"kadın ve erkek eşit değildir, olamaz" diyenlerin -bizim memlekette değil canıııım, olur mu- ete kemiğe bürünmüş canlı örneği.
düt: partizanlık adına bu bile olağan görünüyor bazılarına, üzüntü veren bir durum. çok da sıkışan olursa hz. muhammed dönemi ile ya da islam inancı ile karşılaştırmaya kalkan şakacılar da çıkacaktır. hatta daha da sıkışırsa "ha o dönem, ha bu dönem, aynısı bak valla aynısı" diyenleri de olur. dindarlıkla partizanlık örtüşmez ağalar ama dincilik ile partizanlık cuk oturur. işte bu yüzden bu memleketi var eden ruh, dinin siyasete bulaşmaması ve saf ve temiz vicdanlarda olması gerektiği gibi varolabilmesi için çabalamıştır. ha, o ruh bu beyinlere çok mudur, az mıdır, hak mıdır; onun takdirini de mahşer gününe, yaradana bırakalım.
bu adamla evlenecek kadının kadınlık gururundan yoksun, kendine bir gram saygısı olmayan birisinin olması gerekiyor zira kendisini bu kadar aşağılayacak başka bir duruma sokamaz.
(bkz: herkes 3 çocuğu ayrı karıdan yapsın)
islamın gereklerine kadın açısından bakmak gerekir.
adamın aldığı kadın diyor ki, dördüncüyü alabilir hakkıdır ama kırılırım tabiki.
alabileceği kadının hepi topu, zekası, dünyası bu kadar.
peki alamayacakları kadınlar ne olacak, onlarda en yakın zamanda alınabilecek düzeye getirilecek.
sonra da pekin +5 protokollerinde eşitlikten, referanduma gidecek anayasa maddelerinde pozitif ayrımdan söz et.
şu kadınlar ne zaman anlayacaklar aptal yerine konulduklarını, kandırıldıklarını, sömürüldüklerini.