bir hayvan sever olarak beni derin kederlere sürüklemiş bir olgudur.
pek çok farklı çeşit hayvanla arkadaşlık kurmak, beraber vakit geçirdikçe onunla duygusal bir bağ geliştirmek mümkün. Bu sayede o hayvanın size bağlanmasını, duygusal bir çekim hissetmesini, gelip kucağınıza kıvrılmasını, sözünüzü dinlemesini, gözünüze bakmasını, sizi takip etmesini, koklamasını,sevmesini sağlayabiliyorsunuz.
hatta illa memeli olması gerekmiyor. Kuşlarda da bunu yapabiliyorsunuz. evdeki muhabbet kuşunun size alıştıktan sonra gelip omuzunuza konması,dudağınızla, burnunuzla oynaması, sıcaklığınızda huzur bulması, soğuk gecelerde gelip kucağınıza sığınması görülmemiş bir olay değil, dostlarım.
ama bu tavuklar var ya... bildiğin öküz karakterli yaratıklar. henüz bir tane tavuğun bile sahibiyle duygusal bir bağ kurduğunu görmüş değilim. bunlar bildiğin et üretimi için özel dizayn edilmiş robotlar gibiler. önüne yemini atıyorsunuz geliyor. sevmeye kalkıyorsunuz, götünü dönüp kaçıyor. isterseniz bir yıl, isterseniz bin yıl bu döngüye devam edin, her sabah yemini elinizden verin... yok. tavuk denilen yaratık duygusal bir bağ kuramıyor.
yazık.
ne zaman tavuk yesem o duygusuz ve robot gibi geçen ömürlerini düşünüp üzülüyorum.
hassas bir adamım ama feminen değilim, yanlış anlaşılmasın. bilgiye ve araştırmaya değer veren bir düşün adamıyım sadece.
evlenecek kız aramıyorum. ama uygun bir teklifle beni satın almayı başaracak güzel bir kızla evlenebilirim de, miktar önemli.
eskiden bir dizi vardi, ismini animsayamasam da zeynep kamil adindaki horozla duygusal bag kuran yasli bir teyze vardi. tavuklarla da duygusal bag kurulabiliyor yani, mesela ben kizarmis tavuklara bayiliyorum ayrica.