaylığı teklif edin...
Ve vahim bir tablo da şu ki, korucuların büyük bir bölümü PKK safına geçmiş. Oran net değildi benim bilgilerimde.
(...)
HPG il yetkililerinin teröristlere yaptığı açıklamalarda altı çizilmesi gereken önemli bir açıklama da şu:
...Çözüm süreci savaşımız ve Kürdistan için tam bir güç kaynağı oldu. Biz 20 yıl savaşabilecek kadar askeri ve ekonomik güce ulaştık. Bu süreçle... Artık herkesle görüşebiliyoruz. Yolsuzluk kavgasını iyi değerlendireceğiz. Akıllı olmalıyız. Başbakan bizim için Kürdistan demektir. Bunu açıkça söylemiyoruz. Böyle dersek ülke ayaklanır...
(...)
Demirtaş açıkça söyledi:
TC bize adalet veremez. Biz kendi ülkemizde özgür olacağız!
(...)
Millet ve tarih bunun hesabını elbet soracaktır. Elbet soracaktır.
Gültekin Avcı/Bugün
+++
Diktatöre...
Seni izleyen kendi günahındır
Seni anlayabiliyorum aslında...
iki kişi konuşurken, bir kişinin daha orada olduğunu düşünüyorsundur...
Bu bakımdan cümleleri anlaşılmaz hale getirerek söylüyorsundur; Onu da öyle yapınca, bakalım şeyi de nasıl olsa oraya koymamız lazım gibi...
*
Ben sana söyleyeyim...
Şu odandaki saksı...
Dikkat et...
*
Saksıya kötü kötü bakıyorsun...
Dinleyebilir seni çünkü...
Kimse yokken usulca yaklaşıp arkasına göz attın... Sonra r harfi pozisyonunda boynunu uzatıp içine baktın, eminim...
Böcek var mı?
Arkasından işaret parmağını uzatıp toprağını eşeledin...
Birisi geldiğinde, zıplayıp geri çekildin... Parmağının çamurunu görmesinler diye elini cebine soktun...
Biliyorum...
Gözünü şüpheli saksıdan ayıramadın...
Yalnız kalınca yine yavaşça saksıya...
*
Eşine, çocuklarına tembih ettin:
Her şeye koyarlar... Şimdi bakıyorsun sanki yok... Ama burada öyle söylersin, o gider bakarsın öte yana bildirmiş... Ne söyleyeceksen gideceksin beriye...
Nereye?..
Bizler on yıldır yaşadık, biliriz yani...
*
Şüphelendiğin şeyler:
Priz, abajur, tablo, çerçeveler, portmanto, sehpa, kalemlik, masa, koltuklar, duvar...
Evet, duvarlardan dahi şüpheleniyorsundur, yıktırma sakın...
*
Biliriz...
Sabahları her kapı çalındığında irkildi Atatürkçü yurtseverler...
Arkadaşlarımızı alıp götürdüler... Sözünü ettiğin o devletin içindeki çete sana çalışıyordu o zamanlar... Ve günahsız insanlar düzmece kanıtlarla götürüldükçe, şöyle diyordun:
Yargı bağımsız, götürmüş, soracak tabii...
Şimdi iş sana ve çocuklarına dönünce...
*
Ama yurtseverler götürüldüler...
Kimisi orada öldü... Kimisinin yaşamının en güzel yılları alındı elinden... Kimisi hâlâ hücrede...
Yuvalar söndü, çocuklar babasız kaldılar...
Annelerin, sevgililerin gözyaşları geceler boyu dinmedi...
Karanlıkta çığlıklar yankılandı sabahlara kadar...
*
Sıra sende...
Çünkü sahip çıktığın, barındırdığın, kullandığın o ahlaksız tuzağın dostluğu olmaz...
*
Seni izleyen kendi günahındır o...
Saksıya dikkat et...
Bekir Coşkun/Cumhuriyet
+++
Esaddan önce Tayyip gidecek!..
Dış basın, başlıktaki gibi yazıyor!..
Daha doğrusu, yabancı basın Tayyiple kafa buluyor!..
Esadın ahı tuttu!..
Tayyip, eski arkadaşı sevgili kardeşi, kankası Esad için öyle laflar söyledi ki savaş çıkar!..
Neyse ki Esad, bizim tarafa birkaç havan mermisi atmakla yetindi, ama olan sınır boylarında oturan gariban vatandaşlarımıza oldu!..
Tayyip kafayı Esada takmış, her Allahın günü bindiriyordu:
Katil, Halkını bombalayan diktatör, Kitle imha silahlarıyla katliam yapıyor
(...)
Allahın tokadı yok!..
Şu sıralar Suriyede Esad, Mısırda Sisi bizimkinin haline bakıp kıs kıs gülüyordur!..
