mandacılıktan farkı yoktur. her iki anlamda da. manda gibi sağılmayı beklemektir. kendini nasıl olsa sağılacak manda gibi görmektir, en azından bunun sağmaya eli yatkın.
diğer anlamı da bildiğimiz diplomatik dildeki mandacılık. yani, devletin egemenliğinden vazgeçip başka bir devletin sömürgesi olmasına razı olmak. 2.d.s. sonrasında "demokrasi gelecek" diye abd mandası olmayı kabul ettik. ağaların partisi de cahil bırakılan marabalara kabul ettirdi. bugün de o devrin mirasını sahiplenen parti aynı yoldan durmadan devam ediyor.
millet de egemenliğini, hırsız olduğunu bildiği, gördüğü adamlara devretti. çünkü oğluna iş ayarlattı, kaçak villasını tamamlattırdı, ağaçları kestirip avm yaptırdı ve ağaç gölgesi yerine bina gölgesini ve plastik yılbaşı ağaçlarını kabul etti, halis zeytinyağından vazgeçip abd'den domuz yağı olan margarinleri ithal ettirdi.
dün, "sayın" cumhurbaşkanımızın bahsettiğinden farklı olarak, kuvayı milliye dönemindeki milletin istediği ve atatürk'ün uygulamaya koymaya çalıştığı "milli irade" bu değildi.
tüm günahlarını da bu minvalde meşrulaştırıyorlar içlerinde. ve bu yolla da her şey bir anda normal oluveriyor. zeki bir kitle, durmayıp yola devam etsinler!
Dünyanın cesitli yerlerinde bulundum cogunun devleti para yiyor hemen hemen hepsinin yemiyenlerde afrikadaki küçük parası olmayan ulkeler onlarda para donmedigi icin yiyemiyor...
bizim millet Allah diyen kediyi sevmiştir. Allah diyen çam ağacını sevmiştir. Allah diyen horozu sevmiştir. Allah diyen hırsızı bağrına basmıştır hadisesidir.
Hepsini kapsamamakla beraber siyaset yapanların yada onlara yakın olanların ülke idare edenlerin günümüz de yada geçmişte bu işlere bulaşmasının neticesidir. Çalan solcu veya milliyetçi için kendi görüşünde adamı savunmasında kullandığı veya kullanacağı iddianın benzeridir.
siyaseti ''servet sahibi olma aracı'' gören zihniyetin uşaklarıdır kendiler.
ayrıca herkes çalıyor dedikleri isimlere baksak, geçmişte yine kendilerinin desteklediği, iktidara getirdikleri isimler olduğunu görürüz. çalma ihtimali olan adama o gücü verip ''herkes çalıyor yaww'' demek de ayrı bir şizofreni.
bir de ''herkes çalıyor'' zihniyetinin bayrak taşıyıcıları var ki onlar da haklı (!) olarak bunu sonuna kadar savunur.
herkes çalıyor'un altında ben de öalıyorum yatar da ondan. ya da doğrudan çalmasa da çalınandan payını alıyor. yoksa neden bu denli şuursuzca savunsun ki bir insan birilerini.