Kime itimat etsinler acaba? iranlı arkadaşlarına mı? Millet hatırlar mısın senin partin kapatılmak üzereydi. Ağlıyordun hüngür hüngür. O dönemde o abi ve ablaların gazete ve televizyonlarından başka da sana sahip çıkan yoktu. Ama sen bilirsin. Madem yeni iranlı arkadaşlarınla iyi anlaşıyorsun. O zaman ikinci evinde sana mutluluklar diliyorum.
tayyip erdoğanın çok sert bir şekilde seçmenini kendi iradesiyle oy kullanmaya davet etmesidir. dün cemaatin akpartiye akpartinin de cemaate faydalarının olduğunu kimse inkar edemez. dün referandumda %58le çıkılmış olması sadece tayyip erdoğanı değil cemaati de ilgilendiriyordu. hatta mhp yi de ilgilendiriyordu. bu yüzden referandumu bir parti uğruna değil ülke uğruna bir hareket olarak görüp herkes siyasi görüşünü kenara koyarak oy kullanmaya çalıştı bence. herkes beklentisi dahilinde evet veya hayır dedi.
şimdiyse ciddi bir çatışma var akparti ve cemaat arasında. akparti her zaman cemaat tabanına hoşgörülü davrandı ve davranıyor. ama fetonun yaptığı hainlikleri sineye çekmek mümkün değil. hele hele akpartiyle yollarını ayırması yetmiyormuş gibi bir de chp yle işbirliği yapmış olması yenilir yutulur bir hareket değil. chp yi seversin sevmezsin ben iki şekilde de sana kardeşim derim. siyasi düşüncesi yüzünden şahısları yargılamayı doğru bulmam ama bir topluluğa lider tayin edilmiş kişinin dün ve bugün farklı olmasını yargılamanın doğru olduğunu düşünüyorum. feto dün en büyük düşmanı chp ile nasıl işbirliği yapabilir. chp li kardeşlerime de soruyorum bunu. dün chp en büyük düşman bellediği fetoş cemaatiyle nasıl böyle kucak kucağa olabilir?
burada ya cemaat ya da chp kanadında bir pürüz var arkadaş. bir taraf döneklik yaptı. o tarafı herkes biliyor zaten. neyse...
tayyip erdoğan burada sadece akparti seçmenine de seslenmiyor. herkese sesleniyor bence. çünkü sadece akpartililerin evine gidilmeyecek. kapı kapı dolaşılacak. kim için? fetoş için. kim için? kemal için. neden peki?
sen koskoca cemaat bugün akparti ile haklı veya haksız sebeplerle siyasi ihtilafa düşmüş olabilirsin. birçoğumuz desteklediğimiz partinin bazı hareketlerini desteklemeyebiliyoruz. mesela ben akaryakıt zammı konusunda akpartiye deli gibi kızıyorum. eyvallah sen de kızarsın ama sırf düşünce ayrılığı oldu diye hem desteklediğin partinin hem de senin en büyük düşmanın olan chp ile nasıl işbirliği yaparsın? sadece chp mi? okyanus ötesi diye başlayıp fetoya ve cemaatine binbir küfür saydıran mhp ile nasıl iş birliği yaparsın?
asla "cemaatten isen chp veya mhp ye oy vermemelisin, senin yerin akpartidir arkadaşım" gibi bir düşünceyi savunmuyorum. akpartiliyim ve akpartiye oy toplama derdinde olmadım asla. aksine herkes düşüncesine en uygun partiye oy vermeli bence. buna bdp de dahildir.
