özgür basını savunan bir insan olmakla beraber, zamanında başbakan ın bir lafı ile en çok sevilen yazarının yazılarını değiştiren, sansürleyen ve en sonunda yine başbakan ın tek bir lafı ile onu işten çıkaran aydın doğan a beter olsun dediğim tartışmadır. çünkü zamanında bu tarz sansürlerde bulunan kişi şimdi kalkmış "özgür basın, diktatörlük" vs. gibi haddini aşan konulardan bahsediyor.
bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu aydın bey?
medya patronları, yalakalık yaptığı kişilerin sütten çıkmış ak kaşık olmadıklarını bildikleri halde, yalakalık yaparken düşünecekleri bir tablodur.
tencere dibin kara, seninki benden de kara lafı da tam bu mevzuya "cuk" oturmuştur, kullanmadan edemeyeceğim.
bir tarafında vakt-i zamanında sırf arkalarına almak için poaş'ı 3-30 paraya verenler, 3-30 paraya verdikleri halde borcunu öteleyenler, vergi borçlarını sıfırlayanlar kendi basınlarını yaratınca doğan grubu'na saldıranların olduğu diğer tarafında ise kendi maddi çıkarları uğruna vakt-i zamanında bu şahıslara karşı oldukça yakın davrananların olduğu muharebedir.
aydın doğan'ı günahım kadar sevmem fakat ey recep tayyip erdoğan, madem bu kadar namuslusun -bakın namussuzsun demiyorum- poaş'ın satılışında, poaş'ın borçlarının ötelenmesinde, doğan grubu'nun milyarlarca dolarlık vergilerinde "uzlaşma" adı altında indirime gittiğinde doğan grubu'na yaptığın kıyakları neden açıklamıyorsun? doğan grubu'na "uzlaşma" adı altında yaptığın indirimler bu halkın cebinden çıkmadı mı? maşallah önceden çok memnundun doğan grubu'nun desteğinden?
körlerle sağırların birbirlerini ağırlamadıkları ortaya çıkmıştır, dişli olayından darbe alan akp'nin kirli çamaşırları artık birer birer aydın doğan'ın menfaatlerinin kesilmesinden sonra ortaya dökülecektir, "yiyin birbirinizi de halk rahata ersin" demekten başka temennim de yok.
fısıltı gazetesinde yıllardır konuşulan şöyleydi, aydın doğan sıfırdan başlayıp devasa bir servetin sahibi oldu, bu ülkede yolsuzlk yapmadan kimse bir anda bu kadar zengin olamaz, gazeteleri almadan önce sağlam bir vurgun yaptı, sonrasında gazetelerde yarattığı spekülasyonlarla sürekli bir yerleri yerden yere vurdu sonra gidip oraları değerinden çok altına satın aldı. cem uzan ın da kullanmış olduğu bu taktik sonradan sonraya başına bilinen şeylerin gelmesine sebep olmuştur. her türlü ahaksızlığı yapan bu türlü insanlara karşı savaşta tayyip erdoğan ı desteklemek gerekmektedir.
beklenen ancak gecikmiş olan savaş. kavganın ana kaynağı akfırat beldesindeki milyar dolarlık formula 1 pisti yakınındaki arzi rantı. sen misin buna bunun yapı ruhsatını bana vermeyen? almanya daki deniz feneri davası geçen seneden beri süre gelmekte ve savcının iddiaları yeni değil ama nedense son 10 gündür meydanlarda. burda erdoğan çok mu masum ? asla 10 mayıs 2007 de maliye bakanlığı petrol ofisi nin borçlarını, 1.2 milyar ytl den 275 milyon liraya indirdi. o zaman biraz aydın doğan ın sesi kesildi.
erdoğan ın düğmeye basmasında anayasa mahkemesi nin akp yi kapatmaması ve gücünü medya gücünün üstüne çıkarması da etkili oldu. artık sev sevme akp tek güç oldu ve asker bile onlarla mutabakat imzalayıp işlerine karışmıyor. dolmabahçe mutabakatında olduğu gibi.
aydın doğan , erdoğan ı mesut yılmaz filan sanıyor ama arkasında fethullah gülen cemaatini, amerikayı ve ab yi almış bir başbakan a karşı ne yapabilir ? tartışılır.
her iki tarafın da çok güçlü olduğu kapışma. tayyip erdoğan'ın elinde yaptırım yetkisi var ama diğer taraftan aydın doğan'ın koç holding'in medya grubu başkanı olduğunu unutmayın. yanisi, çok büyük bir savaştır; görünen kısmı buzdağı misali küçük bir kısımdır.