bir laf vardır, çok ayıptır. bir deyim. kibarcasına buldun da bunuyorsun derler. tayyip erdoğan bunu öğretmiştir türk milletine. tüp kuyruklarından, karaborsalardan, parasızlıktan, dünyadaki herhangi bir ülkenin hapşırığına dayalı ekonomiden bıkmamışlara öğretmiştir tayyip erdoğan bunu.
çalıp çırpmakmış, kabadayılıkmış, birşey bilmiyormuş. siz ve sizinkiler çok biliyordu da, ebemiz sözlüğün ebesine döndü zevatınız sayesinde.
dış politikanın adam gibi yönetilebileceğini, ekonomide hiç görmediğimiz şeyleri görmemizi öğretmiştir tayyip erdoğan. size ve zevatınıza da o deyim cuk oturmaktadır. hadi dağılın şimdi!
-siyaseti: oy için her şeyin mübah olduğunu,
-nezaketi: öcalan'a sayın diye hitap etmeyi,
-aile kavramını: en az 3 çocuk! yapılması gerektiğini,
-dini: müslüman olanın laik olamayacağını,
-askerliği: yan gelip yatma yeri olmadığını,
-ata'ya saygıyı: her 10 kasım'da yaygara kopartıldığını,
-halkın refahının önemini: çiftçi ve annesini tatile göndermesi.
dinleyen kişi adam gibi adamsa çok şey öğrenir. ama salağın tekiyse ancak ayrıntıya takılı kalır. sağda solda "one minüt", "kaderinde var" falan filan diye dolaşır. Hani derler ya millete akıl dağıtılırken sen neredeydin ? işte başbakanımızı dinlemeyenler, dağıtılan akıldan mahrum kalıyorlar. sonra sağdan soldan anlatılanlara bakıp "one minüt" diye dolaşıyorlar. bir gün karşıma çıkmasın yarım aklınıda ben alırım.
dünya liderlerinin önünde her an biryerlerini verecekmiş gibi eğilmemek. taşak ve teğet geçmenin ayrımını ise şöyle özetliyoruz: taşak geçen ülke (bkz: yunanistan) teğet geçen ülke (bkz: türkiye) birçok yazarımızın yaşı müsait değil belki ama biz daha önceki hükümetler dönemlerinide yaşadık. dünyada kriz yokken bu ülke bugün yunanistanın geldiği durumdaydı. keza sağlık sektörü tek kelimeyle sürünüyordu ama bize az bile o yaşananlar. bizi bizden iyi tanıyan atalarımız ne demiş; deveye diken insana siken yararmış.