beş bin lira kredi kartı borcum vardı. nasıl ödeyeceğimi bilemiyorum. maaş ancak karnı zar zor doyuracak kadar. ben ne yaptım kafayı çalıştırdım tabi. evime yaklaşık otuz bin liraya aldığım tüm ev eşyalarını ikinci el eşyacıya altı bin liraya sattım. borcumu ödedim. bin lira para bana kaldı. bu zeka kokan hareketimi duyan arkadaş ve aile çevrem saygıyla bana şöyle dediler;
- kafanı sikeyim düşünce tarzına sıçayım.
böyle bir anımdır.
imf'ye olan borcun bir şekilde başbakanımız sayesinde ödenmesidir.
2002de 129.6 milyar dolar olan Türkiyenin toplam dış borcu, 2012 sonunda 336.9 milyar dolara fırladı. Bunun içinde kamunun dış borcu yüzde 59,8 oranında net 38.6 milyar dolar artarak 64.5 milyar dolardan 103.1 milyar dolara yükseldi. Merkez Bankasının dış borcu 22 milyar dolardan 7.7 milyar dolara gerilerken, özel sektörün dış borcu ise 2002-2012 döneminde yüzde 425le artış rekoru kırdı. Bu dönemde net 183 milyar dolar büyüyen özel sektör dış borcu 43.1 milyar dolardan 226 milyar doları yükseldi.
hâl Böyleyken recep tayyip erdoğan ve akp hükümeti sayesinde türkiyenin borcunu bitmiş değil türkiyenin götü daha bir açılmış daha bir esnek hale gelmiştir.
kimsenin objektif yaklaşmadığı olay. muhalefet düşünceliler çamur atmak için yok cari açık yok şu aslında bişey olmadı diyor, akpliler eski osmanlı geliyor çok güçlendik artık imf bizden borç alıyor hehehe. diyor. ulan hepinizden nefret diyorum.
ülkeyi satarsan ödenecek borçtur. az bile ödemiş o kadar satışa. arkadaş bir anlayamadınız gitti. özelleştirmeleri en çok yapan hukuk bürolarında çalıştım. net söyleyeyim yabancı yatırımcılar ağızlarının suyu aka aka damlıyorlar ülkeye. bize de veriyorlar saatimize 500 600 dolar. dikkat edin "saatimize". sonra hukuk bürosunun sahibi de para basma makinasını açıyor. yolsuzluk diz boyu. abdüllatif şener bile kabul etti her özelleştirme ayrı bir yolsuzluk diye. memlekete o kadar sıcak para akıyor ki (tabi ülke satıyorsun para akacak) imf borcu devede kulaktı dostum.