demokratik yönetim anlayışı amerikan bombalarıyla ithal değil, idam sehpalarından, acı darbe tecrübelerinden gelen ve ekonomisi artarak güçlenen ülke türkiye nin asla karşılaşmayacağı durum. Saddam heykelleri yıkıldı evet. En fazla burada da bir kaç heykel yıkılır o kadar.
bahsi geçen kişi, ortadoğu ülkelerini yönlendirip kendi işine gelmeyen liderleri postalayan abd' nin bölgedeki projesinin en önemli parçalarından biri olduğu için mümkün gözükmeyen durumdur.**
turkiyenin en buyuk savunma araci demokrasidir. iyi kotu isleyen bir demokrasimiz var. eger irakda demokratik serbest hur iradeli bir meclis sistem yonetim olsaydi amerika kolay kolay isgal edemezdi.
rte elbetde bir gun gidecek , ama sizin hayal ettiginiz gibi kacarak degil secim sandiginda.
algıda bozukluk hastalığına tutulmuş insanların öne sürdüğü hipotez. türkiye'de de başka ülkelerde de diktatörlüklerin sonu geldi. şimdi demokratik gelişmeler yaşanıyor. ölmüş bile olsa mirasçılarının devam ettirdiği bir diktatörlük türkiye'de de yıkılıyor. birileri ise diktatörlüğü yıkanları diktatör ilan edip hasta beyinleriyle hayaller görüyorlar. devrimleri yapıp diktatörleri yıkan halk. peki türkiye de halk neyi yıkmaya çalışıyor?
saddam, mubarek ve kaddafi amerika'nın piyonu olmadığı için bu hale düştüler. tayib amerikan uşağı olduğu sürece onların durumuna düşmez. amerikayla papaz olsa bile minik abisi israil'e sığınır. onunla da mı papaz oldu bir arap şeyhinin ülkesine iltica eder.
evet halk ayaklanacaktır.
öyle berbat haldeyiz ki zaten, halk sefaletten ölüyor.
sadece tepedekilerin midesi dolu.
ordu akp'nin emrine girip halkını vurmaya başlayacak, sonra da dış mihrak amcalar buraya gelecektir.
gördüğünüz gibi hayalini kurunca bile komik oluyor.
%25 ile mi olacak tüm bunlar. kıh kıh kıh denir böylesine.*
hatırlatırım, üç devrik liderin de yıllardır ülkelerinde hanedanlık usulü diktatörlük yaptıklarını biliyoruz değil mi? hani tayyip dediğiniz, sayısını bilmediğim kadar partinin içinden açık ara seçilerek geldi de, ondan soruyorum.
ergen sivilcesi patlatmaya sarfedilen mesainin algıda sıçıcılık açısından önemli menfezler açması durumunun böylesine realite körlüğü gibi adverse drug reaction sebebi olduğu konusunda bilgi sahibi olmamızı sağlamıştır. yaşadığı bölgeyi izleyip yaşadığı ülkeyi görememe problemi ise bunun bir sonraki evresidir ki buna önce ulaşılır. (nasıl oluyorsa) asıl dangozitesi yüksek hadise, bölgedeki iç burkan karışıklığı kendi ülkesinde görme arzusunu gizleyememe hezeyanıdır.
Muhalefet başka türlü iktidar olamayacağı için dış güçlerle birlik olup, hükümeti devirirler. Bu şekilde basa geçebilirler. istenen bu aslında diğer ülkelerde de yaşanan bu değilmi? aşağı yukarı.
bu millet m. kemal gibi bi diktatörü al aşağı etmediyse, kendisine hizmet eden bir başbakanı al aşağı etmez için rahat olsun telkini ile cevap verilesi hede...
postalcıların ümididir , isteğidir , arzusudur.
ve hatta kk, daha birkaç ay evvelsinde bu ülkelerdeki karmaşayı , kaosu , yıkımı ve anarşiyi görünce ağzı sulanmış , türk halkını sokaklara çağırmıştı. tabi kendisini kimse iplememişti o ayrı. ama zihniyet açısından postalcıların kafa yapısını ortaya koyar.
seçim nedir demokrasi nedir bilmedikleri için "'seçimle geldi' şeklinde itiraz etmek komiktir" şeklinde saçmalarlar.
birde "mübarek 14 seçimdir 1. çıkıyor" şeklinde mum dikerler , sıvarlar.
arkadaş adamların ülkesinde 50 senedir ohal varmış lan? haberin varmı senin ohal denen şeyden? hani darbe yaptığınızda ortalığın ırzına geçmek için kullandığınız şeydir ohal. hatırladın mı? güzel.
saddam örneğine geçelim. saddam başa seçimle falan gelmemiştir. bildiğin diktatördür. diğer taraftan ırak ta şu an yaşanan iç savaş dönemini gören masum köylü ler artık saddam dönemini bile mumla aramaktadır.
muhtemelen libya dada kaddafi için aynısını söyleyebileceğiz birkaç seneye. fakat kendisi de bir diktatördür. azılısından.
ama postalcıların asla kabul etmek istemedikleri noktaya gelelim.
mısır-suriye-libya... buradaki muhaliflerin olmak istedikleri örnek aldıkları ülke türkiye cumhuriyetidir. örnek aldıkları kişide recep tayyip erdoğandır.
demokrasi seviyesini gittikçe arttırması , ve postalcılardaki ıq seviyesini gittikçe düşürmesi de bunun göstergelerindendir.
demokrasi diye bas bas bağıranlar iş tayyip erdoğana gelince nasılda antidemokrasici oluyorlar. demokrasiyle indiremiyorlar işte böyle zırva, saçma beklentiler içerisinde oluyorlar, zavallı ezikler sizi, tayyip erdoğan istemediği takdirde değil başbakanlıktan indirmek merdiven indiremezsiniz merdiven.
atı alan çoktan üsküdar'ı geçmiş olmayacak mı? alınan gemicikler artacak, satılan yerlerle doğru orantılı olarak tabi...
o hale gelmek zorunda mıyız canım ülkem?
deli saçması sözdür. adam daha 2 ay önce yüzde 50 oy aldı, öteki partilerin rüyasında bile görse inanmayacakları oy. kaddafi ile saddam ile nasıl mukayese edilir, yarın öbür gün halk sandıkta tercih etmese tasını tarağını toplayıp gidecek bir iktidardan bahsediyoruz, tabi şimdiye kadar halkın iktidarlarına alışmamış, darbe ile ara rejimlerle kurulan iktidarlara alışmış bünyeler, nasılsa gelecek seçimleri de kazanamayız halk gene bizi tokatlar şimdiden dikdatör ayağına yatalım diyerekten bi taraflarından bişeyler uyduruyorlar, tayyip erdoğanın arkasında halk vardır, onu ancak asker devirebilir, mısır ve libyadaki olaylarda iktidarın arkasında halk yoktur tek adam dikda rejimi vardır, geçmişte bizde de vardı hatırladınız dimi onu... tayyip erdoğana diktadör derken hiç o geçmişinize bakmıyorsunuz da ondan dedim.