ama ortada şöyle aptalca bir durum var. feto cemaatine "akpartiye oy verin" diye emrediyor, hop hepsi akpartili oluveriyor. şimdi de "chp ve mhp için oy toplayacağız artık chpli oldunuz, mhpli oldunuz" diye emir geliyor. hop anında 180 derece dönüveriyorlar. arkadaşım senin aklın fikrin zekan mantığın yok mu. tamam sen fetoyu lider belle. onun mal mal kitaplarını oku, videolarını salya sümük izle ama onun senin yerine düşünmesine izin verme. hz. peygamber(sav)in bile kararlarını yargılama hakkın varken, o bile hata yaptığını düşünüp ümmetinden özür dileyebiliyor helallik isteyebiliyorken, fethullah veya said nursi veya başka bir dini topluluk liderini senden dini yönden bilgili diye her şeyi bildiğini düşünerek teslim etme kendini. biraz da kendin düşünmeye çalış. bu millet hep birileri kendi yerine düşündüğü ve karar verdiği için beyinsiz oldu çıktı abi. eğer senin mantığın chpyi uygun buluyorsa git ona ver oyunu. ama birileri emrediyor diye akpartiye de oy verme. verme abi, verdiğin oy senin bu ülkedeki söz hakkındır. bunu ister yerel ister genel yönetimde düşün, değişen birşey olmaz. ufacık çocuklar bile babalarının bazı kararlarından rahatsız olup oflayıp puflayabiliyorken sen koskoca yetişkin olarak başkalarının senin yerine karar vermesine izin verme. fethullah istedi diye kapı kapı dolaşıp akpartiye veya chp ye oy toplama.
kısa bir süre öncesine kadar o abla ve abilerden gelen tüm kıyakları cebe atmış, gücünü kullanmış, oyunu almış samimiyet diye bir huydan nasip almamış kişi söylemidir. yiyin birbirinizi millet görsün ne bok olduğunuzu.
tayyip erdoğan ve ak parti'nin henüz esamesinin dahi okunmadığı dönemlerde fethullah gülen ve cemaati vardı. tayyip erdoğan'ın en zor günlerinde, özellikle refah partisi içerisinde filizlenen yenilikçi kanat hareketinin lideri olarak parlayışı ve yükselişi, o ve cemaatinin destekleri sayesinde olabilmiştir. aksi takdirde, necmettin erbakan gibi bir siyaset duayeni ve kanaat önderinin partisi içerisinde kök salıp güçlenebilmesi, o parti içerisinden önemli bir grubu kurduğu siyasi partiye çekebilmesi tahayyül dahi edilemezdi.
"fethullah gülen, tayyip erdoğan ve arkadaşlarına bu desteği neden verdi ve bir yıldız gibi parlamasına vesile oldu?" derseniz; kuşkusuz, ondaki lider enerjisini görmesinden ve bu özelliğinden, gerek kendisi ve gerekse cemaati adına olabildiğince nemalanma hevesindendir.
niyetleri iyidir veya kötüdür tartışılır ama tayyip erdoğan, güçlü liderlik vasıflarına sahip bir insandır. düşünün bir kez! milyonların gücünü ardına alma yeteneğini kendinde görmeyen bir lider, 80 yıllık kurulu düzenin çarklarına çomak sokma cesaretini nereden bulabilirdi? bir genelkurmay başkanını hapse gönderebilme cesaretini, cumhuriyet tarihi boyunca hangi siyasi lider kendinde görebilmiştir.
20 yıl öncesine kadar tahayyül dahi edilemeyecek şeyler gerçekleşmiştir bu ülkede. ordu tümüyle kışlasına çekilmiştir. bırakınız! mevcut iktidara ültimatomlar vermeyi, genelkurmay dahil hiçbir ordu kademesinden yeni oluşumlara yönelik görüş dahi gelmez olmuştur.
tüm bunlar olmuştur olmasına da halkın tayyip erdoğan ve ekibine olan teveccühü de kendisinin dahi beklemediği düzeylere ulaşmıştır. bunu hissettiği anda ise vaktiyle kendisini destekleyen fethullah gülen ve cemaatine karşı bir güç ve hükümranlık mücadelesine girişivermiştir. nihayetinde çıkarlar çatışmaya, pastalar büyüdükçe alınan paylar artmaya ve bu sebeple de iktidar ve destekçi güçler ile cemaat arasındaki paylaşımlarda çıngarlar çıkmaya başlamıştır ki sonuçlarını birlikte izlemekteyiz.
tayyip erdoğan'ın sözünü ettiği abiler ve ablalar; kendi döneminde yetişen ak gençlerin abileri ve ablaları, yani dünkü cemaatçilerdir. düşman da demeye dili varmıyor ama içinden geçen tabirin aslında o olduğu ayan beyan ortada.
