böyle bir durumda şaplak atıp şansımızı denemeliyiz.
başımdan geçen bir olayı anlatıyım.
onu gördüğümde üstünde beyaz bir body, altında da aşk kırmızısı bir taytı vardı. saçlarını kurdele yapmış, çok güzel bir toka ile sabit tutuyordu.
ağzında lolipop şekeri ile kırıta kırıta yürüyorken bir ara göz göze geldik. sanki o da beni günaha davet ediyordu.
yanından geçerken göz kırpmış, lolipopunu ağzına çıkarıp sokmuştu.
o an bir cesaret geldi. kendimi cesuryürek gibi hissettim ve kızı takip etmeye başladım.
tam evlerinin önünde zile bastığı anda tüm gücümle seksi bir şaplak attım.
bana döndü ve şehvetli bir ses tonuyla istersen bize gel atari oynarız dedi. aslında niyetinin atari oynamak olmadığını anlamıştım ama insan sekiz yaşında böyle oluyor işte.
en fazla yanaktan öpmeyi biliyor insan. zaten dudaktan öpsem hamile kalır diye biliyordum.
sonraları bizim komşu kızı Ebru büyüdü, şarkıcı oldu.
siz onu Ebru polatdiye tanıyorsunuz.
doğal istektir. ben bile kendimi şaplaklamak istiyorum bazen. yeşil giyince ork, mavi giyince na'vi gibi hissediyorum kendimi. saça da iki kalem soktuk mu tek eksiğimiz bir çift katana ile bir mini uzi.
birgün yapacağım çılgınlıktır. Ama öyle bir şaplak atacağım ki o minik güzel totosunun her iki yanağında da profilden 5 parmağımın portresi çıkacak. Sonra hemen taksiye biner kaçarım.
içlerinde sadece istek olarak kalacak, eyleme dönüştüremeyecek sapık erkek düşüncesidir. bunu yapmak göt ister çünkü. avucunuzu yalarsınız pis erkekler sizi hıh.
herkesin aklından geçen ama insanlık gereği tutulan durum. yapılırsa ayıptır ama suç değildir. o taytı giyip tahrik ederken suç yok biz şaplak atınca mı suç? bırakın.