Tarihin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla beşik gibi sallanan Türkiyede Tayyip üflesen gidecek hale düştü!..
Düştü de, henüz üfleyecek kadar nefesi kuvvetli bir muhalefet yok!..
Mehmet Türker/Sözcü
+++
AKP için sonun başlangıcı
2010da anayasa değişikliği halkoylamasıyla kabul edildikten sonra HSYK üyelerinin yargıçlar tarafından seçimi gündeme gelmişti. 2010 Ekiminde alelacele yapılan seçim sonuçlarını Yeni Şafak gazetesi, Yargı, YARSAVı tasfiye etti! zafer çığlığıyla karşılamıştı. Bugün Başbakanın ve hükümet yanlısı medyanın devlet içindeki çete örgütlenmesinin bir parçası olduğunu, üyelerinin suç işlediğini iddia ettikleri, yeni Adalet Bakanının bildiri yasağı getirdiği HSYK üyelerinin yarısı, AKPnin yargıda kazandığı bu zafer sonucunda bu kurula seçildi.
(...)
HSYK seçimlerinde demokrasiye karşı kazanılan zafer bugün iktidarın kucağında patlayan bir bombaya döndü. Başbakan ilk fırsatta HSYKyı yeniden bakanlığa bağlayarak sorunu çözmeyi tasarlıyor! Halbuki soruşturmalar karşısında bu yolla kazanılacak zafer AKP iktidarının ve Tayyip Erdoğanın siyasal kariyerinin çöküşünün başlangıç noktası olacak. 2014ün ilk günlerine, mahkeme kararıyla savcılığa ifade vermeye çağrılmış olan oğluna ne yapmasını tavsiye edeceğini bilemediğimiz bir Başbakanla giriyoruz!
Ahmet insel/Radikal
+++
Her yer faiz lobisi
Gezide faiz lobisi var, Uluderede 34 yurttaşın, Reyhanlıda 53 yurttaşın öldürülmesinde, Afyonda cephane patlamasında 25 askerin ölümünde, istanbulda sel baskınında 30 kişinin ölümünde, hızlı tren kazasında 41 kişinin ölümünde, Vandaki depremde, bu yıl kuraklıkta, Milli Takımın dünya kupasını ıskalamasında, trafik çilesinde ve elbette son yolsuzluk ve rüşvet skandalında hep içeride birileriyle işbirliği yapan, kökü dışarıda faiz lobisi var.
Her yer faiz lobisi, her yer bize tuzak.
***
Faiz lobisi tam nerede, kaç derece kuzey, kaç derece batı?
AKPnin övündüğü ekonomik istikrar dışarıdan gelen sıcak para ile dönüyor. Sıcak para, ayakkabı kutusunda filan değil, trink para. O para yabancılara iyi faiz getiriyor. (...) AKP on bir yılda sıcak ve tatlı faizin tarihini yazıyor. Şöyle:
Cari açık son on bir yılda rekor kırıyor. Cari açıkta dünyada ilk beş ülke arasında biz de varız. Cari açığı sıcak para finanse ediyor. Sıcak para boşuna gelmiyor, yabancılar sıcak para ile dolar cinsinden yüksek kazanç sağlıyor.
2003 ve 2009da borsa sıcak paraya yüzde 100ü aşan getiri sağlıyor. Geçen yıl ise, yabancılar dolar cinsinden yüzde 62.1 getiri elde ediyor. Geçen yılbaşında borsaya 1 milyon dolar yatıran sıcak paracı yıl sonunda evine 1 milyon 621 bin dolar götürüyor. Yok böyle kazanç dünyada, dünyada böyle faiz yok.
Bu fırsatı sağlayan faiz lobisi. Kim onlar, Ankaraya bakmak yeter.
Kredi kartları boşuna artmıyor
AKP öncesindeki on bir yılda (1991-2002):
Yabancılar borsada yatırım karşılığında yurtdışına 12 milyar dolar götürüyor. Aynı sürede yurtdışına yapılan faiz ödemesi 44 milyar dolar. Toplamda 56 milyar dolar.
Buna karşılık, son on bir yılda (2002-2013):
Yabancılar borsada yatırım karşılığında yurtdışına 36 milyar dolar götürüyor. Aynı sürede yurtdışına yapılan faiz ödemesi 65 milyar dolar. Toplamda 101 milyar dolar.
Nerede bu faiz lobisi? Ankaraya bakmak yeter.
Ya faiz lobisi nereden kazanıyor, kimden çıkıyor bu paralar? Dünyanın en pahalı benzini, en pahalı telefon konuşması boşuna mı bizde, senden, benden çıkıyor.
Kredi kartı borçları boşuna artmıyor. Evdeki bütçe boşuna dikiş tutmuyor.
Yalçın Doğan/Hürriyet
yenicaggazetesi